Doktora Sor
1. Webinar: Hamilelik ile İlgili Sorulan Sorular
Op. Dr. Meltem Çam
-
Gebe kalmadan neler yapılmalı?
Gebe kalmadan evvel aslında yapılması gereken çok özel şeyler yok. Her kadının normalde senede 1 kere düzenli bir kadın doğum muayenesi olması ve rahim ağzından kanser taraması dediğimiz SMEAR testinin yapılması gerekiyor. Muayeneler sırasında hastanın mutlaka ultrasonla rahim ve yumurtalıklarını değerlendiriyoruz. Bunun dışında özellikle taşıyıcı hastalıklar anlamında Hepatit B çok yaygın. Bu nedenle HBsAG dediğimiz tetkikin yapılması, tiroid hormonları açısından TSH bakılması, belki çocuklukta birtakım hastalıkların geçirilip geçirilmediğinin – özellikle de kızamıkçığın- kontrol edilmesi uygundur. Sadece gebe kalmadan önerdiğimiz hastalarımız mutlaka günlük 400 mikrogram folik asit kullanmaya başlamalı. Detaylı bilgi için Gebelik Öncesi Testler başlıklı konumuza da göz atabilirsiniz.
-
Gebelere hangi uyarılarda bulunuyorsunuz?
Gebe hastalarımıza genellikle aynı uyarılarda bulunuyoruz. Testlerimiz ve gebeliğin tespit edilebilmesi için biraz zamana ihtiyacımız var. Bu nedenle korunmayı kesen bir hanım hiç olmazsa adet kesilmesi 1 hafta-10 gün olduktan sonra mutlaka bir kadın doğum hekimiyle temasa geçmeli. İlk başta yapılması gereken tetkik her zaman gebeliğin var olup olmadığının tespit edilmesidir. Bu arada kan grubu mutlaka herkeste bilinmeli.
-
Gebeliğin ilk haftalarında yapılan testler nelerdir?
Gebeliğin ilk yarısında yapılan testler çoğunlukla bebeğin sağlığı ile ilgili testlerdir. Bunlar haftalarına göre 11-14 hafta arasında ikili tarama testleri, daha sonra 16-19 haftalar arasında da üçlü veya dörtlü testleri yapıyoruz. Bunların hepsini mutlaka hastanın kendi genel durumuna göre yapıyoruz. Herkes için standart demek mümkün değil. Çünkü gebe annenin yaşı, geçirdiği hastalıklar, mevcut durumu ve bizim bazen ultrason yaparken tespit ettiğimiz sorunlar da yapacağımız testlerin şeklini değiştirebiliyor. Bu testlerin hiçbiri bebeğin yüzde 100 sağlıklı olup olmadığını göstermiyor ama bize bir fikir veriyor. Daha sonra biz de gebeliğin seyri sırasında bebekle ilgili daha iyi bilgi edinebilmek için farklı testlere başvuruyoruz. 18-23 haftalar arasında da ileri düzey ultrason tetkiki mutlaka istiyoruz. Genellikle bunu da Perinatolog dediğimiz kadın hastalıkları ve doğum uzmanları arasında riskli gebeler ve riskli gebelikle uğraşan arkadaşlarımız yapıyorlar. Eğer bu testlerle ilgili de bir sorun yoksa daha sonrasında ilk yaptığımız 24-28 haftalar arasında şeker yükleme testiyle yolumuza devam ediyoruz. Bilindiği gibi test bu anlamda çok tartışılan bir test ama dünyanın her yerinde yapılması mutlaka öneriliyor. Çünkü maalesef toplumumuzda ve tüm dünyada diyabet çok sık görülen bir problem. Gebelerde de en büyük sorunumuz maalesef fazla alınan kilolar.
-
Gebeler nasıl beslenmeli?
