21 Ağustos 2023 Pazartesi
Radyoaktif İyot Tedavisi (Atom Tedavisi) Nedir?
Lutesyum (Lutetium), periyodik tabloda lantanit serisinde yer alan nadir toprak elementlerinden biridir. Kimyasal sembolü Lu, atom numarası ise 71’dir. Doğada saf halde bulunmaz. Genellikle monazit ve bastnasit gibi minerallerin içinde çok düşük oranlarda yer alır. Gümüşümsü-beyaz renkte, yoğun ve sert bir metaldir. Bilimsel açıdan özellikle yüksek erime noktası, kimyasal kararlılığı ve belirli izotoplarının tıbbi amaçlarla kullanılabilmesi sayesinde önem taşır. Özellikle nükleer tıp ve kanser tedavilerinde değerli bir yer edinmiştir. Lutesyum-177 (Lu-177) izotopu, hedefe yönelik radyonüklid tedavilerinde kullanılan en önemli türevlerden biridir. Bu izotop, hem teşhis hem de tedavi edici özellikleriyle öne çıkar.
Lutesyumun en önemli kullanım alanı nükleer tıptır. Özellikle lutesyum-177 izotopu, kanser tedavisinde radyoterapiye alternatif veya tamamlayıcı bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Bu izotop, düşük enerjili beta parçacıkları yayarak hedeflenen tümör hücrelerini yok ederken, sağlıklı dokulara minimum zarar verir. Prostat kanseri tedavisinde yaygın olarak kullanılan Lu-177, aynı zamanda bazı nöroendokrin tümörlerde de tercih edilir. Bunun yanında PET görüntülemede kullanılan özel ligandlarla birleştirildiğinde, hem hastalığın teşhisinde hem de tedavisinde çift yönlü etki sağlayabilir.
Tıbbi kullanımlar dışında lutesyum bilimsel araştırmalarda, yüksek dayanıklılığa sahip özel alaşımlarda, katalizörlerde ve bazı gelişmiş teknolojik cihazlarda da rol oynamaktadır. Ancak en dikkat çekici ve yaygın faydası, hedefe yönelik kanser tedavilerinde umut verici sonuçlar sunmasıdır.
Özellikle Lutesyum-177 (Lu-177) izotopu, nükleer tıpta hedefe yönelik tedavilerde kullanılmaktadır. Bu izotop, tümör hücrelerine seçici olarak bağlanan moleküllerle birleştirildiğinde, kanserli hücrelere doğrudan düşük enerjili beta radyasyonu gönderir. Böylece tümör dokusu etkili şekilde tahrip edilirken çevredeki sağlıklı hücreler minimum düzeyde zarar görür. Bu özelliği sayesinde özellikle ileri evre prostat kanseri ve nöroendokrin tümörler gibi tedavisi güç kanser türlerinde büyük bir umut kaynağıdır.
Lutesyum ayrıca görüntüleme teknolojilerinde de kullanılır. PET/CT gibi yöntemlerle birleştirildiğinde hem hastalığın yayılımını belirlemeye hem de tedavi sürecini izlemeye olanak tanır. Bunun dışında bilimsel araştırmalarda, bazı özel alaşımların yapımında ve katalizörlerde de değerlidir. Ancak klinik açıdan en önemli ve yaygın kullanımı, kanser tedavisinde hedefe yönelik radyonüklid tedavisidir.
Lutesyum tedavisi, genellikle ileri evre kanser hastalarında, diğer tedavi yöntemlerine yanıt alınamadığında veya hastalık tekrar ettiğinde uygulanır. Bu tedavi özellikle PSMA (Prostat Spesifik Membran Antijeni) pozitif prostat kanseri hastaları için geliştirilmiştir. Çünkü Lu-177, PSMA reseptörlerine bağlanarak sadece prostat kanseri hücrelerini hedefler. Bunun yanı sıra nöroendokrin tümörler de lutesyum tedavisinden fayda görebilen hastalık gruplarındandır. Bu tümörler somatostatin reseptörleri üzerinden hedeflenebilir ve tedaviye duyarlı hale gelir.
