Kronik yorgunluğa karşı ‘Ozon’
Virüs ve bakterileri öldürmede oldukça etkili bir gaz olan ozon, sağlık alanında da önemli bir role sahip. Tıpta pek çok hastalığın iyileşme sürecinde etkisi olan ozon terapisinin özellikle hastanın enerjisini ve bilişsel düzeyini olumlu etkilediği için ileri yaşlarda daha verimli sonuçlar verdiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sadi Kayıran, “Ozon terapisi pek çok hastalığın tedavisinde gözle görülür faydalı sonuçlar verirken, aynı zamanda söz konusu hastalıkların oluşmasını önlemede de ciddi bir rol üstleniyor” açıklamasında bulundu.

Oksijen atomundan oluşan ozonun özellikle iyileşmeyen yaralar, diyabetik ayaklar, dolaşım bozuklukları ve kronik yorgunluk gibi durumlarda kullanıldığını anlatan Anadolu Sağlık Merkezi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sadi Kayıran, “Ozonlama, yaklaşık yüz yıldır bilinen bir teknoloji olmasına rağmen kıymeti daha yeni anlaşılıyor” dedi. Sağlıklı bireylerin de vücut antioksidan kapasitelerine göre yıllık ozon dozu üzerinden belirli sayıda seansa girilebildiklerini belirten Dr. Kayıran, “8-10 seanslık bir tedavinin ardından ayda bir ya da iki ayda bir hatırlatma dozuyla zinde kalmak mümkün oluyor. Dolayısıyla ozon terapisinin sağlıklı bireylerde veya hastalarda, enerjik ve zindelik hali oluşturmak için de uygulanabilen tamamlayıcı bir tedavi yöntemi olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
Ozon nedir?
Ozon üç oksijen atomundan oluşan bir kimyasal bileşiktir (O3). İki atomlu normal atmosferik oksijenin (O2) çok yüksek enerji taşıyan bir şeklidir.
Uzaydan ve özellikle güneşten gelen zararlı ışınları emerek, yeryüzüne inmelerine engel olan atmosferin stratosfer tabakasındaki ozon için eski tarihlerde Yunanca “Tanrının Nefesi” (ozein) ismi verilmiştir.
Tıbbi ozon nedir?
%5 ozon ve %95 oksijen karışımından oluşan tedavi amaçlı kullanılan bir bileşimdir. Ozon gazı medikal ozon jeneratörlerinde saf oksijenden üretilir.
Ozon bir nefes sıhhat midir?
Özellikle şimşek ve yıldırımların oluştuğu fırtınalardan sonra taze hava kokusu diye içimize çektiğimiz havada bu hissi yaratan, bulutların elektriklenmeleri esnasında meydana gelmiş olan ozondur.
Ozonun etkileri ve yaşamımız için gerekliliği daha sonra keşfedilmiştir. Günün stresini atma, rahat uyuma, kronik yorgunluktan kurtulma, başta kanser, kalp hastalıkları, mantar, iyleşmeyen yaralar, diyabet, astım, damar tıkanıklıkları ile Multipl Skleroz, Alzheimer, Parkinson gibi nörolojik hastalıklara, hepatit ve AIDS’e bağlı problemlere, sağlıklı yaşlanmaya çare olacağı düşünülmektedir.
Ozon terapi nedir?
Uzaydan ve güneşten gelen ultraviyole ışınları atmosferin Stratosfer tabakasındaki ozon ile reaksiyona girerek oksijen molekülünün oluşumunu sağlarlar. Meydana gelen oksijen yeryüzüne inerek soluduğumuz havaya katılır. Ozon gazı, tıpta hastalıkların tedavisinde 50 yıldan fazla zamandır Avrupa'da yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Aktif oksijen molekülü olan ozon gazı kullanılarak yapılan iyileştirici tedavilere “ozon terapi” denilmektedir. Oldukça eski bir tedavi şekli olmakla beraber her geçen gün farklı yararlı etkilerinin bulunması onu yeniden güncel hale getirmektedir.
Ozon terapi basit ve pratik bir şekilde uygulanır. Kan yoluyla, kas içine, cilt altına, torbalama sistemi, rektal (makat) ve vajinal yollarla uygulanmaktadır.
