Meme Kanseri: Belirtileri, Teşhis & Tedavi Yöntemleri

Meme kanseri, kadınları etkileyen en yaygın kanser türlerinden biridir. Göğüslerdeki kanserli hücreler çoğaldığında ve tümöre dönüştüğünde meydana gelir. Meme kanseri vakalarının yaklaşık %80'i invazivdir. Yani tümör, memeden vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Genellikle 50 yaş ve üzeri kadınları etkiler. Ancak 50 yaşından küçük kadınları da etkileyebilir . Nadiren erkeklerde de meme kanseri görülebilir.

 

 

Meme Kanseri Nedir?

Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalması sonucu oluşan malign (kötü huylu) tümörleri tanımlar. Genellikle süt kanallarında (duktal karsinom) veya süt bezlerinde (lobüler karsinom) başlar. Erken evrede fark edildiğinde tedavi edilebilirliği oldukça yüksek olan bu hastalık, ilerledikçe lenf bezlerine ve uzak organlara yayılabilir. Kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan meme kanseri, nadir olmakla birlikte erkeklerde de görülebilir. 

Hastalık, genetik faktörler, hormonal değişiklikler, yaşam tarzı ve çevresel etkenlerin birleşimiyle ortaya çıkabilir. Son yıllarda artan farkındalık çalışmaları ve düzenli tarama programları sayesinde erken tanı oranı yükselmiştir. Mamografi, ultrasonografi ve MR gibi görüntüleme teknikleri tanıda kullanılırken, biyopsi ile kesin tanı konur. Tedavi ise tümörün evresine ve biyolojik özelliklerine göre kişiye özel planlanır. Meme kanseri, erken teşhis ve bütüncül yaklaşımla başarıyla kontrol altına alınabilen bir hastalıktır.

Meme Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir?

Meme kanserinin ortaya çıkmasında birçok risk faktörü rol oynar ve bu faktörlerin bir araya gelmesi, kişinin hastalığa yakalanma olasılığını artırabilir. En belirgin risk faktörü kadın olmak ve ileri yaştır. Meme kanseri olgularının büyük çoğunluğu 50 yaş üstü kadınlarda görülür. Ailede özellikle birinci derece akrabalarda (anne, kız kardeş, teyze) meme kanseri öyküsü bulunması, BRCA1 ve BRCA2 gibi gen mutasyonları taşıyanlarda hastalık riski ciddi şekilde yükselir. 

Erken yaşta adet görmek (12 yaşından önce) veya geç yaşta menopoza girmek (55 yaş sonrası), östrojen hormonuna uzun süre maruz kalma anlamına gelir ve riski artırır. Doğum yapmamak veya geç yaşta ilk doğum yapmak da risk faktörleri arasındadır. Ayrıca obezite, hareketsiz yaşam tarzı, dengesiz beslenme ve radyasyona maruz kalmak da meme kanseri riskini yükseltebilir. Daha önce bir memesinde kanser tanısı almış olanların diğer memesinde de kanser gelişme olasılığı artar. Tüm bu faktörlere karşı bilinçli olmak, düzenli taramalar ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmak önemlidir.

Meme Kanseri Belirtileri

Meme kanseri genellikle erken dönemde belirti vermeyebilir. Bu nedenle düzenli taramalar hayati öneme sahiptir. Ancak zamanla oluşan bazı fiziksel değişiklikler, hastalığın habercisi olabilir. Meme dokusunda fark edilen değişiklikler, yalnızca elle fark edilebilecek kitlelerle sınırlı değildir; cilt yüzeyinde çekilmeler, portakal kabuğu görünümü, meme başında kanlı akıntı gibi bulgular da dikkate alınmalıdır. 

