Spor yapan çocuklar okulda daha başarılı
Anadolu Sağlık Merkezi’nden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı, sporun çocuğun gelişimindeki öneminden bahsederek,“Sporun önemini ve gerekliliğini çocuklara aşılayabilirsek onlara daha sağlıklı bir geleceğin de kapılarını aralamış oluruz” diyor.

Sporun çocuğa faydaları
Spor büyüyen çocuğun fiziksel gelişiminin yanında psikolojik ve sosyal yönden gelişimine de katkıda bulunur. Bireysel sporlar; özgüvenin, kendi sorumluluğunu alma yetisinin gelişimine katkıda bulunurken, takım sporları; paylaşmayı, yardımlaşmayı, takım halinde hareket ederken bireysel hırsların takımın önüne geçmesini kontrol etmeyi geliştirir. Spor yapan bir çocuk zamanını doğru kullanmayı öğrendiğinden okul başarısı da beraberinde gelir. Düzenli fiziksel aktivite ile çocuğun kuvvet ve dayanıklılığı artar, kemik gelişimi olumlu yönde etkilenir, kilo kontrolü sağlanır. Spor ile hareketsizlik ve aşırı kilo sonucunda erişkin dönemde gelişebilecek kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı ve diğer sağlık problemlerinin gelişimi önlenebilir. Spora başlamadan önce çocuğun spor yapmaya engel olabilecek bir sağlık probleminin olup olmadığı değerlendirilmelidir. Çocuğun yaşı, anatomik ve fonksiyonel yapısı, kuvveti göz önünde bulundurularak hangi sporları yapmaya elverişli olduğuna karar verilir.
Hangi yaşta hangi spor?
5 ile 7 yaş arasında yani erken çocukluk dönemindeki çocuklar düzenli egzersizden çok, koşma, atlama, zıplama, yüzme gibi bütün vücut hareketlerini içine alan, büyük kas gruplarını çalıştıran aktiviteler tercih edilmelidir. Yaratıcılığı ve araştırmayı geliştirici oyunlar, basit figürler içeren dans ve folklor aktiviteleri desteklenmelidir. Bu yaş grubunda çocuk daha çok bireyseldir, bundan dolayı bireysel aktivitelere yönlendirilmelidir Orta çocukluk döneminde yani 8-9 yaş civarında ise yukarıdaki aktivitelere ek olarak bisiklete, takım sporlara, temel spor hareketlerinin öğrenilmesine yönelik aktivitelere, kompleks figürler içeren dans ve folklor aktivitelerine başlanabilir. Bu yaş döneminde grup aktivitelerine ağırlık verilebilir. Takımca mücadele, liderlik, kişisel disiplinin gelişimi açısından önemlidir. Her çocuğa liderlik şansı verilmelidir. 10 yaşından sonra yarışma tarzı bireysel ve takım sporlarına, grup aktivitelerine ağırlık verilmelidir. Kişisel ve takım sporlarında yarışma tarzı organizasyonlara başlanabilir. Spesifik spor dallarına ait çalışmalar için uygun yaşlar ise; jimnastik, futbol, basketbol, voleybol, atletizm, tenis, kayak için 9-11 yaş, güreş için 12 yaş, bisiklet için 14 yaş, halter için 15-16 yaş, boks için ise 17 yaştır.Ailelere düşen görevler nelerdir?
- Spor yaparak çocuğunuza örnek olun.
- Okulda veya dışarıda ailece aktivite programlarına katılın.
- Çocuğunuzu cesaretlendirin, yönlendirin ama baskıcı olmayın.
- Yapıcı eleştirilerle çocuğunuzu destekleyin.
- Çocuğunuzun fiziksel yetenekleri ve kapasitesinin ötesinde hedefler belirlemeniz spordan uzaklaşmasına sebep olabilir.
Çocukların anatomik, fizyolojik ve psikolojik yönden gelişimleri devam ettiğinden egzersiz programları oluştururken dikkat edilmelidir. Çocuğun güvenliği her zaman birinci derecede önemlidir. Çocuklarda; aşırı kullanmaya bağlı yaralanma ve aşırı egzersize veya travmaya bağlı büyüme plağını yaralama riski yüksektir. Yeni aktivitelere çocuğun toleransının ve becerisinin artması için düşük yoğunluk ile başlanmalı ve yoğunluk kademeli şekilde artırılmalıdır. Çocuklarda termoregülatuvar sistem dediğimiz vücut ısısının ortama göre ayarlanma sistemi tam olarak gelişmediğinden çok sıcak ve soğuk ortamlarda spor yaparken vücudun uyumunda güçlükler yaşanabilir. Bundan dolayı ortama uygun kıyafet ve yeterli sıvı alımı çok önemlidir. Çocuklar yaşama hazırlanırken gördükleri ve örnek aldıkları ilk modeller anne ve babalarıdır. Eğer ebeveynler sağlıklı, spor ile iç içe bir yaşam tarzını ailece benimseyebilir ve bunu ailece yapılan bir sosyal aktivite haline getirebilirse çocuklar da bu alışkanlığı erişkin yaşantısına ve kendi çocuklarına aktarabilir.

Prof. Dr. Semih Akı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi, Istanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’nda 1994 yılında uzmanlık eğitimini tamamlayan Prof.Dr.Semih Akı, Anabilim Dalında 1998 yılında doçent, 2005 yılında profesörlük ünvanını alarak 2013 yılına kadar bu görevini sürdürdü. 2005 yılında Anadolu Sağlık Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünü kurarak,halen bu bölümde görevini sürdürmektedir. 2019 yılından beri Kayropraktist olarak hizmet vermektedir.