Glokom Nedir?
“Sessiz tehlike” diyoruz çünkü glokom (göz tansiyonu) genellikle bir belirti vermeden ilerliyor. Oysa bu tehlike, düzenli göz muayenelerinde erkenden duyulduğunda, glokomun kontrol altına alınması da bir o kadar kolaylaşıyor…

Dünyanın tüm güzelliklerini, renkleri, sevdiklerimizi, yaşadığımız şehri her sabah uyandığımızda o iki pencereyi açarak görüyoruz. Özellikle son yıllarda, modern hayatın akıllı oyuncaklarıyla (tablet ve telefon gibi) daha çok yorduğumuz gözlerimizin sağlığı elbette çok önemli. Öyle ki; görme fonksiyonumuzu tehdit eden, iki penceremizi kapatmaya çalışan pek çok hastalık var. Gözlerimizin beslenmesini sağlayan göz içi sıvısının boşalamaması sonucu göz içi basıncının yükselmesi ve sinirlerin hasar görmesiyle ortaya çıkan, tedavisinde geç kalındığında görme kaybına, hatta körlüğe neden olan glokom da bunlardan biri… Çocuklarda da görülen fakat daha ziyade ileri yaşlarda (50 üzeri) karşılaşılan glokom genellikle belirti vermiyor. Anadolu Sağlık Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Naci Sakaoğlu, göz içi basıncı ölçümünün, özellikle 45-50 yaş aralığından itibaren düzenli göz muayeneleriyle takip edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Glokomun Türkiye’de görülme oranı yaklaşık %2. Ancak tanı konmuş hastaların oranı %25-30’larda. Yani halen tanı konmamış glokomlu hasta sayısı çok yüksek. Kimlerde, hangi nedenlerle görüldüğüne ve nasıl tedavi edildiğine, Dr. Naci Sakaoğlu’nun verdiği bilgiler dahilinde bakmak istedik. En çok merak edilen soruları yanıtlayarak…
1- Glokom açısından kimler daha riskli?
Hastalığın nedenleri, aynı zamanda risk faktörlerini de ortaya koyuyor. Bu faktörler, glokom açısından kimlerin daha riskli olduğunun da bir listesi:
- Göz içi basıncı yüksekliği
- 50 yaş üzerinde olmak
- Ailede glokom öyküsü, genetik yatkınlık
- Birlikte seyreden başka göz hastalıklarının varlığı (diyabetik retinopati, santral retinal ven dal tıkanıklığı, üveitler, oküler travmalar)
- Uzun süre kortizon kullanımı, arktik bölge hastalıkları (Kanada, Grönland)
- Coğrafik bölge etkisi (Doğu Asya halklarında dar açılı glokomun sık görülmesi gibi).
2- Glokom tanısı için sadece göz içi basıncını ölçtürmek yeterli mi?
Glokom tanısı için dikkatli bir göz muayenesi şarttır. Tonometri adlı cihazla göz içi basıncı ölçülürken, görme alanı muayenesi ile çevresel görmede bir hasar olup olmadığı incelenir. Kornea kalınlığı ölçülür, göz siniri ve retina damarlarının daha ayrıntılı analizleri için gerekirse tomografik incelemeler de yapılır.
3- Glokom tedavisi görme kaybını düzeltiyor mu?
Tedavideki en temel amaç; hastalığın yol açtığı görme kaybını, göz siniri hasarındaki ilerlemeyi durdurmaktır. Bu nedenle o ana kadar oluşan göz sinir hasarı ve görme kaybı geriye dönük olarak düzelmez. Tedavi için; göz sinir hasarına yol açmayacak, hastalığın ilerlemesini durduracak göz tansiyonu seviyelerine ulaşma hedefiyle bazı ilaçlar (çoğu göz damlası) ve/veya cerrahi teknikler, lazer uygulamaları kullanılabilir. Çoğu hastada başarılı olan bu tedavilerin yetersiz kaldığı durumlarda, lazer ve cerrahi tekniklere de başvurulabiliyor. Unutulmamalıdır ki; glokom tedavisi ömür boyu devam edecek bir tedavidir ve bu sayede görme kaybının ilerlemesi önlenir.