Lutesyum tedavisi için hasta seçimi önemlidir. Her kanser hastasına uygulanmaz. Uygun adaylar belirlenirken tümörün reseptör pozitifliği, hastalığın evresi, genel sağlık durumu ve daha önce aldığı tedaviler değerlendirilir. Bu tedavi genellikle ileri evrede, metastatik ve dirençli tümörlerde bir şans olarak sunulur.
Lutesyum tedavisinin uygulandığı başlıca hasta grupları şöyledir:
Lutesyum tedavisinin en önemli avantajı, kanser hücrelerini doğrudan hedef almasıdır. Geleneksel radyoterapi ya da kemoterapide hem sağlıklı hem de kanserli hücreler zarar görebilirken, lutesyum tedavisi yalnızca tümör hücrelerinde yoğunlaşır. Bu sayede yan etkiler daha azdır ve tedavi daha tolere edilebilir hale gelir. Ayrıca tedavi sırasında tümör hücreleri hem görüntülenebilir hem de yok edilebilir; bu da “teranostik” adı verilen hem teşhis hem tedavi işlevini aynı anda sunar.
Lutesyum tedavisi, ileri evre prostat kanseri gibi yaşam kalitesini ciddi biçimde düşüren hastalıklarda ağrının azalmasına, kemik metastazlarının kontrol altına alınmasına ve genel yaşam süresinin uzamasına yardımcı olabilir. Hastaların günlük aktivitelerini daha rahat sürdürebilmeleri ve bağımsızlıklarını koruyabilmeleri açısından da önemli katkılar sağlar.
Lutesyum tedavisinin faydaları şöyle sıralanabilir.
Lutesyum tedavisi, nükleer tıp uzmanlarının kontrolünde, özel radyonüklid tedavi merkezlerinde uygulanır. Kullanılan madde Lutesyum-177 (Lu-177) izotopudur ve bu izotop, kanser hücrelerine özgü hedefleyici moleküller (örneğin prostat kanserinde PSMA ligandları, nöroendokrin tümörlerde somatostatin analogları) ile birleştirilir. Bu kombinasyon damar yoluyla hastaya enjekte edilir. Kan dolaşımı sayesinde tüm vücuda dağılan Lu-177, yalnızca kanser hücrelerine bağlanır ve burada düşük enerjili beta ışını yayarak hücrelerin ölmesini sağlar.
Uygulama sırasında hasta özel radyoterapi odasında izole edilir. İşlem genellikle ağrısızdır ve damar yolundan serum takılması şeklinde gerçekleştirilir. Tedavi sonrası hasta birkaç saat boyunca gözlem altında tutulur. Hastanın aldığı radyasyon miktarı düşük olduğundan genellikle yakın temas sınırlı süreli öneriler dışında özel bir izolasyona gerek kalmaz.
Lutesyum tedavisinin süresi hastanın genel durumuna ve tümörün yayılımına göre değişebilir. Genellikle tedavi, birden fazla kür halinde planlanır. Tek bir uygulama yaklaşık 30–60 dakika sürer, fakat hazırlık ve gözlem süresiyle birlikte hastanede kalış süresi 1–2 günü bulabilir.
Çoğu hasta için tedavi protokolü, her 6–8 haftada bir uygulanan 3 ila 6 kür şeklindedir. Tedavi aralıkları, hastanın tolere edebilmesine ve tedaviye verdiği yanıta göre ayarlanır. Bazı durumlarda ek kürler yapılabilir. Tedavi tamamlandıktan sonra hastalığın durumu görüntüleme yöntemleriyle değerlendirilir.
İleri düzey nükleer tıp altyapısına sahip üniversite hastaneleri ve bazı özel onkoloji merkezlerinde uygulanmaktadır. Türkiye’de bu tedavi, özellikle üniversite hastanelerinin nükleer tıp bölümlerinde ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı bazı eğitim ve araştırma hastanelerinde yapılmaktadır. Bunun yanında, özel kanser tedavi merkezlerinde de lutesyum uygulamaları mevcuttur.