Her kadının kendi meme dokusunu tanıması ve olağandışı bir durum fark ettiğinde vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurması önemlidir. Aşağıda meme kanserinin sık görülen belirtileri kapsamlı bir şekilde listelenmiştir:

  • Memede veya koltuk altında ele gelen, sert, hareketsiz ve ağrısız kitle
  • Meme şeklinde veya boyutunda fark edilir değişiklik
  • Meme cildinde kalınlaşma, kızarıklık veya portakal kabuğu görünümü
  • Meme başında içeri çekilme (retraksiyon)
  • Meme başından özellikle kanlı veya şeffaf akıntı gelmesi
  • Cilt yüzeyinde yara, kabuklanma veya soyulma
  • Koltuk altında şişlik ya da ele gelen lenf nodu
  • Memede sürekli ağrı, yanma veya batma hissi (her zaman kanser belirtisi olmayabilir ama dikkate alınmalıdır)
  • Her iki meme arasında asimetri oluşması veya daha önce olmayan belirgin bir fark gözlenmesi
     

Bu belirtilerden biri ya da birkaçı fark edildiğinde, zaman kaybetmeden doktor kontrolüne gidilmesi hayati önem taşır. Her belirti kanser anlamına gelmese de, erken tanı konulabilmesi için her değişiklik dikkatle değerlendirilmelidir.

Meme Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?

Meme kanseri teşhisinde temel amaç, hastalığı mümkün olan en erken evrede yakalayarak tedavi şansını artırmaktır. Bu süreç genellikle klinik muayene ile başlar. Doktor memede gözle görülen ya da elle hissedilen anormal durumları değerlendirir. Ancak fizik muayene tek başına yeterli değildir. Bu nedenle görüntüleme yöntemleri devreye girer. 

Mamografi, meme kanseri taramasında en yaygın kullanılan ve kanser daha belirti vermeden tespit edilebilen bir yöntemdir. Özellikle 40 yaş üzeri kadınlarda yılda bir kez mamografi yapılması önerilir. Genç kadınlarda meme dokusu daha yoğun olduğundan ultrasonografi mamografiye ek olarak tercih edilebilir. Daha ileri incelemeler için meme MR'ı kullanılır; bu yöntem özellikle riskli gruplarda ya da meme implantı olan kişilerde daha yüksek hassasiyet sunar.

Görüntüleme ile şüpheli bir alan saptandığında tanının kesinleşmesi için biyopsi yapılması gerekir. Biyopsiyle alınan doku örneği patoloji laboratuvarında incelenir ve kanser hücrelerinin varlığı, tipi, derecesi ve hormon reseptör durumları belirlenir. Tümörün yayılımını görmek için ayrıca PET-CT, BT ve kemik sintigrafisi gibi ileri görüntüleme yöntemleri de kullanılabilir. Böylece hastalığın evresi belirlenir ve kişiye özel bir tedavi planı oluşturulabilir. Erken tanı konulduğunda meme kanserinde sağkalım oranı oldukça yüksektir, bu nedenle tarama ve tanı yöntemlerine düzenli başvurmak hayati önem taşır.

Memede Elle Muayene Nasıl Yapılır?

Memede elle muayene, kadınların kendi meme dokularını tanıyarak olası değişiklikleri erken fark edebilmeleri için oldukça etkili bir yöntemdir. Bu muayene, 20 yaşından itibaren her ay düzenli olarak yapılmalıdır. En uygun zaman, adet döngüsünün bitiminden sonraki 5-7 gün içindeki dönemdir çünkü bu süreçte memelerdeki doğal şişlik ve hassasiyet azalır. Menopoz sonrası kadınlar ise ayda bir belirledikleri sabit bir günde kendi muayenelerini gerçekleştirebilir.

Muayene sırasında kişi ayna karşısında önce gözle inceleme yapmalıdır. Her iki memenin boyut, şekil ve simetrisinde fark edilir bir değişiklik olup olmadığına, ciltte çekilme, kızarıklık, kabuklanma ya da meme başında içe çekilme olup olmadığına dikkat edilmelidir. Daha sonra yatarken ya da duş alırken elle kontrol aşamasına geçilir. Bir kol başın arkasına alınır, diğer elin parmak uçlarıyla meme dokusu dairesel hareketlerle dıştan içe doğru taranır. Sertlik, kitle, hassasiyet veya farklı hissedilen bölgeler kontrol edilir. Aynı işlem diğer meme için de uygulanır. Ayrıca koltuk altları da lenf bezi açısından değerlendirilmelidir. Elle muayene bir tanı aracı değil, farkındalık aracıdır; olağandışı bir durum fark edildiğinde zaman kaybetmeden bir uzmana başvurulmalıdır.