Kronik yorgunluğa ve iyileşmeyen yaralara karşı ozon terapisi
Yüzey ve su temizliğinde kullanılan ozonun aynı zamanda virüsleri ve bakterileri de öldüren bir gaz olarak bilindiğinin altını çizen Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sadi Kayıran, “Bu yönüyle tıp alanında pek çok hastalığın tedavisinde, gözle görülür faydalı sonuçlar veriyor. Ozon terapisi özellikle kronik yorgunlukta, bağışıklık sistemindeki bazı bozukluklarda, kas ve eklem ağrılarında, iyileşmeyen yaralarda, diyabetik ayaklarda, dolaşım bozukluklarında, zona ve herpes gibi sorunların tedavisinde ve hepatit benzeri virüs hastalıklarının ağır seyrettiği durumlarda kullanılıyor” dedi.
Tedavi kişiye özel olarak planlanmalı
Atmosferin üst katmanlarında UVB ışınlarının O2’yi O3’e çevirmesiyle oluşan ozon gazının hava kirliliği yapmadığını, kötü kokuları yok ettiğini, yaşam alanlarındaki tozları emdiğini, mikropları öldüğünü, sağlıklı bir ortam yarattığını ve insanlara ferahlık ve zindelik hissi verdiğini anlatan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sadi Kayıran, “Tedavinin seansları hastalığa göre de değişkenlik gösterirken en az 6 seans olma zorunluluğu var. Antibiyotik gibi, bir gün kullanıldığında hiçbir anlamı olmayan bu tedavinin de en az 6-8 seansı kullanılması önemli. Tedavinin dozu, seansı, seans sıklığı kişiye özel olarak belirleniyor” açıklamasında bulundu.
Ozon tedavi yöntemleri
Major Yöntem: En yaygın kullanılan bu yöntemle 50-200 ml kan alınarak, dozu belirlenmiş ozonla karıştırıldıktan sonra kan tekrar kişiye geri verilir.
Minor Yöntem: Kişiden alınan 2-5 cc kan, belirlenmiş dozda ozonla karıştırılarak kas içine enjekte edilir.
Subkutan: Belirlenmiş doz ve hacimdeki ozon gazı ince uçlu bir iğne ile cilt altına enjekte edilir.
Eklem içine ozon gazı verilmesi: Eklem rahatsızlıklarında uygun bir iğne ile belirli dozda ozon gazının eklem içine verilmesidir.
Ozon terapi ile vücudumuzda hangi değişiklikler oluşur?
- Daha temiz, daha yumuşak ve daha gençleşmiş bir cilt sağlar.
- Hücre ve dokulara giden kan dolaşımını hızlandırır.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir. Enfeksiyon hastalıklarına karşı direnci arttırır.
- Damarları (arter ve venler) yeniler, tansiyonun düzenlenmesini sağlar.
- Kan ve lenf sistemini temizler.
- Derinin üçüncü bir böbrek ya da ikinci akciğer sistemi gibi çalışmasını sağlar.
- Kaslarda biriken toksini gidererek kasları gevşetir ve yumuşatır, esnekliğini arttırır.
- Eklem ağrılarını ve kas rahatsızlıklarını iyileştirir.
- Hormon ve enzim üretimini normale döndürür.
- Beyin fonksiyonlarını ve hafızayı kuvvetlendirir.
- Depresyon ve sıkıntıyı ferahlatıcı etkisi vardır. Stres hormonu olarak bilinen Adrenalini okside ederek genel bir sakinlik sağlar. Depresyon kaynaklı gerginliği gidermeye yardımcı olur.
İleri yaşlarda daha olumlu sonuç alınabiliyor
Ozon terapisinin pek çok hastalıkta kullanıldığı gibi, bazı yaş aralıklarında ve kimi ciddi hastalıklarda kullanılamadığını söyleyen Dr. Kayıran, “Lenfoma gibi kan kanseri türlerinin birçoğunda, glukoz 6 fosfat dehidrogenaz enziminin eksikliğinden kaynaklı favizm hastalığının tedavisinde, kanama-pıhtılaşma zamanı bozuk olan hastalarda, T3, T4 ve TSH değerleri yüksek olduğunda, hastanın tiroitlerinin çok çalıştığı durumlarda ve kalbin atım gücü yüzde 40’ın altında seyrettiğinde uygulanmamalı. Tedavi için önerilen bir yaş sınırı bulunmamasına rağmen, hastanın enerjisini ve bilişsel düzeyini çok olumlu etkilediği için ileri yaşlarda daha verimli sonuçlar veriyor” dedi.
