20 Ağustos 2023 Pazar
Bebeklerdeki Kasık Şişkinliği Fıtık Belirtisi Olabilir
Nöroblastom, çocukluk çağında en sık görülen kötü huylu tümörlerden biri olup özellikle 5 yaş altındaki çocuklarda teşhis edilen ciddi bir hastalıktır. Sinir sistemi hücrelerinin gelişim sürecinde olgunlaşamaması ve kontrolsüz şekilde çoğalması sonucu ortaya çıkar. Genellikle böbreküstü bezlerinden kaynaklanır, ancak sinir sisteminin diğer bölgelerinde de gelişebilir. Nadiren doğum öncesi ultrason sırasında fark edilebilse de çoğu zaman bebeklik ya da erken çocukluk döneminde belirti verir.
Nöroblastom, sinir sistemi hücrelerinden köken alan ve genellikle çocukluk çağında görülen kötü huylu bir tümördür. Bu tümör, sinir hücrelerinin erken dönemde olgunlaşamaması ve kontrolsüz şekilde büyümesi sonucu ortaya çıkar. Nöroblastom en sık olarak böbrek üstü bezlerinin bulunduğu bölgede görülür, çünkü bu bezler sinir hücreleri ile aynı embriyonik kökenden gelişir. Bununla birlikte tümör, omurga çevresi, göğüs, karın ya da boyun bölgesinde de ortaya çıkabilir. Çocukluk çağı kanserleri arasında lösemi ve beyin tümörlerinden sonra en sık görülenlerden biridir.
Bu hastalık, genellikle beş yaş altındaki çocuklarda tanı alır ve nadiren ergenlik çağında görülür. Bazı durumlarda doğum öncesi ultrason incelemelerinde bile fark edilebilir. Nöroblastomun biyolojik yapısı oldukça değişkendir. Bazı çocuklarda hızlı ilerleyen ve agresif seyreden bir tabloya yol açarken, bazı vakalarda ise tümör kendiliğinden gerileyebilir. Bu nedenle her hastanın klinik durumu ve tedavi süreci farklılık gösterebilir. Erken teşhis ve doğru tedavi, yaşam şansını önemli ölçüde artırmaktadır.
Belirtiler tümörün vücutta bulunduğu bölgeye, boyutuna ve yayılımına göre değişir. Erken evrelerde çoğu zaman belirti vermeyebilir veya basit şikayetlerle fark edilebilir. Ancak tümör büyüdükçe çevre dokulara baskı yapar ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Nöroblastom belirtileri şöyle görülebilir:
Kesin nedeni henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. Ancak bilimsel araştırmalar, bu hastalığın genetik mutasyonlar ve embriyonik gelişim bozuklukları ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Normalde sinir sistemi hücreleri gebelik sürecinde belirli bir aşamaya kadar gelişir, olgunlaşır ve işlev kazanır. Ancak bazı hücreler bu süreçte olgunlaşamayarak “ilkel” halde kalır ve doğumdan sonra kontrolsüz bir şekilde büyüyüp tümör oluşturur.
Bu mekanizmayı tetikleyen faktörler arasında kalıtsal genetik değişiklikler, hücre çoğalmasını düzenleyen proteinlerdeki bozukluklar ve bağışıklık sistemindeki dengesizlikler sayılabilir. Nöroblastom çoğu zaman “sporadik” yani rastgele gelişir, ancak vakaların küçük bir bölümünde aile öyküsü vardır. Özellikle ALK ve PHOX2B gibi genlerdeki mutasyonların kalıtsal geçişle ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Nöroblastomun nedenleri şöyle detaylandırılabilir:
Nöroblastomda evreleme, tümörün yayılım durumunu ve tedavi planını belirlemek açısından son derece önemlidir. Evreleme hem tümörün bulunduğu bölgede sınırlı olup olmadığını hem de lenf düğümleri veya uzak organlara yayılıp yayılmadığını gösterir. Uluslararası Nöroblastom Evreleme Sistemi (INSS) ve Uluslararası Nöroblastom Risk Grubu Evreleme Sistemi (INRGSS) en sık kullanılan sınıflandırmalardır.
Nöroblastom evreleri şu şekilde sınıflandırılmıştır:
Tanıda ilk adım, çocuğun ayrıntılı öyküsünün alınması ve fizik muayenedir. Karında ele gelen kitle, açıklanamayan kilo kaybı, kansızlık, kemik ağrıları ya da sinir sistemine ait bulgular tanı sürecini yönlendiren önemli ipuçlarıdır. Kesin tanıya ulaşmak için en sık kullanılan yöntemlerden biri görüntüleme testleridir. Ultrasonografi, karın içindeki kitleleri tespit etmek için ilk basamakta tercih edilir. Daha sonra bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile tümörün boyutu, çevre dokularla ilişkisi ve yayılımı detaylı şekilde incelenir. Ayrıca kemik sintigrafisi ya da PET-BT, metastaz varlığını araştırmak için kullanılabilir.