Meme Kanserinde Kitle Genellikle Nerede Olur?

Meme kanseri kaynaklı kitleler, meme dokusunun her bölgesinde oluşabilir. Ancak en sık rastlanan yer, memenin üst dış kısmıdır. Bu bölge, meme dokusunun en yoğun olduğu alanlardan biri olduğu için tümörler burada daha sık gelişir. Sağ veya sol memede olabilir, fakat istatistiksel olarak sol memede biraz daha sık görülür. Kitle genellikle ele gelen sert, düzensiz kenarlı ve hareketsiz bir yapı şeklindedir. Çoğu zaman ağrısızdır ve bu durum, hastalığın fark edilmesini geciktirebilir. Bazı kadınlar kitleyi yalnızca belirli bir pozisyonda, örneğin yatarken hissedebilir.

Kitle koltuk altındaki lenf bezlerinde de oluşabilir. Koltuk altında ele gelen bir şişlik ya da sertlik de meme kanserinin ilk belirtisi olabilir. Nadiren meme başı çevresinde veya meme altı çizgisinde de kitle oluşabilir. Bu nedenle elle muayene sırasında yalnızca meme ucu değil, tüm meme çevresi ve koltuk altı dikkatlice kontrol edilmelidir. Unutulmamalıdır ki her kitle kanser değildir; ancak her kitle mutlaka uzman bir hekim tarafından değerlendirilmelidir.

Meme Kanseri Türleri Nelerdir?

Meme kanseri, hücrelerin köken aldığı bölgeye, biyolojik davranışına ve moleküler özelliklerine göre çeşitli alt türlere ayrılır. Bu sınıflandırma, hem hastalığın seyrini hem de uygulanacak tedaviyi belirlemede büyük rol oynar. En yaygın görülen tür, süt kanallarından gelişen duktal karsinomdur. Diğer yaygın tür ise süt üreten lobüllerden kaynaklanan lobüler karsinomdur. Bazı meme kanserleri ise yayılmadan önce “in situ” evresinde kalabilirken, bazıları çevre dokulara hızla ilerleyerek invaziv hale gelebilir. 

Moleküler düzeyde yapılan sınıflamalar da tedavi yanıtlarını tahmin etmede kullanılır. Hormonal reseptör durumu (östrojen, progesteron) ve HER2 adlı proteinin pozitifliği, bu anlamda belirleyici parametrelerdendir. Meme kanseri türlerinin yaygın olanları şu şekildedir:

  • Duktal Karsinom In Situ (DCIS): Süt kanalları içinde sınırlı kalan, erken evre, invaziv olmayan bir kanser türüdür. Erken teşhis edildiğinde tam iyileşme şansı yüksektir.
  • İnvaziv Duktal Karsinom (IDC): En sık görülen meme kanseri türüdür. Süt kanallarından çıkarak çevre meme dokusuna yayılır.
  • İnvaziv Lobüler Karsinom (ILC): Süt bezlerinden kaynaklanır, IDC’ye kıyasla daha yaygın ve simetrik olabilir, iki memeyi birden etkileyebilir.
  • Meme Başında Paget Hastalığı: Meme başında kabuklanma, kaşıntı ve akıntıyla kendini gösteren nadir bir meme kanseri formudur.
  • İnflamatuar Meme Kanseri: Meme cildinde kızarıklık, şişme ve sıcaklık artışıyla karakterizedir. Hızlı seyirli ve agresif yapılı bir türdür.
  • Triple Negatif Meme Kanseri: Östrojen, progesteron ve HER2 reseptörlerinin hiçbirini taşımayan agresif bir alt türdür. Genç kadınlarda ve BRCA1 mutasyonu taşıyanlarda daha sık görülür.
  • HER2 Pozitif Meme Kanseri: HER2 adlı proteini aşırı üreten tümörlerdir. Hedefe yönelik tedavilere duyarlıdır.

