21 Ağustos 2023 Pazartesi
Kalp Hastalığı Cinsel Yaşamın Sonu Değil!
65 yaş üstü her 3 kişiden 2’si hipertansiyondan etkileniyor. Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Kardiyoloji uzmanları özellikle kalp ve beyni tehdit eden bu rahatsızlığa karşı neler yapılabileceğini anlatıyor.
65 yaş üstü her 3 kişiden 2’si hipertansiyondan etkileniyor. Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Kardiyoloji uzmanları özellikle kalp ve beyni tehdit eden bu rahatsızlığa karşı neler yapılabileceğini anlatıyor.
65 yaş üstü her 3 kişiden 2’sini etkileyen hipertansiyonun görülme sıklığı yaş ilerledikçe artıyor. İstatistiklere göre; 65 yaşına kadar bu sorunla karşılaşmayan bir kişinin gelecek 20 yılda hipertansiyon riski, yüzde 90’a ulaşıyor. Başka deyişle, 85 yaşına kadar yaşayan biri, yüzde 90 oranla hipertansiyonla karşılaşıyor. Beraberinde koroner kalp hastalıklarının yanı sıra inme riskini de artıran hipertansiyon, kronik böbrek hastalığının en büyük nedenlerinden biri olarak görülüyor. Türkiye’de diyaliz tedavisi gören böbrek hastalarının 3’te 2’sinde böbrek yetersizliğine; ya diyabet, ya hipertansiyon, ya da her ikisinin birlikte yol açıyor. Ayrıca, hipertansiyon ciddi bir kalp yetersizliği sebebi, ileri yaştaki ritim bozukluklarının da en önemli nedenleri arasında yer alıyor.
Hipertansiyonun muhtemel en tehlikeli sonuçlarından biri inme. İnme geçirme riski, hipertansiyonu olanlarda, olmayanlara göre 4-5 kat daha fazla. 65 yaş üstünde hipertansiyonu olan hastalarda iki yılda inme geçirme riski yüzde 15-16 civarındayken, aynı yaş grubunda hipertansiyonu olmayan kişilerde bu oran yüzde 3-4 düzeyinde.
Hipertansiyon üç farklı şekilde inmeye neden olabiliyor:
Hipertansiyona bağlı damar tıkanmaları, yaşın yanı sıra tıkanma derecesine bağlı olarak inme riskini artırabiliyor. Bazen geçici tıkanmalar olabiliyor, yine felç belirtileri gözlense de yarım ile bir saat içinde bu belirtiler kayboluyor. Geçici olması, önemsiz olduğu anlamına gelmiyor. Normal inme geçirmek kadar ciddi bir durum olarak değerlendiriliyor. Bazı durumlarda damar daha uca yakın bir noktada tam olarak tıkanabiliyor. Bu tip tıkanmalar sadece kolun tutmaması, yüzün çarpılması gibi belirtilerin yanında, ayakta belli belirsiz bir kasılma ve uyuşukluk şeklinde de kendisini gösterebiliyor. Bazen bu olaylar başka sebeplere bağlıymış gibi algılanabiliyor, yani kişi inme geçirdiğini fark etmeyebiliyor. Daha ciddi tıkanmalarda ise sol ya da sağ taraftaki hareketin tümüyle kaybolması söz konusu olabiliyor. Bunun sonucunda hasta yatağa bağımlı kalabiliyor hatta ölebiliyor. Ancak hipertansiyona bağlı tıkayıcı inmeler genellikle ölümle sonuçlanmıyor. Büyük beyin damarlarının tıkanması inmenin ölümle sonuçlanma riskini artırıyor. Ölüme yol açmasa da inme geçiren hastaların çoğu, sonrasında çalışamıyor, sosyal hayattan kopuyor.
Hipertansiyon, beynin içindeki damarların yıpranmasına neden oluyor. Zayıf kalmış noktaların ve mikro anevrizmaların yırtılması sonucunda kanamalar meydana geliyor. Belirtiler, kanamanın büyüklüğüne göre değişiklik gösteriyor. Bu kanamalar bazen ölümle sonuçlanacak kadar büyük olabiliyor. Ancak her zaman kanamanın şiddeti ile tansiyonun düzeyi arasında bir ilişki kurulamıyor.
Hipertansiyona bağlı inmelerde risk, hipertansiyonun seviyesiyle değil süresiyle doğrudan ilişkili. Aniden yükselen kan basıncı, kanayıcı ya da tıkayıcı inmeye neden olmuyor. Hipertansiyonun seviyesi tabi ki önemli. Ancak inmeye yol açan yüksek kan basıncı değil damarın yıpranması. İnme geçiren insanlarda asla tansiyonun düşürülmemesi gerekiyor. Çünkü tansiyonu düşürmeye çalışmak; beyindeki kan dolaşımını bozuyor, beyinden geçen kan hacmini azaltıyor, bunun sonucunda da damarın ulaştığı bölgedeki hücrelerin beslenmesi daha fazla sekteye uğruyor, enfarktüs alanı genişliyor. Sonuçta; bir elde hareket bozukluğu ya da hafifçe bir ayak sürümesi ile atlatılabilecek inme, yatağa bağımlılıkla sonuçlanabiliyor.
Halk arasında yaygın olarak bilindiği gibi, inme geçirmekte olan hastaya sarımsak yutturmak, limon suyu içirmek, başından soğuk su dökmek yanlış. Asla tansiyon ilacı verilmemesi ve tansiyonu düşürmeye yönelik çaba gösterilmemesi gerekiyor. Böyle bir acil vakada hastaya yapılabilecek en büyük iyilik, onu hemen en yakın sağlık kuruluşuna götürmek. Peki, yapabileceğimiz başka bir şey yok mu? Elbette var; inmeden korunmak. Bunun ilk adımı ise hipertansiyonun farkında olunması. Türkiye’de her 3 hipertansiyon hastasından biri hipertansiyon hastası olduğunu bilmiyor. Türkiye’de hipertansiyon ilacı alan, tedavi gören hastaların yüzde 87’si hedef kan basıncı değerlerine inemiyor. Yani ancak tüm tedavi görenlerin yüzde 13’ünde bu tedavi başarılı oluyor.
Son güncellenme tarihi: 21 Eylül 2023
Yayınlanma tarihi: 21 Eylül 2023
Öne Çıkan Kanser Yazıları