Ali Uğur Emre
2024 yılından bu yana Anadolu Sağlık Merkezi'nde genel cerrahi uzmanı ve meme sağlığı merkezi direktörü olarak çalışmaktadır.
Uzmanlık
Meme Tiroid ve Paratiroid cerrahisi
Eğitim
- Üniversite:
- Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi (İngilizce)
- Uzmanlık:
- azi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD
- Doçentlik:
- Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Genel Cerrahi AD
- Profesörlük:
- Bülent Ecevit Üniversitesi Genel Cerrahi AD
Çalıştığı Kurumlar
Uz. Dr. Sağlık Bakanlığı Isparta Yalvaç Devlet Hastanesi 2002-2005
Yrd.Doç. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp FakültesiGenel Cerrahi AD.2005- 2008
Doç.Dr Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (Bülent Ecevit Üniversitesi) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD.2008 -2017
Ulusal Cerrahi Kongresi 2006
Poster Yarışması Birincilik Ödülü
5. Ulusal Cerrahi Kongresi
En İyi Poster Sunum Ödülü
15. Ulusal Meme Hastalıkları Kongresi
Sözel Bildiri 2.lik Ödülü
Türk Cerrahi Derneği
Endokrin Cerrahisi Derneği
Meme Cerrahisi Derneği
Batı Karadeniz Meme Hastalıkları Derneği
Ankara Meme Hastalıkları Derneği
EURAMA (Euro-Asian Mastology)
SENATÜRK
Karaelmas Bilim ve Araştırma Derneği
Uluslararası dergilerde yayınlanmış 48 makale
Ulusal dergilerde yayınlanmış 12 makale
Uluslararası kongrelerde sunulan 10 sözlü bildiri
Ulusal Kongrelerde sunulan 62 sözlü bildiri
İlgi Alanları
Polip vücuttaki bir organın üzerinde veya içinde oluşan küçük şişlik gibi büyümelerdir. Bu anormal büyümeler çoğunlukla zararsızdırlar ancak bazı türleri zaman içerisinde kansere dönüşebilir. Polipler vücut içindi farklı dokuların hücrelerinden oluşabilir. Çoğunlukla saplı veya saplı olmayan, çıkıntı şeklinde görülürler. Poliplerin tedavisinde, doktorlar polipin tipine, boyutuna ve konumuna bağlı olarak farklı tedavi yöntemleri kullanabilirler. Örneğin, küçük ve iyi huylu polipler genellikle cerrahi müdahale gerektirmeden endoskopik yöntemlerle çıkarılabilir. Sindirim sistemi polipleri için kolonoskopi veya endoskopik polipektomi gibi prosedürler sıkça kullanılır. Ancak, kanser riski taşıyan veya semptomlara neden olan polipler daha agresif tedavi gerektirebilir. Bu durumda, cerrahi müdahale, radyasyon tedavisi veya kemoterapi gibi yöntemler tercih edilebilir.
Tiroid kanseri, boynun ön kısmında yer alan ve vücutta hormon üretiminden sorumlu olan tiroid bezinde gelişen bir kanser türüdür. Tiroid bezi; metabolizma hızını, enerji üretimini ve büyümeyi düzenleyen önemli hormonlar salgılar. Tiroid kanseri, bu bezdeki hücrelerin anormal şekilde büyümesi ve kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla meydana gelir. Erken evrelerde fark edilmesi zor olsa da tiroid kanseri genellikle tedavi edilebilir bir hastalıktır.
Meme hücrelerinin kontrolden çıkarak tümör oluşturduğu bir hastalıktır. Kontrol altına alınmadığında, tümörler tüm vücuda yayılabilir ve ölümcül olabilir. Meme kanseri hücreleri, memenin süt kanallarının veya süt üreten lobüllerinin içinde başlar. En erken form yaşamı tehdit edici değildir. Erken evrelerde tespit edilebilmesi de tedavi edilebilirliği yükseltir. Invazyon aşamasında ise kanser hücreleri meme dokusuna yayılabilir. Bu, yumrulara veya kalınlaşmaya neden olan tümörler oluşturur. İnvaziv kanserler yakındaki lenf düğümlerine veya diğer organlara yayılabilir. Metastaz yaşamı tehdit edici ve ölümcül olabilir. Tedavi kişiye, kanser türüne ve yayılımına göre belirlenir. Tedavi cerrahi, radyasyon terapisi ve ilaçları birleştirir.
Deri vücudu ısı, ışık, mikroorganizmalar, yaralanma vb. dış faktörlere karşı koruyan bir organdır. Organlar için hayati bir bariyer görevi taşıyan deri, vücut ısısını sağlamaya, çevreden çeşitli sinyaller almaya ve bağışıklık sistemi savunmasını sağlamaya yardımcıdır. Deri kalınlığı ve dokusu herkeste aynı olmayabilir. Bununla birlikte tüm insanlarda deri üç katmandan oluşur. Cildin en dış katmanı epidermistir ve cilde rengini veren melanositleri içerir. Epidermisin altında yer alan dermis yağ bezleri, kıl kökleri, sinir uçları ve ter bezlerini barındırır. En alt katman olan hipodermis yağlı bir doku olup vücut yağının depolandığı katmandır. Her katmanın farklı fonksiyonları bulunabilir. Dermiste bulunan yağ bezleri kıl köklerini kaplayarak kırılganlığı azaltmaya yardımcı olan küçük bezlerdir. Bu yağ dokusundaki hücrelerin aşırı şekilde büyümeleri sonucu oluşan yumrulara yağ bezesi denir. Yağ hücrelerinin bulunduğu her bölgede oluşabilen yağ bezesi iyi huylu ve genellikle zararsızdır. “Lipom” olarak bilinen yağ bezeleri ağrısız, hareketli ve yağlı yumrular şeklindedir. Genellikle 40-60 yaş yetişkinlerde görülebilir. Kanserli lipom oluşması nadirdir ve “liposarkom” olarak adlandırılır (1, 2).
