19 Ağustos 2023 Cumartesi
Boyun ağrısını azaltan 6 öneri
Omurilik tümörü, omuriliği çevreleyen sinir dokularında veya omuriliği koruyan kemik yapılar içinde oluşan anormal hücre büyümeleridir. Bu tümörler, omuriliğin işlevlerini etkileyerek sinir sinyallerinin iletiminde bozulmalara yol açabilir. Omurilik tümörleri, iyi huylu (benign) veya kötü huylu (malign) olabilir. Bazıları omurilikte direkt olarak gelişirken, bazıları başka bölgelerden omuriliğe yayılım gösterir.
Omurilik dokusunda veya omuriliği çevreleyen yapılarda meydana gelen anormal hücre büyümeleridir. Bu tümörler, omuriliğin işlevini olumsuz etkileyerek sinir sistemi üzerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Omurilik tümörleri genellikle omuriliğin içindeki sinir dokularında dış kısmındaki koruyucu zarlarda veya omurgayı oluşturan kemik yapılar içinde gelişir. İyi huylu tümörler genellikle yavaş büyür ve çevre dokulara yayılmaz. Ancak omuriliğin dar bir alanda bulunması nedeniyle basınç oluşturarak ciddi sorunlara neden olabilir. Kötü huylu tümörler ise hızla büyüyebilir ve metastaz yaparak vücudun diğer bölgelerine yayılabilir.
Kökenine göre primer ve sekonder olarak ikiye ayrılır. Primer tümörler, doğrudan omurilik veya çevresindeki dokulardan kaynaklanır. Sekonder tümörler ise başka bir organ veya dokudan omuriliğe yayılan kanserlerden oluşur. Sekonder tümörler genellikle kötü huyludur. Akciğer, meme veya prostat kanserlerinden metastaz yoluyla omuriliğe ulaşır.
Büyüklüklerine, konumlarına ve türlerine bağlı olarak çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir. Omuriliğin dar bir anatomik alanda bulunması nedeniyle tümörler, genellikle omurilik veya sinir köklerine baskı yaparak belirti verir. Bu belirtiler başlangıçta hafif olabilir. Ancak tümör büyüdükçe şiddetlenir. Merkezi sinir sistemi üzerindeki etkiler nedeniyle farklı bölgelerde hissedilebilir. Omurilik tümörü belirtileri şu şekildedir:
Bu belirtiler, omurilik tümörünün türüne ve omuriliğin hangi kısmını etkilediğine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Uzun süre devam eden sırt ağrısı, uyuşma veya güç kaybı gibi semptomlar fark edildiğinde, vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.
Hücrelerin genetik materyalinde meydana gelen mutasyonlar sonucunda oluşur. Bu mutasyonlar, hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesine ve çoğalmasına yol açar. Omurilik tümörlerinin neden oluştuğu her zaman kesin olarak belirlenemese de genetik faktörler, çevresel etkiler ve bazı risk faktörlerinin bu süreçte rol oynadığı düşünülmektedir. Bazı durumlarda, omurilik tümörleri doğrudan genetik yatkınlıkla ilişkilidir. Özellikle nörofibromatozis veya Li-Fraumeni sendromu gibi kalıtsal hastalıklara sahip bireylerde omurilik tümörü gelişme riski daha yüksektir. Ayrıca, kanserin vücudun diğer bölgelerinden omuriliğe metastaz yapması sonucu sekonder tümörler oluşabilir.
Çevresel faktörler arasında iyonize radyasyona maruz kalma ve bağışıklık sisteminin zayıflaması önemli yer tutar. Bağışıklık sisteminin baskılanması özellikle virüslerle ilişkilendirilen bazı tümör türlerinin gelişim riskini artırabilir. Bunun yanında yaşam tarzı faktörleri, zararlı kimyasallara maruz kalma ve uzun süreli stresin de tümör gelişimine katkıda bulunabileceği düşünülmektedir.
Hastanın semptomlarının değerlendirilmesi ve bir dizi tanısal testin yapılmasıyla konur. İlk olarak doktor, hastanın tıbbi geçmişini sorgular ve fiziksel muayene yapar. Sinir sistemiyle ilgili belirtiler, omurilik tümöründen şüphelenilmesine yol açabilir. Bunun ardından ayrıntılı görüntüleme ve laboratuvar testleri teşhisi kesinleştirmek için kullanılır. Omurilik tümörü teşhisi için aşağıdaki yöntemler kullanılır:
Omurilik tümörü tedavisi; türüne, boyutuna, yerleşim yerine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak planlanır. Tedavi, tümörün büyümesini durdurmayı, belirtileri hafifletmeyi ve sinir sistemi üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirmeyi amaçlar. Cerrahi müdahale, radyoterapi, kemoterapi ve destekleyici tedaviler, omurilik tümörlerinin tedavisinde en sık kullanılan yöntemlerdir.
