19 Ağustos 2023 Cumartesi
Boyun ağrısını azaltan 6 öneri
Boyun fıtığı, modern yaşamın getirdiği en yaygın kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarından biridir. Uzun süreli masa başı çalışma, yanlış duruş alışkanlıkları, hareketsiz yaşam tarzı ve yaşa bağlı omurga dejenerasyonları bu hastalığın oluşumunda rol oynar. Günümüzde uygulanan fizyoterapi yöntemleri, postür eğitimleri ve mikrocerrahi teknikleri sayesinde hem ağrının şiddeti azalmakta hem de hastaların günlük aktivitelerine dönüş süresi kısalmaktadır.
Tıp dilinde “servikal disk hernisi” olarak bilinen boyun fıtığı, omurlar arasındaki disklerin yerinden kayarak sinir köklerine baskı yapması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Omurga, üst üste dizilmiş omur kemiklerinden oluşur. Bu kemikler arasında “disk” adı verilen yastıkçıklar bulunur. Bu diskler, hem hareketi kolaylaştırır hem de omurgaya esneklik ve dayanıklılık kazandırır. Ancak zamanla ya da aşırı zorlanma sonucu bu disklerin dış yüzeyinde yırtık meydana gelebilir. İç kısmında yer alan jelimsi yapı dışarı taşarak sinirlere baskı yapmaya başlar. İşte bu durum, boyun fıtığı olarak adlandırılır.
Boyun bölgesi omurga zincirinin en hareketli kısmıdır. Başın dönmesi, eğilmesi ve kaldırılması gibi hareketler sürekli olarak bu bölgeye yük bindirir. Bu nedenle fıtık oluşumu, genellikle tekrarlayan hareketler, duruş bozukluğu, uzun süre masa başında çalışma veya travma sonrası görülür. Boyun fıtığı sadece lokal ağrılara neden olmaz; aynı zamanda sinir basısına bağlı olarak kol, omuz ve el bölgelerinde hissizlik, karıncalanma ve güç kaybı gibi belirtiler de ortaya çıkabilir.
Erken evrelerde genellikle ağrı ve kas spazmlarıyla sınırlı kalır. İlerleyen evrelerde refleks kaybı, kas erimesi ve hareket kısıtlılığı gibi ciddi fonksiyonel sorunlara yol açabilir. Bu nedenle boyun fıtığı, ihmal edilmemesi gereken nörolojik bir rahatsızlık olarak değerlendirilir. Doğru tanı ve tedavi yöntemleriyle çoğu vakada cerrahi müdahale gerekmeden iyileşme mümkündür.
Sinir köklerine yapılan baskının şiddetine, fıtığın bulunduğu seviyeye ve hastanın yaşam tarzına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bazı hastalarda hafif boyun ağrısı dışında belirti olmaz. Bazılarında şiddetli ağrı ve his kaybı gibi ciddi semptomlar ortaya çıkabilir. En sık görülen belirtiler genellikle boyundan kola yayılan ağrı, kas gücünde azalma, uyuşma ve hareket kısıtlılığı şeklindedir.
Boyun fıtığının tipik belirtileri şöyle sıralanabilir:
Bazı hastalarda ağrı omuzdan başlayarak parmak uçlarına kadar yayılır. Özellikle C5-C7 sinir kökleri tutulduğunda bu durum daha belirgindir. Bu nedenle ağrının hangi bölgeye yayıldığı, fıtığın hangi seviyede olduğunu belirlemede önemli ipuçları verir. Eğer ağrıya güçsüzlük, refleks kaybı veya his azalması eşlik ediyorsa sinir basısı ilerlemiş olabilir ve zaman kaybetmeden uzman doktora başvurulmalıdır.
Boyun fıtığı, çoğunlukla mekanik zorlanma, yaşa bağlı dejenerasyon ve duruş bozuklukları sonucu gelişir. Omurlar arasındaki diskler, genç yaşlarda elastik ve dayanıklıdır; ancak yaş ilerledikçe su içeriğini kaybederek sertleşir. Bu durum, diskin esnekliğini azaltır ve küçük bir zorlanmada bile yırtılmasına neden olabilir.
Boyun fıtığının sık rastlanan nedenleri şöyledir:
En önemli risk faktörlerinden biri yaşlanmaya bağlı dejeneratif değişikliklerdir. Yaş ilerledikçe omurlar arasındaki diskler elastikiyetini kaybeder, su oranı azalır. Dış tabaka zayıflar. Bu da diskin kolayca yırtılıp sinir köklerine baskı yapmasına neden olur. Bunun yanında duruş bozukluğu, boyun fıtığının en sık göz ardı edilen risk etmenlerinden biridir. Özellikle günümüzde uzun süre telefon veya bilgisayar ekranına eğilerek vakit geçirmek, boyun kasları üzerinde sürekli bir yük oluşturur. Bu durum kas dengesizliklerine, omurga eğriliğine ve diskin zamanla deformasyonuna yol açar.
