Çek-Yat, evlilik düşmanı

Değişen yaşam koşulları, çiftlerin çok çalışması, daha iyi koşullarda yaşam arzusu gibi birçok etkenle evlilikleri sürdürmek her geçen gün zorlaşıyor. Aile içinde yaşanan huzursuzluklar da birçok zaman yatakların ayrılması ile sonuçlanıyor. Evlilik ise temel olarak yatakları birleştirmek ile başlıyor. Dikkat ederseniz yatak odasındaki her şey yani dolaplar, yatak, yorgan çift kişiliktir. Eskiler “Bir yastıkta kocayın” der ve yastıkları da çift kişilik kullanırlardı. Aslında birlikteliği temsil eden şeyler, tamamen gece birlikte yatmakla, bir odayı paylaşmakla ilgilidir.

Evlilikte yaşanan sorunlar ve çözme yöntemleri ise her çift için farlılık gösteriyor. Sağlıklı bir ilişkide, aynı yatakta uyuyan kişiler aynı zamanda cinsel olarak da birleşirler. Duygusal, fiziksel ve cinsel anlamda bütün olurlar. Çiftler için aynı yatakta yatmak; “yan yana” olma ve sembolik olarak bütün olma anlamı taşır.

Çoğunlukla erkekler yatağı terk ediyor

İlişkilerdeki çatışmalar bazen ciddi yaşamsal sorunlara ortak çözümler bulamamaktan, bazen çiftler arasındaki güç savaşından bazen de ilişkinin temelinde yatan sorunlardan ortaya çıkar. Anlaşmazlıklar karşısında çiftlerin verdiği tepkiler de farklılaşır. Ülkemizde en sık görülen tepki, erkeğin yastığını alıp salondaki 3’lü koltuğa geçmesidir. Koltukta yatmak ise çok daha derin anlamlar barındırır. Yatakları ayırmak dile getirilmese de “Seninle muhatap olmak istemiyorum, bu konuda sana tepki gösteriyorum, sana yakın olmak istemiyorum ve seninle ‘bir’ olmak istemiyorum” gibi anlamları içinde barındırır.

Yastığını alıp koltukta yatmak olgunlaşmamış bir tepki

Eşlerden birinin, paylaşılan yatağı terk etmesi olgunlaşmamış bir tepkidir aslında. Eşler arasındaki anlaşmazlıklarda, çatışma ve kavgalarda bir çözüm gibi uygulanan yatakları ayırmak, çift olmanın temel öğelerinden biri olan “biz“ olmayı sekteye uğratır. Bir süre sonra da yatağı terk etmek, alışkanlık haline gelebilir. Bir kere yatağı ayırmak her anlaşmazlıkta benzer tepkinin verilmesini kolaylaştırır ve çiftler yakınlaşamaz, sorunlarını konuşamaz ve uzlaşamaz olurlar.

Çocuğunuzu yatağınızda yatırmayın

Bir başka salonda yatma nedeni de “çocuk“tur. Anne, bebekle yatakta yatar, baba salona gönderilir veya baba onlar rahat etsin diye gönüllü olarak yastık ve battaniyesini alarak salondaki kanepeye geçer. Burada aynı anda hem anne-baba ve çocuk, hem de karı- koca ilişkisindeki yapıyı zedeleyen birçok unsur vardır. Bebek kendi yatağında yatmalıdır, her ağladığında, yani anneye ihtiyaç duyduğunda anne kalkıp yanına gitmelidir. Böylece bebek hem kendi odasını sahiplenir, hem annesinin ona her ihtiyacı olduğunda yanına geleceğini anlar...

Cinsel sorunlara neden oluyor

Bu sürecin anne-bebek arasında güvenli bağlanmanın gerçekleşmesine de olumlu etkileri olur. Böylelikle babanın da başka bir yerde yatmasına gerek kalmaz. Çocuk istedi diye yataklarını ayıran çiftler arasında duygusal ve cinsel problemler de ortaya çıkabilir. Bu durumlarda çocuğun da kendi odasında yatmaya alışması zorlaşır.