Radyasyon Onkolojisi
2017 yılından bu yana Anadolu Sağlık Merkezi’nde radyasyon onkolojisi uzmanı ve radyasyon onkolojisi direktörü olarak görevini sürdürüyor.
PET/CT, PET (Positron Emission Tomography) ile CT (Computed Tomography) tekniklerini aynı cihazda birleştirirken, onların ayrı ayrı verdikleri bilgiden daha fazlasını sağlayan bir görüntüleme yöntemidir. Bugün dünyada kanser tanısı ve tedavisinin izlenmesinde kullanılan PET/CT, hem hekim hem de hasta için birçok kazanım sağlıyor.
PET-CT ile elde edilen görüntüler dijital olarak doğrudan bilgisayara aktarılıyor ve bu görüntüler sonucunda radyoterapi planlaması yapılıyor.
Kanser hücreleri büyümek ve çoğalmak için ihtiyaç duydukları enerjiyi glukozdan karşılar. PET teknolojisinde glukoz radyoaktif bir madde ile işaretlenip hastaya enjekte edilir. Bunu takiben, radyoaktif glukozu tutmuş olan kanserli doku dışarıdan görüntülenir. PET, anormal görünen bir dokuda kanser olup olmadığını söylemede oldukça güvenilir olmasına rağmen, yeterli anatomik bilgi vermediğinden, tümörün yerleşim yeri hakkında ya da radyoaktif madde ile işaretlenmiş glukozun tutulduğu yerin normal bir dokuya ait olup olmadığı hakkında soru işaretleri kalabiliyor.
CT görüntüleme ya da halk arasındaki yaygın adıyla tomografi, vücudun anatomik yapısının ayrıntılı şekilde görüntülenmesine olanak tanıyan bir yöntemdir. CT ile, tümörlerin nerede bulunduğu ve boyutları hakkında bilgi edinilebiliyor. Ancak bunların kötü ya da iyi huylu lezyonlar olup olmadığı anlaşılamıyor.
PET/CT, hücre metabolizmasının görüntülerini çıkaran PET ve anatomik ayrıntıları sağlayan CT tekniklerinin aynı cihazda bir araya getirilmesi esasına dayanıyor. Böylece, hem hücrelerin metabolik fonksiyonu hem de anatomi, tek bir cihaz tarafından tek bir seansta kapsamlı bir şekilde görüntülenebiliyor. Böylece, hekimler hastanın anatomik ve metabolik durumu hakkında, üç boyutlu görüntüler ile ayrıntılı ve kesin bilgiler edinilebiliyor. PET/CT özellikle kanser ve kalp hastalıklarının hızlı ve doğru teşhisine olanak sağlıyor.
Kanser tedavisi sırasında, tedaviye cevabı izlemek amacıyla da kullanılan PET-CT sayesinde tümörün yapısal ve fonksiyonel özelliklerinin belirlenmesi ve tedavi alanını doğru olarak saptanması mümkün. Bu sırada, tümör çevresindeki sağlıklı dokunun mümkün olduğunca korunmasına da olanak sağlıyor. Diğer planlama yöntemleri ile karşılaştırıldığında, radyoterapiye bağlı yan etkileri önemli ölçüde azaltırken, radyasyonun tümöre yüksek dozlarda verilebilmesini sağlıyor.
PET/CT, ayrıca beyin ile ilgili hastalıklarda özellikle demans (bunama) ve epilepsinin tanısında oldukça değerli olup alzheimer hastalığında erken dönemde tanı konmasına olanak sağlıyor.
PET/CT, cihazına girecek hastalara önce ilaç enjekte ediliyor ve bu ilacın, vücutta var olma ihtimali olan kanser hücreleri tarafından emilmesi için 45 - 60 dakika arasında bir süre beklemeleri gerekiyor. Ardından tarama başlıyor ve hasta sırt üstü yatar bir pozisyonda 35-45 dakika arası kalıyor.
Diğer mevcut tanı araçlarına göre çok büyük avantaj sunmalarının yanı sıra PET/CT, fazlaca radyasyon içeren tanı testlerine olan gereksinimi de ortadan kaldırıyor. Bu son teknoloji ile elde edilen görüntüler, kanser tanısında kritik bir öneme sahip olmasının yanı sıra Tümör Konseyi'nde karar sürecinin önemli bir parçasını oluşturuyor.
Her biri alanında uzman, dünya standartlarında hizmet veren bölüm doktorlarımızla tanışın.
Sağlık hizmeti, takım çalışması gerektiren bir alandır. Size en iyi sağlık hizmetini vermek için çalışan, deneyimli ekibimizle tanışın.