Hedefe yönelik tedavi ile kemoterapi ihtiyacı önümüzdeki yıllarda azalacak
Kanser tedavisinde hedefe yönelik tedaviler her geçen gün daha çok önemli hale geliyor. Önümüzdeki yıllarda kanser tedavisinde daha az kemoterapi ve daha çok akıllı ilacın kullanılabileceğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Daha erken dönemde hastalara tanı koyabileceğiz, daha az ameliyata gerek olacak ve ilaç tedavisiyle daha çok başarılı sonuçlar alabileceğiz” açıklamasında bulundu.

Hedefe yönelik tedavilerde vücudun kendi bağışıklık sistemi kullanılarak tümör yok edilmeye çalışılıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bunun önümüzdeki dönemde akciğer, meme, kalın bağırsak gibi tümörlerde faydalı olmasını bekliyoruz. Kandan alınan likit biyopsi ile kanser tanısının daha erken konulmasını bekliyoruz. Tümörler üzerinde yapılan analizler sayesinde yeni bilgilere sahip oluyoruz. İlaçların en ideal kullanma şekliyle ilgili de her geçen gün daha fazla bilgiye sahip oluyoruz” dedi.
Hedefe yönelik tedaviler kanser hücresini nasıl bloke ediyor?
Hedefe yönelik tedavilerin kanser hücresinin çoğalma yolunu bloke edildiğini dile getiren Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “İnsan genom projesi 2013 yılında tamamlandı. Proje tamamlandıktan sonra kullanılan teknoloji ile hangi moleküler genetik bozukluklarla kanser hücresinin çoğaldığını anlamak mümkün oldu. Bu gelişme sayesinde şu ana kadar 800 üzerinde genetik değişiklik gösteren kanser hücresinin çoğalması engellendi. Böylece kanser hücresinin çoğalma yolunu buldukça, o yolu durduracak ilaçlar keşfetmek mümkün oluyor. Bu tedavilere hedefe yönelik tedaviler diyoruz” açıklamasında bulundu.
Yeni nesil dizileme analizi ile tümör nasıl anlaşılır?
Yeni nesil dizileme analizi, yani kanserde genetik analiz ile tümörlü parçayı alıp hangi yollarla çoğaldığını keşfetmenin artık mümkün olduğunu belirten Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Yeni nesil dizileme analizi hastanın tümöründeki genetik bozukluğun türünü ortaya koyan bir tanı yöntemidir.
Bu yöntemde tercihen hastanın tümör dokusunun bir parçası patoloji laboratuvarına gönderilir ve orada bunu analiz eden cihazlarla değişiklik gösteren genlerden hangisinin bozuk olduğuna bakılır. Bu analiz bize hangi genetik yol üzerinden tümör hücresinin çoğaldığını ve hangi ilaçlar ile o yolu bloke edebileceğimizi gösteriyor” dedi.
Likit biyopsi ile tümor hücresini saptamak
Hastanın tümör dokusundan parça almanın her zaman kolay olmadığını ve zaman zaman bazı riskler içerebildiğini söyleyen Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Özellikle hastadan parça alınmayan veya parça almanın güç olduğu durumlarda likit biyopsi yöntemi hastalar için büyük bir önem taşıyor. Bu yöntem ile parça alınmasına gerek kalmadan kan analizi gibi kan alınıyor. Özel makinelerde analiz edildikten sonra tümör hücresi kolaylıkla saptanıp hastadan bir parça dahi alınmadan tümör ile ilgili özellikler öğreniliyor” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. N. Serdar Turhal, 1997-2011 yılları arasında Marmara Üniversitesi Hastanesi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı olarak görev yaptı. 2014 yılında Anadolu Sağlık Merkezi’nde çalışmaya başlayan Prof. Dr. Turhal’ın sırasıyla 2023 ve 2027 yılına kadar geçerli Avrupa ve Amerikan Onkoloji Board diplomaları vardır. Dr. Turhal Avrupa Tıp Uzmanları Birliği Medikal Onkoloji Bölüm Başkanlığına da 2023 yılına kadar süren dönem için 2. kez seçilmiştir.