Hipofiz Bezi Tümörü Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Hipofiz bezi, beynin tabanında yer alan, bezelye büyüklüğünde küçük ama hayati bir organdır. Vücuttaki pek çok hormonun üretim ve düzenlenmesinden sorumlu olan bez, endokrin sistemin merkezlerinden biridir. Hipofiz bezi tümörleri, bu bölgede gelişen genellikle iyi huylu oluşumlardır. Ancak boyutları ya da salgıladıkları hormonlara bağlı olarak ciddi belirtiler ve sağlık sorunları yaratabilirler. Baş ağrısı, görme bozuklukları, adet düzensizlikleri ya da hormon dengesizlikleriyle kendini gösterebilen bu tümörler, çoğu zaman erken evrede fark edilmediği için geç tanı alabilir. Bu nedenle hipofiz bezi tümörlerini tanımak, belirtilerine karşı bilinçli olmak ve gerektiğinde uzman desteği almak önemlidir.

Hipofiz Bezi Tümörü Nedir?

Hipofiz bezi tümörü, beynin alt kısmında yer alan hipofiz bezinde gelişen anormal hücre çoğalması sonucu oluşan kitlelerdir. Bu tümörler genellikle iyi huylu (benign) olup yavaş büyürler. Ancak salgıladıkları hormonlara ya da çevre dokulara yaptıkları baskıya bağlı olarak önemli sağlık sorunlarına neden olabilirler.

Hipofiz bezi, ön ve arka olmak üzere iki ana bölümden oluşur ve büyüme hormonu, tiroid uyarıcı hormon, adrenokortikotropik hormon, prolaktin, luteinize edici hormon gibi birçok hayati hormonu salgılar. Bu nedenle bu bölgede gelişen tümörler, hormonların dengesini doğrudan etkileyebilir. Tümörün tipi, büyüklüğü ve hormon üretme kapasitesi, ortaya çıkacak belirti ve tedavi yöntemlerini belirler.

Hipofiz tümörleri genel olarak iki ana gruba ayrılır:

  • Fonksiyonel (hormon üreten) tümörler: Bu tümörler, normalden fazla hormon salgılar. Aşırı hormon üretimi, vücutta çeşitli dengesizliklere neden olur.
  • Fonksiyonel olmayan (hormonsuz) tümörler: Bu tür tümörler hormon salgılamaz ancak büyüyerek çevresindeki yapılara baskı yapar.

Tümörün büyüklüğüne göre de sınıflandırma yapılır:

  • Mikroadenom: 1 cm’den küçük olan hipofiz tümörleri.
  • Makroadenom: 1 cm’den büyük olanlar.

Hipofiz Bezi Tümörü Belirtileri Nelerdir?

Hipofiz bezi tümörleri belirtilerini genellikle iki farklı mekanizmayla gösterir: ya fazla hormon üretimi sonucu sistemik belirtiler gelişir ya da tümör büyüyerek çevre dokulara baskı yapar. Belirtiler genellikle yavaş geliştiği için başlangıçta fark edilmesi güç olabilir. Ancak zamanla semptomlar artarak kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir.

Hipofiz tümörünün yaygın belirtileri şunlardır:

  • Görme bozuklukları: Özellikle tümörün optik sinire baskı yapması sonucu çift görme, görme alanında daralma ya da bulanık görme.
  • Baş ağrısı: Hipofiz bölgesinde artan basınç nedeniyle genellikle alın ve şakaklarda hissedilen kalıcı ya da zonklayıcı baş ağrısı.
  • Adet düzensizlikleri: Kadınlarda hormon dengesizliklerine bağlı olarak adet görmeme, düzensiz regl döngüsü.
  • Cinsel istekte azalma: Kadın ve erkeklerde libido düşüklüğü, ereksiyon problemleri.
  • Göğüslerden süt gelmesi (galaktore): Kadınlarda ve nadiren erkeklerde, özellikle prolaktin hormonu yüksekliğine bağlı olarak.
  • Kilo değişimleri: Kortizol ya da tiroid hormon düzeylerinin değişmesi sonucu kilo alımı veya kaybı.
  • Yüz, el ve ayaklarda büyüme: Büyüme hormonu fazlalığına bağlı olarak el, ayak ve çene kemiklerinde genişleme (akromegali belirtisi).
  • Yorgunluk ve halsizlik: Hormon dengesizliği nedeniyle sürekli yorgunluk hissi.
  • Aşırı terleme ve sıcak basması: Hormon üretimi bozukluklarında sık görülen şikayetlerdendir.
  • Duygudurum değişiklikleri: Depresyon, sinirlilik ya da ani ruh hali dalgalanmaları.

