Pandemi stresi tatlıya ilgiyi arttırdı
COVID-19 salgını ve karantina süreci bireylerin duygu durumlarında ve fiziksel aktivitelerinde bazı değişimlere sebep oldu. Yoğun stres dönemlerinde bireylerin içinde bulunduğu koşullar ve ruh durumunun beslenme davranışlarını da etkilediğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Kişi duygusal boşluğu, kaygıyı, stresi yemekle kapatmaya çalışır ve sonrasında yaşadığı pişmanlıkla daha stresli olabilir ve yine bu stresi kontrol altına almak için yemek yeme gibi keyif veren etkinliklere yönelebilir” açıklamasında bulundu. Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu konuyla ilgili önemli bilgiler verdi...

Stres, kaygı ve belirsizlik nedeniyle yaşanılan olumsuz duygu durumu bireylerin yemek yeme alışkanlığını kalıcı veya geçici olarak değiştiriyor. Pandemi döneminde birçok kişinin ihtiyacı olmasa da alışveriş yapıp kilo alması ise tesadüf değil. Beyinde salgılanan dopamin ve serotonin gibi ödül, mutluluk ve haz ile ilişkili hormonlar, besin tercihimizi belirliyor. Karbonhidrattan zengin besinler mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin artışına sebep olduğundan stresli veya kaygılı hissettiğimizde kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor. Dolasıyla içerisinde bulunduğumuz olumsuz duygunun azalması ve iyilik halinin artması için kolay ulaşabildiğimiz, lezzetli yemeklere veya alışverişe yöneliyoruz.
Değişen yoğun stres durumları beslenme alışkanlığını değiştiriyor
Bazı anksiyete, öfke, depresyon gibi duygu durumları iştahta azalmaya veya artmaya sebep olabiliyor. Yapılan araştırmalara göre üzgün ve kaygılı duygu durumundaki kişilerin mutluluk haline kıyasla daha kalorili ve daha fazla miktarda besinleri tercih ettiği görülüyor. Pandemi gibi büyük stresli olaylarda keyif alabileceğimiz, kendimizi iyi hissedebileceğimiz şeylere yönelmek normal bir durum. Özellikle karantinada keyif alacağımız aktiviteler kısıtlı olduğu için her bireyin kolayca yöneldiği şey güzel, tatlı şeyler yemek ve lezzetli görünen, farklı yemekler denemek oldu.
İyi hissetmek için arayış içerisindeyiz
Yoğun stres altındaki bir kişi, iyi hissetmek ve hızlı bir şekilde rahatlamak için kolay ulaşılabilir olan paketli gıdalar, karbonhidrattan zengin besinler, şekerli yiyecekler ve içeceklere yöneliyor. Özellikle bu yiyeceklerin bağımlılık yaptığını göz önüne aldığımızda, iyi hissetmek için sürekli bir arayış içinde oluyoruz. Bunun yanı sıra, bu süreçte satın alınan paketli gıdaların bile ne kadar uzun süreli yenebildiği, bizi ne kadar oyaladığı önem kazandı. Örneğin küçük bir çikolata yerine kocaman bir paket atıştırmalık daha uzun süreli yenebildiği ve görsel olarak daha çok doyum hissettirdiği için daha çok tercih ediliyor. Çikolata, şekerli yiyecekler gibi besinlerin bağımlılık yaptığını biliyoruz. Bu da iyi hissetmek için sürekli bir arayış içinde olma döngümüze sebep oluyor.

Uzm. Klinik Psikolog Ezgi Dokuzlu Yeditepe Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldu. Klinik Psikoloji Yüksek Lisans eğitimini Üsküdar Üniversitesinde tamamladı. Yeditepe Üniversitesi Sinirbilim doktora eğitimine devam etmektedir. Eğitimi sırasında Np İstanbul Beyin Hastanesi, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Uzm.Dr. Meltem Uzun Nöroloji Kliniği, Hayat Hastanesi, Kadıköy Bahariye Anaokulu, Bursa Birey Koleji, Özel Mavi Penguen Anaokulunda çalışmıştır. Çeşitli kurumlara ve okullara danışmanlık yapmakta, çocuk, ergen ve yetişkinlere psikoterapi hizmeti vermekte olan Ezgi Dokuzlu, Ekim 2019 tarihinden bu yana Anadolu Sağlık Merkezi’nde psikolog olarak görevini sürdürüyor.