19 Eylül 2023 Salı
Sabah ağrılarla uyanıyorsanız dikkat
Osteoporoz Kliniği neleri amaçlar? Osteoporoz (kemik erimesi) tanısı koymayı Osteoporoz nedenini ortaya çıkarmayı Osteoporozlu hastalara ihtiyaç duydukları rehabilitasyon ilkelerini (beslenmenin düzenlenmesi, egzersizlerin öğretilmesi, düşmenin engellenmesi, risk faktörlerinin engellenmesi gibi) öğretmeyi Hastaların takiplerinin düzenlenmesini Osteoporozdan korunma ilkeleri konusunda halkı aydınlatmayı Osteoporoz nedene yönelik tedavinin programlanmasını ve takibini Gerekli dokümanların ve istatistiksel bilgilerin toplanarak yayın haline getirilmesini
İçindekiler
Osteoporoz Kliniği neleri amaçlar? Çalışma düzeni Osteoporoz Çalışma Grubu Osteoporoz nedir? Osteoporozun belirtileri, tanı ve tedavisi Osteoporoz neden önemlidir? Osteoporoz sadece kadınlarda mı görülür? Erkekler de osteoporoz taraması yaptırmalı mıdır? Osteoporozda kemik kaybı hangi yaşlarda başlıyor? Osteoporoz hangi organları etkiler? Osteoporoz sonuçları nelerdir? Osteoporozda risk faktörleri nelerdir? Osteoporozun tanısı nasıl konuyor? Osteoporoz nasıl tedavi ediliyor? Osteoporoz’dan korunmaOsteoporoz, vücudumuzdaki kemiklerin sertliklerinin azalıp, kalitelerinin bozulması sonucunda daha zayıf ve kırılabilir hale gelmeleriyle ortaya çıkan ve tüm iskeletimizi etkileyen sistemik bir hastalıktır. Osteoporoz, ortalama yaşam süresinin uzaması ve yaşlı nüfusun artmasıyla, günümüzde en sık görülen hastalıklardan biri haline geldi. Yapılan çalışmalar; 50 yaş üzerindeki her 3 kadından 1`inin ve her 5 erkekten 1`inin, hayatının bir döneminde kırık yaşayacağını gösterirken, uzmanlar en iyi tedavinin korunma olduğunun altını çiziyor.
Osteoporozun en önemli belirtisi kırıklardır. Halk arasında osteoporozla ilgili yanlış bilinen şey, osteoporozun ağrıya neden olabileceğidir. Kırık olmadığı sürece osteoporoza bağlı ağrı oldukça nadir görülür. Omurga üzerinde ortaya çıkan kırık sonucu; boy kısalır, duruş bozukluğu ve kamburluk ortaya çıkar. Kamburlaşma sonucunda kemikler, karın boşluğu ve göğse baskı yapar. Buradaki organlar olumsuz etkilenirken hastanın vücut imajı bozulur. Bu da psikolojik sorunların ortaya çıkmasına, osteoporoz hastasının toplumdan uzaklaşmasına neden olur.
Osteoporoz, daha çok kadınların maruz kaldığı bir hastalık olarak bilinse de, erkekleri de etkileyen önemli bir sağlık problemidir. Osteoporozun bilinen en önemli risk faktörü ise yaşlanma. İçinde bulunduğumuz yüzyılda hastalıkların tanı ve tedavisinde yaşanan olumlu gelişmeler, insanların ortalama yaşam sürelerini uzatsa da, yaşla birlikte artan pek çok hastalık gibi osteoporozu da sağlık gündeminin ilk sıralarına oturtuyor. Çünkü, tüm dünyada yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte osteoporoz ve osteoporoza bağlı kırıkların görülme sıklığında da önemli bir artış yaşanıyor. Günümüzde kalça kırıklarından ölüm, kalp ve kanser hastalıklarına bağlı ölümlerden sonra üçüncü sırayı alıyor.