Teşhisin en önemli aşaması ise biyopsidir. Tümörden alınan doku örneği mikroskop altında incelenerek hücrelerin nöroblastom özellikleri taşıyıp taşımadığı değerlendirilir. Bu inceleme sırasında genetik ve moleküler analizler de yapılabilir. Özellikle MYCN gen amplifikasyonu, hastalığın seyrini belirleyen önemli bir göstergedir.
Bunlara ek olarak kan ve idrar testleri de tanıda kullanılır. İdrarda katekolamin türevlerinin (VMA ve HVA) yüksek bulunması nöroblastom için tipik bir bulgudur. Kan testleri ise çocuğun genel sağlık durumunu, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını değerlendirmede yol gösterir.
Nöroblastom, özellikle çocukluk çağının ilk yıllarında ortaya çıkan bir tümördür ve bu yönüyle diğer birçok kanser türünden ayrılır. Vakaların büyük çoğunluğu 5 yaşın altındaki çocuklarda görülür. En sık tanı konulan yaş aralığı ise 0-2 yaş arasıdır. Bu dönemde hücrelerin hızlı büyüme ve farklılaşma sürecinde olması, olgunlaşamayan sinir hücrelerinin tümörleşme riskini artırır.
Yaklaşık vakaların %90’ından fazlası 10 yaşından önce teşhis edilir. Ergenlik ve yetişkinlik döneminde görülmesi oldukça nadirdir. Bununla birlikte nadiren doğum öncesi dönemde de saptanabilir; bazı bebeklerde yapılan ultrason taramalarında nöroblastom izlenebilir.
Yaşın hastalığın seyri üzerinde belirleyici bir rolü vardır. Örneğin, 1 yaşından küçük bebeklerde görülen özel bir evre (Evre 4S) vardır ve bu evrede tümörün bazı durumlarda kendiliğinden gerileme eğilimi olabilir. Ancak daha büyük çocuklarda hastalık genellikle daha agresif seyredebilir ve tedaviye daha yoğun yanıt gerekebilir.
Nöroblastom tedavisi, hastalığın evresine, tümörün yayılımına, çocuğun yaşına, tümörün biyolojik özelliklerine (örneğin MYCN geni amplifikasyonu gibi) ve genel sağlık durumuna göre planlanır. Bu nedenle her çocuk için tedavi süreci farklılık gösterir ve multidisipliner bir ekip tarafından yürütülür.
Nöroblastom tedavisinden sonra takip süreci en az tedavi kadar önemlidir. Çünkü hastalık nüks edebilir veya tedavilerin yan etkileri uzun vadede sağlık sorunlarına yol açabilir. Takip süreci, çocuğun hem hastalıktan korunmasını hem de gelişim sürecinin sağlıklı şekilde ilerlemesini amaçlar.
Takip sürecinde dikkat edilen başlıca noktalar şöyle sıralanabilir:
Takip süresi genellikle yıllarca devam eder. İlk 2-3 yıl daha sık aralıklarla kontroller yapılırken, ilerleyen yıllarda bu aralıklar açılır. Amaç, hem hastalığın nüksünü erken yakalamak hem de çocuğun uzun vadeli sağlığını korumaktır.
Son güncellenme tarihi: 25 Kasım 2025
Yayınlanma tarihi: 25 Kasım 2025
Çocuk Cerrahisi
Op. Dr. Ahmet Nadir Tosyalı
Öne Çıkan Kanser Yazıları
Kişisel Verilerin İşlenmesi: Kimlik, iletişim, sağlık ve pazarlama bilgilerimin, Özel Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi ve Özel Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi tarafından yürütülecek pazarlama faaliyetlerinin planlanması ve tıbbi ihtiyaçlarıma ve alışkanlıklarıma göre özelleştirilmesi ile bana özel kampanyalar oluşturulması amacıyla işlenmesini kabul ediyorum.
Ticari Elektronik İleti: Özel Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi ve Özel Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi tarafından kimlik ve iletişim bilgilerimin tercih ettiğim iletişim kanalı üzerinden bana reklam, promosyon, kampanya ve benzeri ticari elektronik iletilerin gönderilmesi amacıyla işlenmesi ve bununla sınırlı olarak hizmet alınan tedarikçilerle paylaşılmasını kabul ediyorum.