Ağrının şiddetli olduğu dönemde boyun hareketleri kısıtlanmalı ve ani dönme, eğilme gibi hareketlerden kaçınılmalıdır. Doktor önerisiyle ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar ödemi azaltarak sinir üzerindeki basıyı hafifletir. Ancak ilaçlar mekanik problemi ortadan kaldırmaz. Bu nedenle ilaç tedavisi mutlaka fizyoterapi ile desteklenmelidir. Fizyoterapi sürecinde kas spazmlarını çözmek ve dolaşımı artırmak için sıcak-soğuk kompresler, ultrason, traksiyon ve TENS (elektrik stimülasyonu) gibi yöntemler uygulanır. Ardından boyun kaslarını güçlendiren ve omurgayı destekleyen egzersizler planlanır.
Boyun fıtığı tedavisinde ayrıca postür eğitimi, ergonomik düzenlemeler (örneğin monitör yüksekliği, oturma pozisyonu) ve günlük yaşam aktivitelerinde dikkat edilmesi gereken pozisyonların öğrenilmesi önemlidir. İleri evrelerde, sinir basısına bağlı olarak güç kaybı veya refleks kaybı geliştiyse, doktor kontrolünde cerrahi tedavi gündeme alınabilir.
Cerrahi dışı tedavi yöntemleri, vakaların yaklaşık %80–90’ında yeterli iyileşme sağlar. Bu yaklaşımda ilk hedef, ağrıyı ve kas gerginliğini azaltmaktır. Doktor kontrolünde uygulanan antiinflamatuvar ilaçlar, kas gevşeticiler ve ağrı kesiciler kısa vadede semptom kontrolü sağlar. Ardından fizyoterapi ve rehabilitasyon programı devreye girer. Bu program, boyun kaslarını güçlendirmek, omurga esnekliğini artırmak ve sinir üzerindeki baskıyı hafifletmek amacıyla hazırlanır. Ayrıca manuel terapi ve kuru iğneleme (dry needling) gibi modern yaklaşımlar da kas spazmlarını çözmede etkili olabilir.
Bazı durumlarda, özellikle ağrının kronikleştiği ve ilaç-fizik tedavi kombinasyonunun yetersiz kaldığı hastalarda enjeksiyon tedavileri uygulanabilir. Bu tedavide sinir köküne yakın bölgeye steroid ve lokal anestezik karışımı enjekte edilerek ağrı döngüsü kırılır.
Eğer fıtık ilerlemiş ve omurilik veya sinir kökleri üzerinde ciddi bası oluşturuyorsa, cerrahi tedavi kaçınılmaz hale gelir. Cerrahi yöntemler arasında en sık uygulanan anterior servikal diskektomi ve füzyon (ACDF) prosedürüdür. Bu işlemle hasarlı disk çıkarılır, sinir üzerindeki baskı kaldırılır ve omurlar arası denge yeniden sağlanır. Modern cerrahi tekniklerde mikroskopik veya endoskopik yöntemler kullanılarak iyileşme süresi kısaltılabilir.
Boyun fıtığı egzersizleri, tedavi sürecinin en önemli basamaklarından biridir. Bu egzersizler, sinir basısını azaltmayı, kas spazmlarını çözmeyi, postürü düzeltmeyi ve boyun kaslarını güçlendirerek omurga üzerindeki yükü dengelemeyi amaçlar.
Boyun fıtığına iyi gelen egzersizlerden bazıları şöyledir:
Bu egzersizlerin her biri günde 1-2 kez, düşük tempoda yapılabilir. Düzenli uygulandığında ağrının hafiflediği, kas dayanıklılığının arttığı ve duruşun düzeldiği gözlemlenir. Ancak fıtığın egzersiz programı mutlaka fizyoterapist kontrolünde olmalıdır.
Boyun fıtığını önlemenin en etkili yolu, omurga sağlığını korumak ve günlük yaşamda ergonomik farkındalık geliştirmektir. Günümüzde masa başı çalışma, akıllı telefon kullanımı ve hareketsiz yaşam tarzı nedeniyle boyun kasları dengesiz yüklenmeye maruz kalır. Bu da disklere fazla basınç uygulayarak zamanla fıtık oluşumuna zemin hazırlar. Oysa basit önlemler ve doğru alışkanlıklarla boyun fıtığı riski önemli ölçüde azaltılabilir.
Boyun fıtığından korunmak için dikkat edilmesi gereken başlıca noktalar şu şekildedir:
Ağrı, uyuşma ve kas güçsüzlüğü gibi belirtiler, kişinin günlük aktivitelerini yapmasını zorlaştırabilir. Özellikle baş hareketleri sırasında hissedilen keskin ağrı, hem iş hayatında hem de sosyal yaşamda performans kaybına neden olur. Uyku sırasında uygun pozisyon bulunamaması, gece uykusunun bölünmesine ve kronik yorgunluğa yol açabilir.
Fizyolojik açıdan değerlendirildiğinde uzun süreli sinir basısı el ve kol kaslarında güç kaybına neden olabilir. Bu durum kişinin yazı yazma, araba kullanma veya basit ev işlerini yapma becerisini bile etkileyebilir. Bazı ileri vakalarda ağrı omuzdan göğüs bölgesine yayılabilir ve kalp ağrısı ile karıştırılabilir.