Meme Kanseri Evreleri Nelerdir?

Meme kanseri evrelemesi, tümörün boyutu, çevre dokulara yayılımı, lenf nodu tutulumları ve uzak metastaz varlığına göre yapılır. Bu evreleme hastalığın ciddiyetini belirlemek ve uygun tedaviyi seçmek açısından kritik önem taşır. Evreleme sistemi genellikle 0’dan 4’e kadar numaralandırılır ve TNM sistemi temel alınır: "T" tümörün büyüklüğünü, "N" lenf nodlarına yayılımı, "M" ise metastazı ifade eder. Erken evrelerde hastalık lokalize iken, ileri evrelerde uzak organlara sıçrama söz konusudur. Her evre farklı bir tedavi yaklaşımı gerektirir.

0. Evre Meme Kanseri

  1. evre, kanserin en erken ve invaziv olmayan formudur. Bu evrede tümör hücreleri süt kanallarının ya da lobüllerin içinde sınırlı kalır ve çevre meme dokusuna yayılmamıştır. En sık görülen formu Duktal Karsinom In Situ (DCIS) olarak adlandırılır. Bu evrede genellikle belirti olmaz ve kanser mamografiyle tesadüfen fark edilir. 0. evre hastalarda tedavi genellikle cerrahi (lumpektomi ya da mastektomi) ile yapılır ve bazı vakalarda radyoterapi eklenir. Hormonal reseptör pozitifliği varsa, hormon tedavisi de düşünülebilir. Bu evrede tanı konulan hastaların sağkalım oranı çok yüksektir. Ancak tedavi edilmeyen DCIS zamanla invaziv kansere dönüşe

1. Evre Meme Kanseri

  1. evre, tümörün boyutunun 2 cm’den küçük olduğu ve lenf bezlerine ya hiç yayılmadığı ya da minimal yayılım gösterdiği durumları kapsar. Bu evrede kanser çevre dokulara sınırlı kalmıştır ve genellikle belirti olarak memede sert, ağrısız bir kitleyle ortaya çıkar. Teşhis genellikle fizik muayene, mamografi veya ultrasonla konur. Tedavi yaklaşımı genellikle tümörün alınması (lumpektomi veya mastektomi), ardından radyoterapi ve gerekiyorsa kemoterapi ya da hormon tedavisini içerir. 1. evre, uygun tedaviyle tam iyileşme şansının en yüksek olduğu evrelerden biridir ve düzenli takiplerle hastalık kontrol altında tutulabilir.

2. Evre Meme Kanseri

  1. evre meme kanseri, tümörün 2–5 cm arasında olduğu ve/veya koltuk altı lenf bezlerine yayılım gösterdiği evreyi kapsar. Bu evrede hastalık lokal olarak ilerlemiştir ancak henüz uzak organlara sıçramamıştır. Memede ele gelen kitle daha net hissedilir hâle gelir ve bazen ciltte çekilme, meme başında değişiklikler de gözlenebilir. Tedavi genellikle cerrahi müdahale ile başlar ve ardından sistemik tedaviler (kemoterapi, hormon tedavisi, hedefe yönelik ilaçlar) uygulanır. 2. evrede kemoterapi bazen ameliyat öncesi (neoadjuvan) olarak verilir. Bu, tümörün küçültülmesine ve cerrahinin daha kolay yapılmasına olanak tanır. Erken müdahale ile hastalık büyük oranda kontrol altına alınabilir.

3. Evre Meme Kanseri

  1. evre, lokal ileri evre olarak adlandırılır ve kanserin meme dışına, cilt altına, göğüs duvarına veya çok sayıda lenf noduna yayıldığı ancak henüz uzak organlara metastaz yapmadığı aşamadır. Memede büyük kitleler, ciltte ülserasyon, koltuk altı ya da köprücük kemiği altındaki lenf nodlarında şişlik bu evrede sık görülür. Bu evrede tümör sıklıkla agresif seyirlidir ve tedavi süreci çok yönlü planlanır. Ameliyat öncesi kemoterapi ile tümör küçültülmeye çalışılır, ardından cerrahi uygulanır. Radyoterapi ve uzun süreli ilaç tedavileri de protokole eklenir. 3. evre hastalarında yoğun ve disiplinli bir takip gereklidir. Uygun tedaviyle bu evreden sonra da uzun süreli remisyon sağlanabilir.