Tedavi, özellikle ileri evre prostat kanseri ve nöroendokrin tümörler gibi klasik yöntemlere dirençli vakalarda uygulanmaktadır. Uygulama sırasında damar yoluyla verilen Lu-177 ajanı, vücutta dolaşarak kanser hücrelerine tutunur ve burada ışın yayarak tümörleri küçültür veya tamamen yok eder.
Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biridir. İleri evreye ulaştığında hormon tedavisi veya kemoterapiye dirençli hale gelebilir. İşte bu noktada Lutesyum-177 PSMA tedavisi devreye girer. PSMA (Prostat Spesifik Membran Antijeni), prostat kanseri hücrelerinin yüzeyinde yoğun şekilde bulunan bir proteindir. Lu-177, PSMA’ya bağlanan ligandlarla birleştirildiğinde, sadece kanserli prostat hücrelerini hedef alır. Böylece tedavi, kanser hücrelerini içeriden ışınlayarak yok ederken diğer dokular zarar görmez.
Tedavi genellikle metastatik, yani kanserin başka organlara yayıldığı ve klasik tedavilere yanıt alınamadığı durumlarda uygulanır. Uygulama, damar yoluyla yapılan enjeksiyon şeklindedir ve birkaç kür halinde tekrarlanır. Araştırmalar, bu yöntemin hem yaşam süresini uzattığını hem de hastaların yaşam kalitesini belirgin ölçüde artırdığını göstermektedir. Ayrıca kemik metastazlarına bağlı şiddetli ağrıları da önemli ölçüde azaltabilmektedir.
Prostat kanseri için lutesyum tedavisinin öne çıkan özellikleri şöyledir:
Lutesyum tedavisinin ardından hastaların dikkat etmesi gereken bazı özel durumlar vardır. Tedavi sırasında düşük dozda radyasyon alındığından, işlem sonrası birkaç gün boyunca radyasyonun çevreye geçişini azaltmak için hijyen ve temas kuralları önerilir. Genellikle hastalara bol sıvı tüketmeleri, tuvalet hijyenine dikkat etmeleri ve birkaç gün boyunca yakın temaslardan (özellikle çocuklar ve hamileler) kaçınmaları tavsiye edilir.
Bunun dışında tedavi sonrası süreç, hastanın genel sağlığını korumaya ve tedaviye verdiği yanıtı izlemeye yöneliktir. Doktor kontrolleri, kan testleri ve görüntüleme yöntemleri ile hastalığın seyri takip edilir. Yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir; en sık görülenler yorgunluk, hafif mide bulantısı ve geçici kan değerlerinde düşüş olabilir.
Tedavi sonrası dikkat edilmesi gerekenler şu şekilde sıralanabilir:
Son güncellenme tarihi: 04 Kasım 2025
Yayınlanma tarihi: 04 Kasım 2025
Nükleer Tıp
Prof. Dr. Kezban Berberoğlu
Nükleer Tıp
Uzm. Dr. SeyedBaresh Razavıkhosroshahı
Öne Çıkan Kanser Yazıları
Kişisel Verilerin İşlenmesi: Kimlik, iletişim, sağlık ve pazarlama bilgilerimin, Özel Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi ve Özel Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi tarafından yürütülecek pazarlama faaliyetlerinin planlanması ve tıbbi ihtiyaçlarıma ve alışkanlıklarıma göre özelleştirilmesi ile bana özel kampanyalar oluşturulması amacıyla işlenmesini kabul ediyorum.
Ticari Elektronik İleti: Özel Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi ve Özel Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi tarafından kimlik ve iletişim bilgilerimin tercih ettiğim iletişim kanalı üzerinden bana reklam, promosyon, kampanya ve benzeri ticari elektronik iletilerin gönderilmesi amacıyla işlenmesi ve bununla sınırlı olarak hizmet alınan tedarikçilerle paylaşılmasını kabul ediyorum.