Boyun fıtığı vakalarının büyük bir kısmı ilaç tedavisi, fizik tedavi ve egzersiz programlarıyla kontrol altına alınabilir. Ancak bazı durumlarda sinir köklerine olan bası o kadar artar ki konservatif tedaviler yetersiz kalır ve cerrahi müdahale kaçınılmaz hale gelir.
Cerrahi gerekliliğin en önemli göstergesi, nörolojik bulguların ilerlemesidir. Eğer hastada kas güçsüzlüğü, refleks kaybı, el veya kol hareketlerinde belirgin azalma varsa bu durum 4–6 haftalık tedaviye rağmen düzelmiyorsa cerrahi düşünülür. Aynı şekilde omurilik üzerinde ciddi bası oluşmuşsa, bu bası yürüme bozukluğu, dengesizlik, idrar veya dışkı kontrolü kaybı gibi bulgularla kendini gösteriyorsa, beklemek risklidir.
Boyun fıtığı tanısı konulan bir kişinin yaşam biçiminde bazı düzenlemeler yapması gerekir. En önemli nokta, boyun bölgesine aşırı yük binmesini önlemek ve omurga hizasını korumaktır. Gün içinde yapılan basit hatalar bile fıtığın ilerlemesine neden olabilir.
Boyun fıtığı olanların dikkat etmesi gereken başlıca noktalar şöyledir:
Boyun fıtığı tanısı alanlar, bazı hareket ve alışkanlıklardan kaçınmadıkları sürece tedavinin etkisini azaltabilir veya hastalığın tekrarlamasına neden olabilirler. Boyun bölgesi, sinir yapıları açısından oldukça hassas olduğundan yanlış bir hareket ya da kontrolsüz bir davranış sinir sıkışmasını artırabilir.
Boyun fıtığı olanların yapmaması gereken davranışlar aşağıda listelenmiştir:
Boyun fıtığı, doğrudan beslenmeden kaynaklanmaz. Ancak yanlış beslenme alışkanlıkları hastalığın seyrini olumsuz etkileyebilir. Özellikle vücutta ödem, inflamasyon (iltihaplanma) ve kas zayıflığı oluşturan gıdaların aşırı tüketimi, ağrıların artmasına neden olabilir. Bu nedenle, boyun fıtığı olan kişilerin beslenme düzeni antiinflamatuvar özellikte olmalı, kas ve kemik sağlığını destekleyen gıdalar ön planda tutulmalıdır.
Tuz oranı yüksek besinler vücutta sıvı tutulmasına yol açarak ödemi artırır. Aynı şekilde aşırı şekerli yiyecekler, inflamasyonu tetikler ve iyileşmeyi geciktirir. Bunun yerine sebze, tam tahıl, zeytinyağı ve omega-3 açısından zengin balıklar tercih edilmelidir. Ayrıca kalsiyum ve D vitamini yönünden zengin gıdalar (örneğin yoğurt, süt, yeşil yapraklı sebzeler) kemik yoğunluğunu destekler.
Boyun fıtığı ağrısı, sinir köklerine yapılan baskıya bağlı olarak farklı bölgelere yayılır. Ağrının yönü, fıtığın hangi seviyede olduğuna göre değişir. Boyundaki her sinir kökü, vücudun belirli bir kısmına duyusal ve motor sinyal gönderir. Bu nedenle hangi sinir etkilenmişse ağrı o bölgeye yansır.
Ağrının karakteri de değişkendir. Kimi zaman yanma ve batma hissiyle, kimi zaman da künt bir baskı şeklinde hissedilir. Uzun süreli sinir sıkışması durumunda ağrıya kas güçsüzlüğü, uyuşma veya karıncalanma da eşlik eder. Ağrının doğru kaynağını belirlemek için nörolojik muayene ve MR görüntüleme yapılması gerekir.
Son güncellenme tarihi: 09 Aralık 2025
Yayınlanma tarihi: 15 Ocak 2024
Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji)
Prof. Dr. Selçuk Göçmen
Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji)
Uzm. Dr. Emre Zorlu
Öne Çıkan Kanser Yazıları
Kişisel Verilerin İşlenmesi: Kimlik, iletişim, sağlık ve pazarlama bilgilerimin, Özel Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi ve Özel Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi tarafından yürütülecek pazarlama faaliyetlerinin planlanması ve tıbbi ihtiyaçlarıma ve alışkanlıklarıma göre özelleştirilmesi ile bana özel kampanyalar oluşturulması amacıyla işlenmesini kabul ediyorum.
Ticari Elektronik İleti: Özel Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi ve Özel Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi tarafından kimlik ve iletişim bilgilerimin tercih ettiğim iletişim kanalı üzerinden bana reklam, promosyon, kampanya ve benzeri ticari elektronik iletilerin gönderilmesi amacıyla işlenmesi ve bununla sınırlı olarak hizmet alınan tedarikçilerle paylaşılmasını kabul ediyorum.