21 Ağustos 2023 Pazartesi
Mikrobiyota Nedir?
Kolon yani kalın bağırsak kanseri en sık görülen üçüncü kanserdir ve hem erkek hem de kadınlar arasında kansere bağlı ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada gelmektedir. Ancak erken evrelerinde tanı konulup tedaviye başlandığında tedavisi en olanaklı kanserler arasındadır. Erken evrede tanı konulup tedaviye alınmış olanlar arasında beş yıllık sağkalım oranı %90’dır. Bazı olgularda düzenli tarama, alınması olası prekanseröz oluşumların ortaya çıkarılmasını sağlamakta ve böylelikle de daha baştan kanser oluşumu önlenmektedir.
Kolon kanserinde sıklıkla dışkılama alışkanlığında farklılaşma durumu yaşanır. Belirti verdiği için birçok kanser türünden daha kolay farkedilme olasılığı bulunur. Belirtiler dışkılama ile ilgili olsa da kolon uzun bir organ olduğu için vücudun sol tarafında kalan kısmı ile sağ tarafında kalan kısmında olan tutulma farklı belirtiler verebilir. Kolon yapı olarak sol kısımda daha da daralır. Bu da dışkının daha ince olması, dışkılarken kanama, düzenin değişmesi vb. durumlar yaratabilir. Sağ taraf ise nispeten daha geniş olduğu için belirtiler daha geç ortaya çıkar ve erken tanı daha zorlaşır. Ancak genel anlamda ortak belirtiler:
Bu belirtiler hem erken zamanda görülür hem de hasta tarafından fark edilmesi kolaydır. Bu belirtilerin sonrasında dolaylı olarak kilo kaybı, kan değerlerinde düşme ve kansızlık, karında kitle oluşması, ilerleyen durumlarda bağırsak tıkanabileceği için ağrı hissinin artması gibi belirtiler de gözlenir. Erken tanı için hastanın dışkılama düzenin farkında olması ve kendi normalini takip etmesi gerekmektedir.
Sıklıkla kolon kanseri diğer kanser türlerinde olduğu gibi genetik faktör kanserin oluşmasında önemli bir nedendir. Ailede kolon kanseri ile ilgili bir geçmiş varsa bundan kaynaklı risk artmaktadır. Bununla birlikte yaş faktörü de etkilidir. Özellikle 50-60 yaşlarındaki erkeklerde daha çok tutulum gözlenmiştir. Kişinin bağırsağında önce iyi huylu olarak oluşan polipler bazı durumlarda kansere dönüşebilir. Polipler bağırsak içerisinde oluşan minik çıkıntılardır. Bu çıkıntıları eğer fark edilmişse takip ettirmekte yarar vardır.
Genlerde bulunan bazı değişmeler sonucu da bu kansere yakalanma riskinin arttığı bilinmektedir. Bazı durumlarda hastanın altta yatan kronik bağırsak hastalığı bulunur. İnflamatuar bağırsak hastalığı, ülseratif kolit gibi hastalıklar kolon iç yüzeyini etkilediği için bazı durumlarda kolon kanserini tetikleyici olarak davranabilir. Sigara kullanımı ve sağlıksız beslenme gibi hayat tarzı da kolon kanseri nedenleri arasında sayılabilir.
Kolon kanseri evreleri kesin sınırlarla ayrılmamakla birlikte yapılacak tedaviyi belirlemek adına yaklaşık 5 evreye ayrılır. Bu evrelerde belirtiler farklılık gösterir ve ne derece yayıldığı hakkında bilgi verir.
Evre: Kolon kanserinin en erken evresidir. Erken teşhis edilen bu evrede çıkan polipler alınarak ve takip edilerek hastalık atlatılır. Bu evrede kemoterapi vb. kanser tedavisi gerekmez.
Evre: Bu evrede kolon tutulumu görülmüştür. Kolonun bir kısmı alınması gerekebilir. Lenf dokuları ile yayılım olabileceği için bazı hallerde bunlar da alınabilir.
