Ağız kanserleri, baş-boyun kanserleri arasında ikinci sırada
Ağız boşluğu kanserleri, baş-boyun bölgesinde ülkemizde gırtlak kanserinden sonra ikinci, gelişmiş ülkelerde ise gırtlak kanserinin önünde, ilk sırada yer alıyor. Ağız kanserlerine neden olan ilk faktörün sigara kullanımı olduğunun altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ziya Saltürk, “Ağız içinde uzun süreli lezyon ve sigara kullanımı kanser riskini arttırır. Kanser riskini azaltmak için sigara kullanılmamalı” açıklamasında bulundu. Doç. Dr. Ziya Saltürk, konuyla ilgili önemli bilgiler verdi...

Türkiye’de baş boyun bölgelerinde ağız kanseri ikinci sırada görülürken, gelişmiş ülkelerde ise gırtlak kanserinin önünde, ilk sırada yer alıyor. En sık karşılaşılan türü, yassı epitel hücreli karsinomdur ve oluşumunda en önemli etkenlerden biri de sigara kullanımıdır. Örneğin Güneydoğu Asya’da yaygın olarak betel nut isimli keyif verici bir maddenin çiğnenmesi, Hindistan ve çevresinde de ağız kanserlerinin sık görülmesine neden oluyor.
Dildeki tümörün erken fark edilmesi tedavi için önemli
Ağız boşluğu kanserleri, premalin lezyonlar adı verilen oluşumlar ile başlayabiliyor. Bunlar içerisinde en sık karşılaşılan lökoplaki adı verilen beyaz renkli plaklardır. Özellikle dil ve ağız tabanında daha yüksek olmak üzere ortalama yüzde 1 kadar kanser gelişme riski vardır. Eritoplakiler kırmızı kadifemsi premalin lezyonlardır ve kanser gelişim riski daha yüksektir. Liken planus ve oral submuköz fibrosis denilen lezyonlar da risk taşıyabilir.
Hastalar dil lezyonları (yaraları) dışında genellikle lokal ileri evre olarak hekime başvuruyorlar. Dildeki değişikliler, yaralar genellikle erken farkına varılıyor ve insanlar erken evrelerde başvuruyorlar. Bu da tedavide başarı oranını yükseltiyor. Ağız tabanı gibi diğer bölgelerdeki tümörler ise ilerlemiş olarak karşımıza çıkıyor.
Ağız tabanı kanserlerinde tam bir kulak-burun-boğaz muayenesi yapılmalı
Ağız tabanı kanserlerinde öncellikle tam bir kulak burun boğaz muayenesi yapılması önemli. Boyun MRI ve boyun BT (bilgisayarlı tomografi) tanıda ve evrelemede oldukça önemli. Ayrıca patolojik olarak tanı konulması tedaviye başlayabilmek için de zorunludur. PET CT ileri evre hastalıklarda tercih edilmesi gerekli bir tetkiktir. Tedavi cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi olup genellikle cerrahi, radyoterapi/radyokemoterapi yöntemlerine başvuruluyor.

Prof. Dr. Ziya Saltürk,
eğitimini Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladı. Uzmanlık eğitimini
ise Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB Kliniği'nde gerçekleştirdi. 2006-2011
yılları arasında Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB Kliniği’nde
asistan doktor olarak
çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Amasya Suluova Devlet
Hastanesi'nde zorunlu hizmetini tamamladı. 2013 yılından
itibaren Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Başasistan-Eğitim
Görevlisi olarak hizmet veren Doç. Dr.
Saltürk, 2019 yılının Kasım ayından beri Anadolu
Sağlık Merkezi’nde KBB hastalıkları uzmanı olarak görevini sürdürüyor.