Ozon terapi hangi durumlarda uygulanır?
- Kronik yorgunlukta
- Akut enfeksiyonlarda
- Bağışıklık sisteminin düşkün olduğu durumlarda
- Toplumda da yaygın bir hastalık olan genital uçuktan sonra ortaya çıkan ağrılarda (uygulanan ilk terapiden sonra, ağrıda 36-48 saat içinde yüzde 70 oranlarında gerileme görülüyor)
- Diyabetik ayak (ozon terapisinden sonra iyileşme hızında bir hafta içinde yüzde 42 artış gözlemlenebiliyor)
- Yanık tedavilerinde (ozon terapide 2. ve 3. derece yanıklarda 4. haftadan sonra ciddi iyileşmeler gözlemleniyor)
- Enflamasyonlu (iltihaplı) ve dejeneratif eklem hastalıklarında
- Romatizmal hastalıklarda
- Anti-aging (yaşlanmayı geriye çevirme) ve yeniden canlanma.
- Yaşlı kişilerde önlem ve tedavi amaçlı.
- Göz hastalıklarında
- Kanser hastalıklarında
- Cilt mantarları ve enfekte cilt lezyonlarında
- Enfekte yaralarda
- Proktitis ve kolit gibi bağırsak hastalıklarında
- Virüslerden kaynaklanan hastalıklarda
- Karaciğer enflamasyonu hastalıklarında
- Dolaşım bozukluklarına bağlı hastalıklarda
Ozon terapi kimlere uygulanmaz?
- Alyuvarlarda bir enzim eksikliği ile birlikte seyreden “favizm” (GL-6-F Dehidrogenaz Enzimi Eksikliği) olarak adlandırılan hastalığa sahip olanlarda
- Hipertiroid durumunda (tiroid bezi aşırı çalışanlarda)
- İleri derecede kansızlık ve kanla ilgili rahatsızlığı (Hemofili, kanama pıhtılaşma hastalıkları v.s.) olan hastalarda
- Kronik ve tekrarlayıcı pankreas bezi iltihaplarında (pankreatitler)
- Yeni gelişmiş kalp enfarktüsü ve kanamanın aktif olarak devam ettiği beyin felci gibi durumlarda
- Ozona karşı alerjisi veya intoleransı (tahammülsüzlüğü) olanlarda (çok nadir görülen bir durum olup, daha ziyade kokuya olan tahammülsüzlüklerde oluşur)
Bu bakımdan uygulama öncesi bazı laboratuvar analizleri yapılarak durum denetlenmelidir.
Hastaların bilmesi ve dikkat etmesi gerekenler
Ozon terapi düşük riskli ve genellikle standart medikal tedavilerin eşliğinde tamamlayıcı, destekleyici ve yeniden yapılandırıcı bir yöntemdir.
Ozon terapinin herhangi bir şekli uygulanmadan önce terapiyi uygulayacak doktora kullanılan ilaçlardan ve uygulanan özel diyetlerden yakın zamanda bitmişse bile bahsetmeyi unutmayınız. Sadece doktor tavsiyesiyle bunları bırakmalısınız. Doktorunuz ayrıca kalıtımsal hastalıklardan, alerjilerden ve diğer şikayetlerden ve geçmişte nasıl tedavi edildiğinden veya edilmekte olduğundan haberdar edilmelidir.

Dr. Sadi Kayıran, 1973 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden 1999 yılında mezun oldu. 2004 yılında İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı’nda Fizyoloji uzmanlık eğitimini, 2009 yılında da Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’nda Fizik Tedavi uzmanlık eğitimini tamamladı. 2012 yılında Acıbadem Kocaeli Hastanesi’nde çalıştı. 2013 yılında İstanbul Pendik Yüzyıl Hastanesi’nde Fizik Tedavi uzmanı olarak çalıştı ve bu kurumda aynı zamanda mesul müdür olarak görev yaptı. 022 yılında Anadolu Sağlık Merkezi’nde çalışmaya başlayan Dr. Sadi Kayıran, Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi’nde fizik tedavi uzmanı olarak görev yapmaktadır.