4. Evre Meme Kanseri

  1. evre meme kanseri, hastalığın uzak organlara metastaz yaptığı ileri evreyi tanımlar. En sık metastaz bölgeleri kemikler, karaciğer, akciğerler ve beyin gibi organlardır. Bu aşamada hastalık artık sistemiktir ve küratif (tam iyileştirici) değil, palyatif (yaşam kalitesini artırıcı ve hastalığı kontrol altında tutmayı hedefleyen) tedaviler uygulanır. Belirtiler arasında şiddetli kemik ağrıları, solunum sıkıntısı, baş ağrısı, mide bulantısı ve iştahsızlık yer alabilir. Tedavi planı hastanın yaşam süresini uzatmak ve semptomlarını hafifletmek üzerine kuruludur. Kemoterapi, hedefe yönelik ilaçlar, immünoterapi ve bazen radyoterapi bu aşamada tercih edilir. Uygun destekle ve bireyselleştirilmiş tedaviyle 4. evre hastalarda da uzun ve kaliteli yaşam mümkün olabilir.

Meme Kanseri Neden Olur?

Meme kanseri, meme hücrelerinin genetik yapısında meydana gelen kontrolsüz değişimlerin birikmesiyle oluşur. Bu değişiklikler sonucunda hücreler sürekli bölünmeye başlar ve sağlıklı dokulara zarar veren tümörler ortaya çıkar. 

Genetik mutasyonlar bazı bireylerde doğuştan var olabilir; özellikle BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonlarına sahip kadınlarda meme kanseri gelişme riski oldukça yüksektir. Bunun dışında çevresel ve hormonal faktörler de önemli rol oynar. Östrojen hormonuna uzun süre maruz kalmak, erken adet görme, geç menopoza girme, doğum yapmama gibi nedenlerle riski artırabilir. Ayrıca ileri yaş, ailede kanser öyküsü, radyasyona maruz kalma, obezite ve hareketsiz yaşam gibi faktörler de hastalığın oluşmasında etkili olabilir.

Meme Kanserinden Nasıl Korunulur?

Meme kanserinden tamamen korunmak her zaman mümkün olmasa da, riskleri azaltmak için uygulanabilecek birçok etkili yaşam tarzı değişikliği mevcuttur. Düzenli egzersiz yapmak, vücut ağırlığını ideal düzeyde tutmak ve sağlıklı beslenmek (sebze, meyve ve lif açısından zengin; işlenmiş gıdalardan uzak bir diyet) meme kanseri riskini azaltabilir. 

Özellikle doğum sonrası emzirmek, hormonların dengelenmesini sağladığı için koruyucu etkiler gösterir. Hormonal ilaçları (doğum kontrol hapları, menopoz tedavileri vb.) uzun süre ve kontrolsüz kullanmaktan kaçınılmalıdır. Aile öyküsü olanlarda ise genetik danışmanlık alması ve düzenli tarama programlarına katılması önerilir. Mamografi kontrolleri, kişisel risk düzeyine göre 40 yaşından itibaren yıllık olarak planlanmalıdır. Ayrıca her kadının kendi memesini tanıması ve olası değişiklikleri erken fark etmesi için ayda bir elle muayene yapması, erken teşhis açısından büyük önem taşır.

Meme Kanseri Tedavisi

Meme kanseri tedavisi, hastalığın evresi, tümörün tipi, biyolojik özellikleri ve hastanın genel sağlık durumu göz önünde bulundurularak kişiye özel planlanır. Tedavinin temel amacı kanserli hücreleri vücuttan tamamen temizlemek ve hastalığın tekrarlamasını önlemektir. 

