Hemen Arayın

Sezgilerine güven, farkında ol!

okuyabilirsiniz.

Farklı din, dil, ırk, kültür ve ekonomik çevrelerden insanların gittikçe daha da kalabalıklaşarak bir arada bulundukları kent yaşamının ruhsal ve fiziksel etkileri, Z kuşağının yaşam alışkanlıkları, ekonomik sorunlar ve tabii pandemi… Hepsi bir araya gelince 6. duyumuz olan sezgilerimizi ve dolayısıyla sezgisel bilgilerimizi de ne kadar az kullandığımızın farkında mıyız?

Sezgilerine güven, farkında ol!

Görüyoruz, işitiyoruz, kokluyoruz, tadıyoruz, dokunuyoruz. İşte bu 5 duyumuz ve onların bizlere verdiği bilgilerle günlük hayatımızı sürdürürken, aslında bir duyumuz daha olduğunu hep unutuyoruz. Üstelik bu duyunun köklerinde nezaket ve empati gibi, bugünlerde çok ihtiyacımız olan davranış biçimleri ve duygular var. Altıncı duyumuz olan sezgilerimizden bahsediyoruz. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Selin Karabulut’un verdiği bilgiler ışığında hazırladığımız bu yazımızda, günümüz kent yaşamının getirdiği davranış biçimlerinin kuşaklar arasında yarattığı ayrımlara küçük bir pencere açarken, farkındalığınızı artıracak birkaç öneriyi de konumuzun içinde okuyabilirsiniz...

Z KUŞAĞI 6. DUYUSUNU KULLANMIYOR

Sezgilerimizin bizlere verdiği bilgilerin günlük yaşamımıza en güzel yansıması, pek çok alanda farkındalığımızı artırması oluyor. Örneğin bir bankada arkamızda birilerinin olduğunun farkında olup buna göre dikkatli, özenli ve uygun hareket etmeyi, geri döndüğümüzde onlara çarpmamak için o mesafeyi hesaplamayı sezgilerimizle sağlıyoruz. Burada tabii nezaket ve görgü kurallarının da sezgisel bilgilerimize dahil olduğunu söylemeliyiz. Ancak günümüzde, özellikle Z kuşağında (1997-2012 yıllarında doğanlar) sezgisel bilgilerin neredeyse hiç kullanılmadığını gözlemlemek mümkün. Belki de bugüne kadar sezgisel bilgilerine ihtiyaç duymadılar, ihtiyaç olmayınca bu duyularını da geliştiremediler. Kulaklıkla müzik dinlerken sesin dışarıya taşacak kadar açılıp başkalarını rahatsız edebilecek olması ya da metrobüste oturan bir gencin, yanında ayakta duran yaşlı birini fark etmemesi… Günlük hayattan çoğaltabileceğimiz bu gibi örnekler, Z kuşağında altıncı duyunun kullanımının çok düşük olduğunu gösteriyor. Bu durum empati yeteneğinin gelişmesini engellerken, kent yaşamında hep arzu ettiğimiz o nezaket kültürünün yaygınlaşmasının da önüne geçiyor. 

HER KUŞAĞIN RUHU FARKLI 

Bugün belki çok eleştirdiğimiz Z kuşağı, elbette bir önceki kuşaktan pek çok yönüyle ayrışıyor. Öncelikle bunun farkında olmalı, “Bizim kuşak gibisi var mı, nerede o eski günler” gibi kalıplaştırdığımız savunma söylemlerinden vazgeçmeliyiz. Çünkü farkındayız ki, her kuşağın farklı bir ruhu; farklı bakış açıları, farklı davranış biçimleri, beğenileri var. Z kuşağı, kendi benliğine daha çok odaklanan, dijital teknolojilerle iç içe bir kuşak. Analitik düşünme becerileri, satış ve pazarlama kabiliyetleri, yaratıcılıkları belki de bu sebeple bizlerden daha gelişmiş. Gününün çoğunu akıllı cihazlarla geçiren çocuklar ve gençler, sosyal ilişkilere, üç boyutlu problemlerin çözümüne, sözel ve bedensel iletişime, sezgisel bilgileri kullanmaya neredeyse ihtiyaç duymuyorlar artık. Hatta duygularını dahi emoji dediğimiz görsel ifade biçimleriyle gösteriyorlar. Sezgisel bilgiyi kullanma ve hayatta bunu işe yarar kılma yeteneği; yani duygusal zeka, Z kuşağında da var ancak geçmiş kuşaklarda olduğu gibi güçlü değil. 