Yapılan çalışmalar; 50 yaş üzerindeki her üç kadından birinin ve her beş erkekten birinin, hayatının bir döneminde kırık yaşayacağını gösterirken, uzmanlar en iyi tedavinin “korunma” olduğunun altını çiziyor. Uzmanlar, 65 yaşın üstündeki tüm kadınların osteoporoz taramasında geçmesi gerektiğini, genellikle 45-50 yaş arası kemik yoğunluk ölçümü yaptırmak tavsiye ediliyor. Ayrıca, 65 yaşının altında olmasına rağmen ilave osteoporoz risk faktörlerine sahip veya yakın zamanda kemik kırığı yaşamış postmenopozal kadınların da tarama yaptırması gerekiyor.
Öte yandan erkeklerde osteoporoz taramasının ne zaman yapılacağını bildiren herhangi resmi bir bilgi bulunmuyor. Uzmanlar, bazı yaşlı erkeklerde rutin osteoporoz taraması yapılmasını öneriyor. Journal of the American Medical Association (Amerikan Tıp Birliği Dergisi) yayımlanan yeni bir çalışmaya göre osteoporozun rutin test ve tedavisi, belirli yaşlı erkekler için de gerekli. Konuyla ilgili yapılan araştırmada, en yüksek osteoporoz riskine sahip erkek grubu olan 65 yaşının üzerindeki erkeklerde kalça kırığı riskini tahmin etmek için bir bilgisayar programı kullanıldı. Araştırmada, bu erkeklerde osteoporoz kırığıyla birliktelik gösteren düşük verimlilik gibi dolaylı ve doğrudan tıbbi maliyetler de hesaplandı. Araştırma sonucunda, erken dönemde kırık olması halinde 65 yaş üzerindeki erkeklerde rutin kemik mineral yoğunluğu testinin yapılmasının ve kırık hikâyesi göz önüne alınmaksızın, 80 yaşının üzerindeki erkeklerin rutin teste alınmasının gerekli olduğunu belirlendi.
Kemikler aslında yapım ve yıkım faaliyetleriyle sürekli yenilenen canlı dokular. Bu yapım ve yıkım süreci, kadınlarda 30 yaşına kadar dengeli bir şekilde devam ederken, bu yaştan itibaren denge, yıkımın lehine değişiyor. Doruk kemik kütlesinin oluştuğu 30 yaşından sonra kadınlarda, yıllık yüzde 0.5`lik bir oranda geri dönüşümsüz kemik kaybı başlıyor. Bu kayıp, özellikle menopozdan itibaren daha da hızlanıyor ve kaybedilen kemik dokusu miktarı, kadının ileride kemik kırığıyla karşılaşıp karşılaşmayacağını belirleyen en önemli etkenlerden birini oluşturuyor.
Osteoporoz en fazla, vücudun yükünü taşıyan omurları etkiliyor. Tüm osteoporoz olgularının yüzde 47`si omurlarda, yüzde 20`si kalçada, yüzde 13`ü bileklerde ve yüzde 20`si diğer kemiklerde görülüyor. Omurlardaki çökme kırıklarına bağlı olarak, özellikle ileri yaşlarda boyda kısalma oluşabiliyor. Başta kalçada olmak üzere diğer kemiklerde de, hafif düşmeler sonucunda veya kendiliğinden, ölümcül olabilen kırıklar oluşabiliyor.
Osteoporozun en önemli sonucu kırık ve buna bağlı olarak gelişen sakatlıklardır. Özellikle 50 yaşın üzerinde kalça, omur ve el bileği kırılma riski, kadınlarda yüzde 40, erkeklerde ise yüzde 13 olarak kabul ediliyor. Bu istatistiksel veriler, her 50 yaşın üzerindeki 10 hastadan 4’ünün kalça, omur ya da el bileği kırığı ile karşılaşma riskine sahip olduğunu ortaya koyuyor. Kırığın maliyetlerini ve sosyal yönüne bakıldığında ise ortaya büyük problemler çıkıyor. Bugün ABD`de yılda 1.5 milyon kırık meydana geliyor. Bunun 300 binini kalça, 700 binini omur, 250 binini el bileği, 300 binini ise diğer kırıklar oluşturuyor. Kalça kırığına maruz kalan hastaların yüzde 20`si, ne yazık ki ilk 1 yıl içerisinde kaybedilirken, yüzde 30`dan fazlası sakat kalıyor. 1990`lı yılların başında 1.7 milyon olan kalça kırığı sayısının, 2050 yılında 6.5 milyona çıkacağı tahmin ediliyor.