Hipofiz Bezi Tümörü Neden Olur?

Nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Ancak bazı genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin bu tümörlerin gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir. Özellikle hücre bölünmesini kontrol eden genlerde meydana gelen değişiklikler, hipofiz bezindeki hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalmasına neden olabilir. Bazı kalıtsal sendromlar ve ailesel yatkınlıklar da bu tümörlerin görülme riskini artırabilir. Bununla birlikte, çoğu hipofiz tümörü rastlantısal olarak ortaya çıkar ve herhangi bir dış etkenle ilişkilendirilemez. Bu nedenle tümörün gelişiminde genetik eğilim kadar hastanın hormon dengesi, bağışıklık sistemi durumu ve beyin yapısındaki değişiklikler de etkili olabilir.

Hipofiz bezi tümörünün olası nedenleri şunlardır:

  • Genetik mutasyonlar: Hücre büyümesini ve bölünmesini kontrol eden genlerde oluşan bozulmalar, hipofiz hücrelerinin kontrolsüz şekilde çoğalmasına yol açabilir.
  • Ailesel yatkınlık: Ailede hipofiz tümörü öyküsünün bulunması, özellikle genç yaşlarda görülen vakalarda risk faktörüdür.
  • Kalıtsal hastalıklar: “Multipl Endokrin Neoplazi Tip 1 (MEN1)” gibi genetik sendromlara sahip olanlarda hipofiz tümörü gelişme olasılığı daha yüksektir.
  • Hormon dengesizlikleri: Vücutta uzun süreli hormon dengesizliği yaşanması, hipofiz bezinde anormal uyarılara neden olabilir.
  • Bağışıklık sistemi bozuklukları: Otoimmün hastalıklar ya da immün sistemin zayıfladığı durumlar, hipofiz bezinde yapısal değişiklikleri tetikleyebilir.
  • Çevresel etkenler: Elektromanyetik dalgalar, bazı kimyasallara maruz kalma ya da beyin bölgesine alınan darbeler teorik olarak risk oluşturabilir; ancak bu etkenler kesin olarak kanıtlanmamıştır.
  • Hipotalamus ile etkileşim bozuklukları: Beynin hormonları düzenleyen bölgesi olan hipotalamus ile hipofiz bezi arasındaki etkileşimin bozulması, hücresel kontrolün kaybına neden olabilir.

Hipofiz Bezi Tümörü Tedavisi Nedir?

Hipofiz bezi tümörlerinin tedavisinde uygulanacak yöntem, tümörün büyüklüğüne, hormon üretip üretmediğine, çevre dokulara baskı yapıp yapmadığına ve hastanın genel sağlık durumuna göre belirlenir. Tedavi yaklaşımı genellikle multidisipliner olur. Yani endokrinoloji, beyin cerrahisi, göz hastalıkları ve radyoloji uzmanlarının ortak değerlendirmesiyle şekillenir.

Eğer tümör hormon üretmiyorsa ve küçükse, çoğu zaman yalnızca düzenli takip yeterlidir. Bu durumda belirli aralıklarla yapılan hormon testleri ve beyin görüntülemeleriyle tümörün büyüyüp büyümediği kontrol edilir. Takip sürecinde herhangi bir ilerleme gözlenmezse, aktif tedaviye gerek duyulmayabilir.

Hormon üreten ve vücut dengesini bozan tümörlerde ise tedavi gereklidir. Bazı türlerde ilaç tedavisiyle hormon üretimi baskılanabilir ya da tümör küçültülebilir. Bu sayede hem belirtiler hafifletilir hem de cerrahiye ihtiyaç kalmadan kontrol sağlanabilir.

Tümör büyükse, çevre yapılara baskı yapıyorsa ya da görme gibi yaşamsal fonksiyonları etkiliyorsa cerrahi müdahale ilk seçenektir. Cerrahinin mümkün olmadığı ya da tümörün yeniden büyüdüğü durumlarda radyoterapi devreye girebilir. Bu yöntemde tümör hücrelerinin büyümesi, kontrollü şekilde verilen ışınlarla engellenir.

Tedavi sürecinde amaç, hem tümörü kontrol altına almak hem de hipofiz bezinin hormon üretme kapasitesini mümkün olduğunca korumaktır. Bu nedenle bazı hastalarda tedavi sonrası hormon desteği gerekebilir. Yaşam boyu izlem ve gerektiğinde ilaç desteği, tedavinin önemli bir parçasıdır.