Evre: Kolonun dışında da yayılım olduğu bir evredir ancak hala uzak dokularda yayılım gözükmez. Bu evrede fark edilen durumlarda kolonun büyük kısmı ve lenf bezleri alınır. Kemoterapi yüksek nüks riski olan hastalara önerilir.
Evre: Kolon kanserinin 3. evresinde kanser lenf bezlerine yayılmıştır. Yayılma bu evrede hızlıdır. Yayılan dokular cerrahi operasyonla alınır ve kemoterapi uygulaması yapılır.
Evre: Kanserin son evresinde uzaktaki doku ve organlarda da yayılım görülür ve hastanın durumu ağırlaşır. Cerrahi operasyon genellikle tercih edilmez, kemoterapi ve radyoterapi gibi tedaviler denenir. Bu tedaviler sonrasında kanserli hücrelerde küçülme beklenir. İstenen düzeyde küçülme durumu olursa ve hastanın operasyonu kaldıracağına karar verilirse operasyon kararı alınabilir.
Kolon kanserinde tedavi protokolü genellikle hastanın yaşam süresini ve kalitesini artırmaya yöneliktir. Kanser oluşturma potansiyeli olan polipler genellikle ilk zaman kolonoskopiyle alınır. Cerrahi tedavi ilk evreler için zorunludur. Tümörlü kısımlar çıkartılır. Kanser genellikle lenf ve damar üzerinden metastaz yapmışsa daha çok kemoterapi gibi tedavilerle tümörün küçülmesi beklenir. Son yıllarda gelişen teknoloji ile birlikte kalın bağırsak kanserinde yaşam süresi artmış ve hastaların tedavi şansı yükselmiştir. Yaşam kalitesini artırmak için kullanılan bazı tedavi yöntemleri şunlardır:
İnvaziv cerrahi yöntemi: Kolektomi denilen kolonun belli bir kısmının kesilerek çıkarılması işlemine verilen addır. Genellikle işe yarayan radikal bir tedavidir.
Torbaya dışkılama: Hastanın kolonunun son bölümü alındığında genellikle bu uygulama tercih edilir. Bazen de operasyon sonrası bağırsağın beklenen işlevlerini yerine getirmesi adına geçici bir süre ince bağırsak karın bölgesine açılarak buradan dışkılanma sağlanır. Anüse yakın bir yerdeyse hasta bir torbaya dışkılama yapar.
Kalın bağırsak kanserinde sadece kalın bağırsaktaki tümörü çıkarmak yeterli gelmeyebilir. Kanserin yayıldığı alanlarda doku ve organlarında kısmen de olsa alınması gerekebilir. Bunun sebebi genellikle sadece kanserli dokular dahil alınsa kalan dokularda hastalık tekrar nüks edebilir. Bunun önlemini almak ileriye dönük oluşabilecek durumları önleyebilir.
Kalın bağırsak kanserinden korunmak için öncelikle en basit olarak beslenme düzenine dikkat etmek gereklidir. Lifli besinler bağırsak sistemi için sağlıklıdır. Diyette bu tarz lif içeriği yüksek beslenmek faydalıdır. Aşırı yağlı, baharatlı gibi besinler bağırsakları yorar. Bundan dolayı bu besinleri sıklıkla tüketmemek faydalı olur. Kalsiyum ve D vitamininin yeteri kadar alınması önemlidir. Fazla kilo da risk faktörü olabileceği için kişinin yaşına uygun egzersizle vermesi gerekir. 50 yaşından itibaren risk altında olan hastaların düzenli tarama testlerine katılması erken tanı için önemlidir. Eğer kişide ailede bir kolon kanseri geçmişi varsa bu konuda daha özenle davranması beklenir. Mümkünse bu kişilerde dışkı düzenini rutin takip etmesi istenir. Belirtilerden bazılarına rastgelinirse kişinin bir sağlık kuruluşuna muaynene için başvurması gerekir.
Gastroenteroloji
Gastroenteroloji
Gastroenteroloji
Öne Çıkan Kanser Yazıları