Erken evre hastalarda genellikle cerrahi müdahale ile başlanır. Bu, tümörün sadece çıkarılması (lumpektomi) ya da tüm memenin alınması (mastektomi) şeklinde olabilir. Cerrahiyi takiben radyoterapi uygulanarak bölgede kalmış olabilecek mikroskobik kanser hücrelerinin yok edilmesi hedeflenir. Eğer tümör hormon reseptörü pozitifse, hormon tedavisi uzun süreli koruma sağlar. Daha ileri evrelerde ya da agresif tümör tiplerinde kemoterapi veya hedefe yönelik tedaviler uygulanabilir. HER2 pozitif tümörlerde “akıllı ilaçlar” olarak bilinen biyolojik ajanlar oldukça etkili sonuçlar verebilir. 

İmmünoterapiler ise bağışıklık sistemini aktive ederek tümörle savaşan yeni nesil tedavi yöntemleri arasında yer alır. Metastatik (4. evre) meme kanserinde ise amaç yaşam süresini uzatmak ve hastanın konforunu artırmaktır. Günümüzde multidisipliner ekiplerin yönettiği, teknolojik donanıma sahip merkezlerde yürütülen bireyselleştirilmiş tedavi yaklaşımları sayesinde meme kanseri, çoğu zaman uzun süreli kontrol altına alınabilir bir hastalık haline gelmiştir.

Sağlık Merkezi
Anadolu Sağlık Merkezi

Genel Cerrahi

Genel Cerrahi , Meme Sağlığı Merkezi , Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Bölüm Doktorları

Gebze

Genel Cerrahi

Prof. Dr. Ali Uğur Emre

Gebze

Genel Cerrahi

Prof. Dr. Sedat Karademir

Gebze

Genel Cerrahi

Prof. Dr. Vafi Atalay

Gebze

Genel Cerrahi

Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal

Gebze

Genel Cerrahi

Doç. Dr. Ayhan Erdemir

Gebze

Genel Cerrahi

Op. Dr. Kemal Raşa

Gebze

Genel Cerrahi

Op. Dr. Ömer Faruk Inanç

Gebze

Meme Sağlığı Merkezi

Doç. Dr. Özgür Sarıca

Meme Sağlığı Merkezi

Uzm. Dr. Yeter Tatlıadım

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Prof. Dr. Altan Kır

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Prof. Dr. Bülent Karagöz

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Prof. Dr. Hale Başak Çağlar

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Prof. Dr. İlker Tinay

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Prof. Dr. Necdet Üskent

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Prof. Dr. Şeref Kömürcü

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Prof. Dr. Yeşim Yıldırım

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Doç. Dr. Eda Tanrıkulu Şimşek

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Uzm. Dr. Mehmet Doğu Canoğlu

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Uzm. Dr. Rashad Rzazade

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Uzm. Dr. Sinan Karaaslan

Gebze

Genel Cerrahi

Prof. Dr. Ali Uğur Emre

Gebze

Genel Cerrahi

Prof. Dr. Sedat Karademir

Gebze

Genel Cerrahi

Prof. Dr. Vafi Atalay

Gebze

Genel Cerrahi

Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal

Gebze

Genel Cerrahi

Doç. Dr. Ayhan Erdemir

Gebze

Genel Cerrahi

Op. Dr. Kemal Raşa

Gebze

Genel Cerrahi

Op. Dr. Ömer Faruk Inanç

Gebze

Meme Sağlığı Merkezi

Doç. Dr. Özgür Sarıca

Meme Sağlığı Merkezi

Uzm. Dr. Yeter Tatlıadım

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Prof. Dr. Altan Kır

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Prof. Dr. Bülent Karagöz

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Prof. Dr. Hale Başak Çağlar

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Prof. Dr. İlker Tinay

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Prof. Dr. Necdet Üskent

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Prof. Dr. Şeref Kömürcü

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Prof. Dr. Yeşim Yıldırım

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Doç. Dr. Eda Tanrıkulu Şimşek

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Uzm. Dr. Mehmet Doğu Canoğlu

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Uzm. Dr. Rashad Rzazade

Gebze

Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)