Hipofiz Bezi Tümörü Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Hipofiz bezi tümörlerinde cerrahi müdahale, özellikle tümör büyüyerek çevre dokulara baskı yapıyorsa, görme sinirlerini etkiliyorsa ya da ilaç tedavisine yanıt vermiyorsa tercih edilir. Bu ameliyat, beyin cerrahisi alanında özel uzmanlık gerektiren, dikkatle planlanan bir işlemdir. Günümüzde en yaygın kullanılan yöntem transnazal transsfenoidal cerrahi olarak adlandırılır. Bu teknikte cerrahi girişim, kafa tası yerine burun boşluğundan gerçekleştirilir.

Ameliyat, genel anestezi altında yapılır. Cerrah, endoskop adı verilen ince, ışıklı ve kameralı bir cihaz yardımıyla burun deliğinden girerek sfenoid sinüs yoluyla hipofiz bezine ulaşır. Bu yöntem sayesinde kafa açılmadan, beyin dokusuna zarar vermeden tümöre doğrudan müdahale edilebilir. Endoskopik yöntem hem iyileşme süresini kısaltır hem de enfeksiyon riskini azaltır.

Cerrah, mikroskop ve özel cerrahi aletler yardımıyla tümör dokusunu dikkatlice çıkarır. Tümörün büyüklüğüne, yerleşimine ve çevre dokularla olan ilişkisine göre çıkarım işlemi değişebilir. Bazı durumlarda tümörün tamamı alınamayabilir. Ancak büyük kısmının çıkarılması bile semptomların önemli ölçüde azalmasını sağlar.

Ameliyat sonrası hastalar genellikle birkaç gün hastanede gözlem altında tutulur. Görme alanı, hormon düzeyleri ve beyin basıncı gibi parametreler takip edilir. Hipofiz bezine yönelik bu müdahale, hormon üretiminde geçici veya kalıcı bozulmalara yol açabileceği için, bazı hastalarda ek hormon tedavisine başlanabilir. Ayrıca, ameliyat sonrası dönemde radyoterapi veya ilaç tedavisi gerekebilir.

Sağlık Merkezi
Anadolu Sağlık Merkezi

Medikal Onkoloji

Medikal Onkoloji

Bölüm Doktorları

Tıbbi Birimi İncele
Gebze

Medikal Onkoloji

Prof. Dr. Bülent Karagöz

Gebze

Medikal Onkoloji

Prof. Dr. Necdet Üskent

Gebze

Medikal Onkoloji

Prof. Dr. Şeref Kömürcü

Gebze

Medikal Onkoloji

Prof. Dr. Yeşim Yıldırım

Gebze

Medikal Onkoloji

Doç. Dr. Eda Tanrıkulu Şimşek

Gebze

Medikal Onkoloji

Uzm. Dr. Sinan Karaaslan

Gebze

Medikal Onkoloji

Prof. Dr. Bülent Karagöz

Gebze

Medikal Onkoloji

Prof. Dr. Necdet Üskent

Gebze

Medikal Onkoloji

Prof. Dr. Şeref Kömürcü

Gebze

Medikal Onkoloji

Prof. Dr. Yeşim Yıldırım

Gebze

Medikal Onkoloji

Doç. Dr. Eda Tanrıkulu Şimşek

Gebze

Medikal Onkoloji

Uzm. Dr. Sinan Karaaslan

Tümünü göster

Önerilen Sağlık Yazıları

Akıllı İlaç Nedir? Hangi Kanserlerde Kullanılır?

Akıllı İlaç Nedir? Hangi Kanserlerde Kullanılır?

Kemoterapi Nedeniyle Erken Menopoza Giren Kadınlara Öneriler

Kemoterapi Nedeniyle Erken Menopoza Giren Kadınlara Öneriler

Kemoterapi Nedir? Tedavisi ve Yan Etkileri

Kemoterapi Nedir? Tedavisi ve Yan Etkileri

Akciğer kanserinde yeni tedaviler

Akciğer kanserinde yeni tedaviler

Sinsi Kanserlerin Nedenleri ve Belirtileri Nelerdir?

Sinsi Kanserlerin Nedenleri ve Belirtileri Nelerdir?

Kanserde Erken Teşhis İçin Yapılan Testler Nelerdir?

Kanserde Erken Teşhis İçin Yapılan Testler Nelerdir?

Tümünü göster