Risk faktörleri, majör ve minör olmak üzere iki başlık altında toplanıyor. Majör risk faktörleri arasında en çok düşük kemik yoğunluğu görülüyor. Bu nedenle menopoz yaşı olarak kabul edilen 45-50 yaşlarında mutlaka bir kez kemik yoğunluğu ölçümü yaptırılması gerekiyor. Risk faktörleri değerlendirildikten sonra bu ölçümlerin ne sıklıkta tekrarlanacağının doktor tarafından belirlenmesi gerekiyor.
Bir diğer risk faktörü de yaştır. Kemik yoğunluğu aynı olan biri 50, diğeri 80 yaşındaki iki hastanın kırığa maruz kalma riski birbirinden çok farklıdır. Çünkü yaşla birlikte kemik kalitesi de bozulur. Kalitenin bozulması, yoğunluk ne olursa olsun kırık riskini artırmaktadır. Geçmişteki bilgilerin aksine, kırık riskini değerlendirirken artık sadece kemik yoğunluğuna değil, kemiğin mikromimari yapısı ve kalitesine de bakılabiliyor.
Daha önce geçirilmiş olan kırıklar, kırık riskini artırmaktadır. Eğer hastanın geçmişinde bir omur kırığı varsa, 1 yıl içinde yeni bir omur kırığı oluşma riskinin 5 kat, kalça kırığı riskinin ise 3 yıl içinde 2 kat arttığını söylemek mümkün. Anne, kız kardeş ya da teyzelerde geçirilmiş bir kırık hikayesi varsa, yeni bir kırık geçirme riski 1 yıl içinde 1.5 ile 2 kat arasında artıyor.
Osteoporozda minör risk faktörleri:
Osteoporozun minör risk faktörlerinin başında ise cinsiyet yer alıyor. Çünkü her 5 kırıktan 4`ü kadınlarda görülüyor. Beyazların kırık riski ise Afrikalı kadınlara oranla çok daha yüksek. Günümüzde genetik özelliklerin de kemik yapısını yüzde 70 ile 80 oranında etkilediği düşünülüyor. Aşırı kafein tüketimi, kortikosteroid adı verilen ilaç grubunun ve tiroit tedavisinde kullanılan ilaçların uzun süreli kullanımı da osteoporoz riskini artıran nedenlerden. Östrojen hormonunun eksikliği de osteoporozun gelişimini tetikliyor.
Erken menopoz ya da cerrahi girişim sonucu meydana gelen menopoz, kemiğin yapım ve yapım dengesini yapım aleyhine bozuyor. Bu nedenle 38 yaş ve öncesinde herhangi bir nedenle menopoza girmiş olan kadınların, osteoporoz açısından yakından incelenmesi önemli. Ayrıca tiroit bezi, ağır karaciğer ve böbrek hastalıkları, bazı romatizmal hastalıklar yine minör faktörler arasında yer almaktadır.
Osteoporozun tanısındaki ve tedavinin takibindeki altın standart, kemik mineral yoğunluğu ölçümüdür. Bunun yanı sıra kırık olup olmadığını anlamak için hastaların sırt ve bel filmleri rutin olarak istenmektedir. Ayrıca osteoporoza neden olabilecek diğer hastalıkların varlığını sorgulamak açısından kan ve idrar tahlilleri de önemlidir.
Osteoporozun tedavisinde geçmiş yıllarda akıllara ilk olarak hormon tedavisi gelirdi. Ancak son yıllarda bu tedavi yöntemi pek önerilmiyor. Hormon tedavisinin sadece terleme, ateş basması, uykusuzluk, sinirlilik gibi menopozun diğer etkilerinin yoğun olarak yaşandığı zaman kullanılması gerekiyor. Onun dışında sadece osteoporoz tedavisinde hormonun yeri yok. Osteoporoz tedavisinde amaç; kırıkların önlenmesi, kemik mineral yoğunluğunun korunması ve hatta artırılması, kırığa ve duruş bozukluğuna bağlı şikayetlerle mücadele ve günlük aktivitelerin maksimuma çıkarılarak yaşam kalitesinin artırılması olmalı. Onun yerine bifosfonatlar, stronsiyum gibi elementler, selektif östrojen reseptör modülatörleri yani SERM`ler, kalsitonin, parathormon, bitkisel kaynaklı östrojen ihtiva eden ilaçlar tercih ediliyor. Tedavide mutlaka kemiğin yapı taşı olan kalsiyumun ve kalsiyumun emilimini artırmak için D vitamininin yer alması gerekiyor.