Uzm. Dr. Sinan Karaaslan

Tümünü göster

Önerilen Sağlık Yazıları

Karaciğerin en yakın dostları: Greyfurt ve limon

Karaciğerin en yakın dostları: Greyfurt ve limon

Koltuk Altında Kitle: Belirtileri, Tanı ve Tedavi Süreci

Koltuk Altında Kitle: Belirtileri, Tanı ve Tedavi Süreci

Üst ve Alt Sindirim Sistemi (Kolerektal) Cerrahi Birimi

Üst ve Alt Sindirim Sistemi (Kolerektal) Cerrahi Birimi

Meme ve Endokrin Cerrahi Birimi - Meme Sağlığı Merkezi

Meme ve Endokrin Cerrahi Birimi - Meme Sağlığı Merkezi

Karaciğer - Pankreas - Safra yolları Cerrahi Birimi (HPB)

Karaciğer - Pankreas - Safra yolları Cerrahi Birimi (HPB)

Göbek fıtığı neden olur, nasıl tedavi edilir

Göbek fıtığı neden olur, nasıl tedavi edilir

Hemoroid (Basur) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Hemoroid (Basur) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Kasık Fıtığı Nedir, Belirtileri Nelerdir? Neden Olur?

Kasık Fıtığı Nedir, Belirtileri Nelerdir? Neden Olur?

Kıl Dönmesi Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Kıl Dönmesi Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Obezite Cerrahisi Nedir? Kimler İçin Uygundur?

Obezite Cerrahisi Nedir? Kimler İçin Uygundur?

Kolon kanseri ameliyatlarında tüp ileostomi yöntemi

Kolon kanseri ameliyatlarında tüp ileostomi yöntemi

Minimal İnvaziv Cerrahi nedir?

Minimal İnvaziv Cerrahi nedir?

Meme kanserinde tarama yöntemleri

Meme kanserinde tarama yöntemleri

Meme iltihabı dendi, 4. evre meme kanseri çıktı

Meme iltihabı dendi, 4. evre meme kanseri çıktı

Meme kanserinde yanlış bilinenler ve işin doğrusu…

Meme kanserinde yanlış bilinenler ve işin doğrusu…

Meme kanseri ile yaşamanın kuralları

Meme kanseri ile yaşamanın kuralları

Yağ Bezesi (Lipom) Nedir? Yağ Bezesi Nasıl Geçer?

Yağ Bezesi (Lipom) Nedir? Yağ Bezesi Nasıl Geçer?

Basur (Hemoroid) Ameliyatı ve Ameliyat Sonrası Yaşam

Basur (Hemoroid) Ameliyatı ve Ameliyat Sonrası Yaşam

Tiroid Kanseri Nedir? Tiroid Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Tiroid Kanseri Nedir? Tiroid Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Hemoroid (Basur) Nedir? Neden Olur? Basura Ne İyi Gelir?

Hemoroid (Basur) Nedir? Neden Olur? Basura Ne İyi Gelir?

Polip Nedir? Polip Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Polip Nedir? Polip Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Karaciğer Kanseri Tedavisinde Tüm Disiplinler Bir Arada

Karaciğer Kanseri Tedavisinde Tüm Disiplinler Bir Arada

Tiroid Cerrahisi Nedir? Hangi Hastalara Uygulanır?

Tiroid Cerrahisi Nedir? Hangi Hastalara Uygulanır?

Karaciğer Cerrahisi Nedir? Hangi Hastalara Uygulanır?

Karaciğer Cerrahisi Nedir? Hangi Hastalara Uygulanır?

Laparoskopik Cerrahisi Nedir? Hangi Hastalıklara Bakar?

Laparoskopik Cerrahisi Nedir? Hangi Hastalıklara Bakar?

Apse Nedir? Apse Belirtileri Nelerdir?

Apse Nedir? Apse Belirtileri Nelerdir?

Çıban Nedir? Çıban Neden Çıkar?

Çıban Nedir? Çıban Neden Çıkar?

Safra Kesesi Taşı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Safra Kesesi Taşı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

İç Hemoroid Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

İç Hemoroid Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Tümünü göster