21 Ağustos 2023 Pazartesi
Propolis: Nedir, Ne İşe Yarar, Faydaları Nelerdir, Nasıl Kullanılır?
Temel mikro besin maddelerinden olan vitaminler, vücutta enerji metabolizması, bağışıklık işlevleri, kan pıhtılaşması ve diğer birçok vücut fonksiyonunda görev alır.
K vitamini yağda çözünen vitaminler içerisindedir ve özellikle kan pıhtılaşması işlevi için önem arz eder. Pıhtılaşma sürecinde görevli birçok protein ancak K vitamini varlığında üretilebilir. Dolayısıyla bu vitaminin eksikliği sonucunda kişiler kanamaya yatkın hale gelebilir. Pıhtılaşma fonksiyonu dışında K vitaminleri kalp sağlığı ve iskelet sistemi sağlığı açısından da önemlidir.
K vitamininin, kısaca K1 ve K2 olarak isimlendirilen iki temel biyolojik formu mevcuttur. Filokinon olarak da isimlendirilen K1 vitamini bu vitaminin bitkilerde üretilen tipidir. Bitkilerin besin ve oksijen üretmesi için gerçekleştirdiği fotosentez sürecinde rol alan K1 vitamini, özellikle ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzelerde oldukça yoğun düzeylerde bulunur. K1 vitamini bu bitkileri yiyen hayvanların vücudunda da aktifliğini sürdürebilir ve bu canlıların kan pıhtılaşma yolaklarında görev alır. K1 vitamini insanlar tarafından tüketilen K vitaminlerinin yaklaşık olarak %75-90’ını oluşturur.
K2 vitamini, K1 vitamininden farklı olarak fermente ürünler ve hayvansal kaynaklı gıdalarda bulunan vitamindir. Bu vitamini aynı zamanda insan sindirim kanalında yaşayan faydalı bakteriler tarafından da sentezlenebilir. K2 vitamini menakinonlar olarak ifade edilen ve biyokimyasal olarak içerdiği yan zincirlerinin uzunluğuna göre birbirinden ayrılan alt türlere sahiptir. İnsanlar için temel K2 vitamini kaynağı bağırsaklarda bulunan bakterilerdir.
K1 ve K2 vitaminleri dışında sentetik olarak üretilen K vitamini formu da mevcuttur. K3 (menadion) olarak isimlendirilen bu vitamin hayvanlarda toksik (zehirleyici) etki gösterebildiği için artık K vitamini eksikliği tedavi planlanmasından çıkarılmıştır.
K vitamini temel olarak kanın pıhtılaşma sürecinde rol oynayan bir vitamindir. K vitamini eksikliği halinde pıhtılaşmada görev alan proteinlerin üretimi sekteye uğrayabilir ve dolayısıyla kişilerde aşırı kanamaya karşı bir yatkınlık oluşabilir.
K vitamini eksikliği özellikle yenidoğan dönemindeki bebeklerde daha sık rastlanılan bir durumdur. Birçok besinde bulunması ve sindirim kanalındaki bakteriler tarafından da üretilebilmesi nedeniyle yetişkinlerde K vitamini eksikliği nadir olarak görülen bir durumdur. Aynı zamanda yağda çözünebilir olması nedeniyle bu vitamin vücutta depolanabilir ve dolayısıyla gıdalar ile alımının azaldığı durumlarda bu yedek K vitamini eksiklik oluşmasını engelleyecek şekilde kullanılabilir. Tüm bu özelliklerine rağmen bazı sağlık problemleri varlığında veya çeşitli ilaçların kullanımı sonrasında bireylerde K vitamini eksikliği meydana gelebilir.
K vitamini eksikliğinin temel belirtisi kişilerde aşırı düzeyde kanama meydana gelmesidir. Bu kanama sadece yaralanma bölgelerinde olmayıp vücudun herhangi bir noktasında oluşabilir. Kanamaya karşı yatkınlığın arttığına işaret eden çeşitli belirti ve bulgular mevcuttur:
K vitamini eksikliğinin yenidoğan dönemindeki çocuklarda meydana gelmesi halinde oluşabilecek belirtiler ise şu şekilde özetlenebilir:
Bu belirtiler dışında yenidoğan döneminde K vitamini eksikliği sonucu yaşamı tehdit edici bi durum olan intrakranial (beyin içi) kanama da meydana gelebileceği için dikkatli olunmalıdır.
Yetişkinlerde K vitamini eksikliğine karşı yatkınlığı artırabilecek durumlar şu şekildedir:
Bu durumlar dışında çeşitli sağlık sorunları varlığında da K vitamini eksikliği çıkabilir:
Yenidoğan dönemindeki çocuklarda K vitamini eksikliğine karşı yatkınlığın oluşmasında rol oynayabilecek durumlar ise şu şekilde özetlenebilir:
K vitamini eksikliği tespit edilen bireylerde temel tedavi yaklaşımı bu eksikliğin dışarıdan vitamin desteği verilerek telafi edilmesidir. Genel olarak uygulanan yöntem ise ağız yoluyla alınan K1 (fitonadion) ilaçlarının reçetelendirilmesidir. Sindirim sisteminden bu vitaminin emilimi konusunda sorun yaşayan bireylerde enjeksiyon şeklinde de K vitamini tedavisi uygulanabilir. Yetişkinler için tedavide kullanılabilecek K vitamini dozu 1-25 miligram arasında değişkenlik gösterir. Anitkoagülan ilaç kullanan bireylerin bazılarında da K vitamini ihtiyacı mevcut olabilir. Bu kişilerde kullanılan ilaçlar ve K vitaminin etkileşmesini önlemek adına vitamin takviyesinin daha düşük dozlarda yapılması tercih edilir.
Ülkemizde yenidoğan döneminde tehlikeli bir seyir izleyebilen K vitamini eksikliğinin önlenmesi adına doğumu takiben profilaktik 1 miligram kas içine K vitamini iğnesi yapılmaktadır.
Yetişkinler için günlük önerilen K1 vitamini tüketim düzeyi erkekler için günde 120 mikrogram, kadınlarda ise günlük 90 miligramdır. Bu miktar salataya sadece bir bardak ıspanak eklenmesi ile ya da akşam yemeğinin yanında yarım bardak brüksel lahanası ve brokoli gibi sebzelerin tüketilmesi ile ulaşabilir bir değerdir. 100 gram çiğ ıspanak içerisinde yaklaşık olarak 483 mikrogram K vitamini bulunur. Bu değer tek başına günlük önerilen düzeyin 4 katına kadar K vitaminini karşılayabilir. Ispanak dışında diğer K vitamini içeren sebzeler ve hayvansal kaynaklı gıdalar için 100 gramında bulunan K vitamini değerleri şu şekildedir:
K vitamini eksikliği birçok gıda içerisinde bu vitaminin bulunması nedeniyle nadir görülen bir durumdur. Ancak çeşitli nedenlerle eksikliğin gelişmesi halinde aşırı kanama riskinin mevcut olması nedeniyle bilinçli olunması önerilir.
Nefroloji
Öne Çıkan Kanser Yazıları