Son güncellenme tarihi: 21 Eylül 2023
Yayınlanma tarihi: 21 Eylül 2023
6 dk
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Bölüm Doktorları
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Önerilen Sağlık Yazıları
19 Eylül 2023 Salı
Sabah ağrılarla uyanıyorsanız dikkat
20 Eylül 2023 Çarşamba
Boyun ağrısına engel olmanın 9 yolu
20 Eylül 2023 Çarşamba
Sırtüstü yatmak bel ağrısı sebebi
20 Ağustos 2023 Pazar
Vücutta karıncalanma neden olur?
500 kez okundu
20 Ağustos 2023 Pazar
Ankilozan Spondilit: Nedir, Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi
500 kez okundu
20 Ağustos 2023 Pazar
Bel Fıtığı Nedir? Belirtileri ve Fizik Tedavisi
500 kez okundu
20 Ağustos 2023 Pazar
Bel ve Sırt Ağrısı Tanı ve Tedavisi
500 kez okundu
20 Ağustos 2023 Pazar
Boyun Düzleşmesi: Nedir, Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi
500 kez okundu
20 Ağustos 2023 Pazar
Diz ağrısı nedenleri ve tedavisi
500 kez okundu
20 Ağustos 2023 Pazar
El bileği ağrıları neden olur?
500 kez okundu
20 Ağustos 2023 Pazar
Fibromiyalji Nedir? Fibromiyalji Belirtileri Nelerdir?
500 kez okundu
20 Ağustos 2023 Pazar
Fizyoterapi Nedir, Fizyoterapi Kimlere Uygulanır?
500 kez okundu
20 Ağustos 2023 Pazar
İltihaplı romatizma için öneriler ve tedavi yöntemleri
500 kez okundu
20 Ağustos 2023 Pazar
Kalça ağrısı neden olur? Nasıl geçer?
500 kez okundu
20 Ağustos 2023 Pazar
Karpal Tünel Sendromu: Nedir, Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi
500 kez okundu
20 Ağustos 2023 Pazar
Klinik pilates nedir, ne yararı vardır?
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Omuz ağrılarının sebepleri nelerdir? Nasıl tedavi edilir?
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir, Belirtileri Nelerdir?
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Osteoporoz nedir? Nasıl tedavi edilir?
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Parapleji nedir? Tedavisi nasıldır?
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Romatoid Artrit (İltihaplı Romatizma): Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Skolyoz: Nedir, Belirtileri ve Tedavisi
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Uyuşma neden olur?
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Bacak Kas İskelet Sistemi Problemlerinin Tanı ve Tedavisi
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Egzersiz Tedavisi
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Fizik Tedavi Yöntemleri
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Kanser Rehabilitasyonu
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Kas Ağrısı Sendromları ve Fibromiyalji Tanısı ve Rehabilitasyonu
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Kayropraktik (Omurga Sağlığı)
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Kişiye Özel Planlanmış Fiziksel Aktivite Programı
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Kol Kas İskelet Sistemi Problemlerinin Tanısı ve Tedavisi
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Nörolojik (Sinir Sistemi) Hastalıkların Rehabilitasyonu
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Ozon Tedavisi: Nedir, Nasıl Yapılır, Faydaları Nelerdir?
500 kez okundu
21 Ağustos 2023 Pazartesi
Terapötik (Tıbbi) Masaj
500 kez okundu
20 Eylül 2023 Çarşamba
Dirsek ağrıları neden olur?
20 Eylül 2023 Çarşamba
Trafik kazalarında kamçı yaralanması
11 Ekim 2023 Çarşamba
Homeopati Nedir?
11 Ekim 2023 Çarşamba
Tetik Parmak Sendromu Nedir? Nedenleri ve Tedavisi
17 Ekim 2023 Salı
Sabah ağrıları ve sabah ağrılarının nedenleri
11 Mart 2024 Pazartesi
Hacamat Nedir? Faydaları Nelerdir ve Nasıl Yapılır?
Öne Çıkan Kanser Yazıları