Değişim hayatın olağan akışında olan bir gerçeklik. Yenilenen koşullara göre hayatımız da yeni bir form kazanıyor ve her yeni koşulda formumuzu değiştiriyor, dönüştürüyoruz. Bu yüzden, 35 yaş üstü insanların (X ve Y kuşakları) artık kızmak yerine Z kuşağını anlamaya odaklanmaları, onlarla kıyaslama yapmak yerine ev ve sosyal yaşamlarında uyumlu olmayı denemeleri her zaman için daha sağlıklı sonuçlar getirecektir. Aşağıdaki önerileri dikkate almanızda yarar var: 

  • Standart bakış açılarının dışına çıkmaya çalışın
  • Yeniliklere ilgi duyup farkında olun
  • Bilmediğiniz, tanımadığınız kelime, iş, uğraş veya kişileri öğrenmeye çalışın
  • Aynı işyerinde çalıştığınız iş arkadaşlarınıza “iş arkadaşı” muamelenizden vazgeçmeyin

KENT YAŞAMINDA KENDİNİZİ DAHA İYİ HİSSETMEK İÇİN… 

Anlamaya çalışın. Kuşaklar arası çatışmaların temel nedeni empati yoksunluğundan geliyor. Yaşadığınız geçmiş size aitti. Her kuşağı kendi koşullarında değerlendirip anlamaya özen gösterin ve kıyaslama yapmaktan kaçının. 

Nezaketinizden vazgeçmeyin. Kent yaşamı ve yaşadığınız koşullar sizi daha kızgın ya da daha tepkisiz yapmış olsa da nezaketinizden uzaklaşmayın ve duyarlı olmaya, fark etmeye devam edin. Hepimiz aynı dünyada var olmaya çalışıyoruz.

Ruh sağlığınızı ihmal etmeyin. Eğlenmek, haz almak, keyif duymak, dinlenmek gibi önemli duygusal ihtiyaçlarınızı ihmal etmeyin 

Konfor alanınızı değiştirin. Yeri geldiğinde genişletin, yeri geldiğinde daraltın. Her gün araba kullanmak sizi trafikte daha öfkeli yapıyorsa ulaşım için farklı alternatifler geliştirmek size daha iyi gelebilir. 

Aklınızın ve mantığınızın sesini dinleyin. Sezgilerinize güvenin ve onları kullanmaktan çekinmeyin. Otomatik cevaplar vermek yerine durun, nefes alın, bekleyin, düşünün ve öyle cevap verin. Ve hatta bazen susun ve gülümseyin.

Çocuklarınıza adalet duygusunu aşılayın. ABD’de ebeveynler çocuklarına çok küçük yaşlardan itibaren insan haklarını ve mülkiyet haklarını aşılıyorlar. “Arkadaşlarına bağırmaya hakkın yok, bir canlının canını yakmaya hakkın yok, komşunun bahçesinden izinsiz meyve almaya hakkın yok” gibi hayatın içinden pek çok söylem çocukların bu konudaki farkındalıklarını yükseltmelerine yardımcı oluyor. “Bağırma!” yerine “Sesinden rahatsız oluyorum” veya “Başkalarına bağırmaya hakkın yok” cümleleri daha güzel, ne dersiniz?

Paylaş WhatsApp
Randevu Al
Uzm. Psk. Selin Karabulut Hızlan
Doktorun Biyografisini Gör

Psikolog Selin Karabulut sırasıyla; Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi, Acıbadem Mobil, ARM Psikiyatri / Psikoterapi ve çeşitli özel okul ve özel kurumlarda çalıştı. 2014 yılında Anadolu Sağlık Merkezi’nde çalışmaya başlayan Uzm. Psk. Karabulut, halen psikolog olarak görevini sürdürüyor. 


Randevu almak artık daha da kolay!

Apple Store ve Google Play Store’dan indireceğiniz Anadolu Sağlık Online Servisler uygulamasıyla işlemlerinizi çok daha hızlı yapabileceksiniz.

Uygulamamızı şimdi indirirseniz anında dilediğiniz doktordan online randevu alabilir, test ve görüntüleme sonuçlarınıza kolayca ulaşabilir ve geçmiş doktor ziyaretlerinizi görüntüleyebilirsiniz.

app store
google play

Öncelikle Anadolu Sağlık Merkezi olarak birinci önceliğimizin hasta/hasta yakınlarımızın ve çalışanlarımızın sağlığı olduğunu belirtmek isteriz. Bu doğrultuda, dünyadan sonra Türkiye’de de Coronavirus (COVID–19) vakası görülmesinin ardından hastalarımızı ve refakatçilerimizi korumak ve güvenliklerini en üst seviyede tutmak amacıyla hastane yönetiminin aldığı önlemler çerçevesinde hasta ziyaretlerine bir süreliğine izin verilmeyeceğini paylaşmak isteriz.

Hastanemizde yatan hastalarımıza yalnızca bir refakatçinin eşlik etmesini önemle rica ederiz.

Anlayışınız için teşekkür ederiz.