4- Düzenli spor glokom için faydalı mı?
Düzenli egzersiz göz tansiyonunu geçici olarak düşürür, ancak anaerobik egzersizden kaçınmak lazım. Yani koşarken, bisiklete binerken aniden hızlanmak, mekik, barfiks gibi hareketler, ağırlık kaldırmak, baş aşağıya gelecek şekilde yapılan skuba diving ve bungee jumping gibi sporlar göz içi basıncını yükselttiği için glokom açısından zararlıdır, önerilmez.
5- Bir aylık bebeğimin tek gözü neden daha büyük?
Anne ya da babası akraba olan ve ailede körlük öyküsü bulunan, bir ya da iki kardeşi glokomlu doğan bebeklerde doğumsal glokoma rastlanabilir. Göz tansiyonunun anne karnında artması henüz yumuşak olan göz küresinin dış kabuğunun genişlemesine ve bebeklerin büyük gözlü doğmalarına neden olur. Ayrıca göz mavimsi renkte, kornea mattır. Bu bebekler ışıktan kaçarlar ve gözleri aşırı sulanır.
6- Vitamin ve mineral almak glokoma iyi gelir mi?
Vitamin ve mineral takviyelerinin glokom tedavisinde yeri yoktur. Ancak bazı vitaminlerin ve magnezyumun ana tedaviye ek olarak fayda sağladığına dair bazı bilimsel çalışmalar var. Buna rağmen günlük tedavi pratiğinde henüz bir kural haline geldiğini söyleyemeyiz.
7- Oküler hipertansiyon nedir?
Göz basıncı 22 mmHg üzerinde olduğu halde glokom olmayan kişiler oküler hipertansiftir ancak bu bir hastalık değildir. Önemli nokta şu; göz basıncı diğer insanlara göre yüksek olduğu için glokom olma riski taşırlar.
8- Normal basınçlı glokom nedir, nasıl tedavi edilir?
Glokomlu hastalarda göz basıncı genellikle 20 mmHg ve üzerindedir. Glokomun bu tipinde ise göz basıncı 20 mmHg’nin altında seyreder. Yavaş ilerleyen bir glokom tipiyken tedavisi ise oldukça zordur. Kan ve damar hastalıklarıyla yakın ilişkisinden dolayı tedavisinin bu açıdan da desteklenmesi önemlidir.

Dr. Naci Sakaoğlu, eğitimini Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladı. Uzmanlık eğitimini ise Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Prof. Dr. Reşat Belger Göz ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaptı. Aynı Hastanede 5 yıl Glokom departmanının başında çalıştı.Bu dönemde katarakt ve refraktif cerrahi konusunda da çok sayıda cerrahi gerçekleştirdi.Kartal Eğitim ve Araştırma hastanesinde Kornea nakli konusunda çalışmaları ve cerrahi çalışmaları oldu. 2001 yılında Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Göz Bankası kurucu direktörü olarak görev yapan Dr. Sakaoğlu, aynı hastanede kornea nakli, refraktif cerrahi ve ön segment cerrahisi alanında da çalıştı.Çok sayıda ön segment cerrahisi yanı sıra asistan tez çalışmalarına destek sağladı 2007 yılında Dünya Göz Hastanesi’nde excimer laser alanında ve diğer refraktif cerrahilerde görev aldı.Katarakt ve glokom cerrahilerine de ağırlık verdiği bu dönemden sonra 2008 yılında Anadolu Sağlık Merkezi’nde çalışmaya başlayan Dr. Sakaoğlu, halen göz hastalıkları uzmanı olarak görevini sürdürüyor.