Cerrahi, omurilik tümörlerinin tedavisinde genellikle ilk tercihtir. Ameliyatla tümörün tamamen çıkarılması mümkünse bu yöntem hem sinir sistemi üzerindeki baskıyı azaltır hem de hastalığın ilerlemesini durdurabilir. Ancak bazı durumlarda, tümörün kritik bir bölgede yerleşmiş olması nedeniyle cerrahi müdahale sınırlı olabilir.
Radyoterapi, kötü huylu veya cerrahi olarak çıkarılamayan tümörlerin tedavisinde kullanılır. Yüksek enerjili ışınlar, kanserli hücreleri yok ederek tümörün büyümesini durdurabilir. Ayrıca, cerrahi sonrası kalan kanser hücrelerini temizlemek için de uygulanabilir.
Kanserli hücreleri hedef alan ilaçların kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Kötü huylu tümörlerde veya metastaz durumunda uygulanır. Kemoterapi genellikle radyoterapi ile birlikte kombine bir tedavi planının parçası olarak kullanılır.
Ameliyat öncesinde hasta, detaylı bir değerlendirmeden geçirilir. Manyetik rezonans görüntüleme (MR) veya bilgisayarlı tomografi (BT) gibi görüntüleme yöntemleri, tümörün boyutunu ve omurilikle olan ilişkisini belirlemek için kullanılır. Cerrah, ameliyat sırasında çevre dokulara zarar vermemek ve tümörü en iyi şekilde çıkarmak için bu görüntüleri rehber olarak kullanır. Ayrıca, ameliyat öncesi hastanın genel sağlık durumu ve olası komplikasyon riskleri değerlendirilir.
Ameliyat genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilir ve birkaç saat sürebilir. Cerrah, tümöre ulaşmak için omurganın arka kısmındaki kemikleri çıkararak omuriliği açığa çıkarır. Bu sayede tümörün bulunduğu bölgeye erişim sağlanır. Eğer mümkünse tümör tamamen çıkarılır. Ancak, tümör sinir köklerine veya omuriliğin hassas bölgelerine yapışmışsa sinir hasarını önlemek için sadece bir kısmı alınabilir. Cerrahi sırasında mikroskoplar ve nöromonitorizasyon cihazları kullanılır. Bu teknolojiler, cerraha tümörü daha hassas bir şekilde çıkarmada yardımcı olur ve omurilik veya sinir dokusuna zarar verme riskini en aza indirir. Tümör çıkarıldıktan sonra omurilik tekrar koruyucu zarlarla kapatılır.
Hastaların büyük bir kısmı, doğru tedavi ve rehabilitasyon planıyla yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir. Ameliyat sonrası ilk günlerde hasta genellikle hastanede gözetim altında tutulur. Yoğun bakımda geçirilen bu süreçte cerrahi bölgedeki iyileşme takip edilir ve olası komplikasyonlar önlenmeye çalışılır. Ağrı yönetimi, enfeksiyon riskinin azaltılması ve kan dolaşımını desteklemek için ilaç tedavileri uygulanır. Ayrıca, doktorlar hastanın sinir sistemi fonksiyonlarını düzenli olarak kontrol eder.
Hasta taburcu edildikten sonraki dönem iyileşmenin en önemli aşamalarından biridir. Hastaların fiziksel aktivitelerini sınırlaması ve doktorun önerdiği şekilde hareket etmesi gerekir. Özellikle ağır kaldırmak, ani hareketler yapmak veya omurgayı zorlayan aktivitelerden kaçınmak önemlidir. Bunun yanında rehabilitasyon programları, kas gücünü yeniden kazanmak, dengeyi sağlamak ve günlük hayata dönüşü kolaylaştırmak için önemli bir rol oynar. Ameliyat sonrası bazı hastalarda sinir hasarı nedeniyle geçici veya kalıcı nörolojik semptomlar görülebilir. Bu durumda fizik tedavi semptomların hafifletilmesine yardımcı olabilir.
Son güncellenme tarihi: 11 Aralık 2024
Yayınlanma tarihi: 08 Mart 2021
Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji)
Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji)
Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji)
Öne Çıkan Kanser Yazıları