Genellikle gebe hastalarımız bize ne yiyelim diye soruyorlar. Çoğunlukla biz de aman yemeyin diye yanıt veriyoruz. Çünkü sağlıklı bir beslenme, mümkün olunabildiği kadar karbonhidrat ve tuzdan az, daha çok yeşillikli, meyveli ve sebzeli beslenme ama mutlaka kontrollü bir beslenme olmalı. Gebede evet kalori ihtiyacı artıyor ancak iki katına çıkmıyor. Günlük yaklaşık 200 kalori artışı oluyor. Bu da hemen hemen bir tosta denk geliyor. Gebe hastalarımıza önerdiğimiz renkli, çeşitli bir beslenme ve mutlaka egzersizi hayatımızın içine sokmak. Mümkünse en azından haftada 2-3 kere yarım saat 45 dakika yürümeye çalışılmalı. Bundan sonraki etapta yani gebeliğin ikinci yarısında şeker testleri yapılıyor ve sonrasında doğuma kadar kan sayımları ve idrar tahlilleri yaparak doğuma kadar takip ediyoruz. Doğum tabii ki daha ayrı bir süreç. Detaylı bilgi için Gebelikte Beslenme konulu içeriğimize göz atabilirsiniz.
-
Gebelikte ilaç kullanımı nasıldır?
Gebeleri de aynı yeni doğan bebekler gibi düşünmeliyiz. Yeni doğan bebeklerin de birtakım sorunları olduğunda onlara da aslında ilaç kullanıyoruz uygun dozlarda. Aynı şey gebeler için de geçerli. Gebeler de gerekirse uygun ağrı kesicileri, uygun ilaçları rahatlıkla kullanabilirler. Bu nedenle gebenin gebeliği dışında öksürük, burun akıntısı ve üst solunum yolu enfeksiyonu gibi bir problemi varsa mutlaka uygun branş hekimiyle görüşülüp reçete düzenlendikten sonra biz o reçeteyi gebenin kullanabileceği şekilde düzene sokabiliyoruz. Sadece gebeliğin ilk üç ayı bebeğin organ gelişimi olduğu için biraz daha dikkat edilmeli.
-
Hamilelikte antidepresan kullanılabilir mi?
Antidepresanlar Türkiye ve dünyada son yıllarda çok yoğun kullanılıyor. Son dönem kullanılan antidepresanların gebelikte çok ciddi sorunlara yol açmadığı ifade ediliyor ama ilaçlarla ilgili her zaman bir soru işareti mutlaka var. İnsanlar üzerinde böyle bir deney yapamadığınız için ilaçların da yüzde 100 zararlı olup olmadığı bilinemiyor. Ne olursa olsun konuya “Her zaman önemli olan annenin sağlığıdır. Anne sağlıklı olursa bebeğini de sağlıklı büyütür” diye düşünüyoruz. Bu nedenle eğer bir antidepresan kullanımı gerekiyorsa mutlaka kullanılmalıdır.
-
Genelde gebelerin endişe ettikleri konular nelerdir?
Sorunsuz bir gebelikte gebeliğin son bir ayına kadar cinsel ilişkinin herhangi bir sıkıntısı yoktur. Ama hastanın kanaması, herhangi bir düşük riski varsa o zaman bu konuda mutlaka bazı uyarılarımız oluyor.
-
Çay, kahve ve bitki çayları hamilelikte zararlı mı?
Düşüğü arttırdığı bilinen herhangi bir bitkisel çay yok. Adaçayı, ıhlamur gibi bitki çayları gün içerisinde 1-2 bardak rahatlıkla tüketilebilirler. Bazen maydanoz da soruluyor. Bu sorular geldiğinde genellikle hastalarımıza aynı yanıtları veriyoruz. İş bu kadar basit olsa o zaman gebelik dışındaki dönemlerde de korunmaya gerek kalmaz. O zaman biz adaçayı, ıhlamur içip biraz da maydanoz yiyerek istenmeyen gebelikleri de sonlandırabiliriz. Onun için böyle bir bilgimiz yok. Gebelerimiz bu anlamda rahat olabilirler. Kahve ve çay konusunda da sadece problem olan çoğunlukla kafeini yoğun içecekler olması. Günde 1-2 tane kahve çok yoğun olmadığı sürece rahatlıkla tüketilebilir.
-
X ray cihazlarının bir sıkıntısı var mı?
Havalimanı ve AVM’lerde kullanılan x-ray cihazlarının zararlı olduğuna dair herhangi bir bilgi yok. Biz onlara x-ray diyoruz ancak onların hiçbirinde radyoaktivite yok aslında. Bu nedenle rahatlıkla x-rayden geçilebilir. Herhangi bir sıkıntı ve olumsuzluğa neden olmaz.