Meme kanserinin sık görülmesi, sıklığın giderek artması, erken evrede tedavi edilebilir olması ve erken evrede tanı koymanın günümüz koşullarında olanaklı olması meme kanserinde tarama yöntemlerinin önemini arttırmaktadır.
Başta yanlış beslenme alışkanlıkları olmak üzere çeşitli faktörlerin etkisiyle her geçen gün dünya genelinde obez insanların sayısında artış yaşanmıştır. Bu durum obezite tedavisinde yenilikleri ve gelişmeleri beraberinde getirmiştir. Obezitenin ameliyatsız tedavi seçeneklerinden bir tanesi de yeni nesil mide balonlarıdır. Yutulabilir mide balonu nedir? Kimlere uygulanır? Avantajları nelerdir? gibi soruların cevaplarını almak isterseniz yazının devamını okuyabilirsiniz.
Günümüzde obezite, toplum sağlığını tehdit eden bir hastalık haline gelmiştir. Başta çocuklar olmak üzere tüm yaş gruplarında obezite görülme sıklığı artmış, bu artışa bağlı olarak da obezite ilişkili hastalıklar daha sık görülür hale gelmiştir. Obezite özellikle kalp damar sağlığını ciddi ölçüde tehdit eden bir durumdur. Obeziteyle ilgili hastalıkların önüne geçebilmek için obezitenin mutlaka tedavi edilmesi gerekir.
Kıl dönmesi, genellikle kuyruk sokumu bölgesinde görülen ve kılların deri altında toplanıp kistik bir durum oluşturmasıdır.
Kasık fıtığı, karın içindeki organların (genellikle bağırsaklar) kasık bölgesindeki zayıf bir noktadan dışarıya çıkması durumdur. Bu durum; ağır kaldırma, obezite, kronik öksürük gibi faktörlerin etkisiyle oluşabilir ve çeşitli semptomlarla kendini gösterir. Kasık fıtığı önlemek için alınabilecek önlemler oldukça çeşitlidir. Kasık fıtığının ne olduğunu bilmek belirtilerini fark edebilmek ve nedenlerini gözlemleyerek uygun tedavi seçeneklerini gerçekleştirmek oldukça önemlidir.
Halk arasında basur ya da mayasıl olarak bilinen hemoroid, makat çevresindeki toplardamarların gevşemesi ve dışa doğru sarkmasıyla oluşan bir hastalıktır.
Toplumda görülme oranı %2-4 olan fıtık, yaşam kalitesini düşüren, iş kaybına sebep olan hatta bazen hayati tehlike nedeni olan ciddi bir hastalıktır.
Bazen doktorlar ameliyat sırasında yardıma ihtiyaç duyar. Özellikle de daha küçük ve hassas hareketler gerektiren operasyonlar zorlayıcı olur. Robotik cerrahinin devreye girdiği yer de burasıdır. Robotik veya robot destekli cerrahi, doktorların zorlu tıbbi prosedürleri daha fazla doğruluk ve kontrolle gerçekleştirmesini sağlar. Gelişmiş bilgisayar teknolojisini yetenekli cerrahların deneyimiyle birleştiren bu teknoloji, cerraha vücudun karmaşık anatomisinin 10x büyütülmüş, yüksek çözünürlüklü, 3 boyutlu görüntüsünü sağlar.
Safra kesesi, karaciğerin altında bulunan ve safrayı depolamak için bir rezervuar görevi gören küçük bir kesedir. Safra, karaciğer tarafından yapılır ve yağların sindirilmesine yardımcı olmak için duodenuma (ince bağırsağın ilk kısmı) salınan safra pigmentleri, safra tuzları, lipitler ve kolesterol içerir. Safra kesesi polipleri, safra kesesinin iç astarından dışarı çıkan büyümelerdir. Nüfusun kabaca %4-6'sında safra kesesi polipleri vardır ve diğer koşullar araştırılırken tesadüfen bulunur. Polipler kanserli olabilir ancak safra kesesi poliplerinin yaklaşık %95'i iyi huyludur. Safra kesesi polipinin boyutu, kanserli (kötü huylu) veya kanserli olmayan (iyi huylu) olup olmadığını tahmin etmeye yardımcı olabilir. 10 mm'den küçük olan küçük safra kesesi poliplerinin kanserli olma olasılığı düşüktür ve genellikle tedavi gerektirmezler.
Pankreas kanseri, pankreastaki hücrelerin büyümesi ile başlayan bir kanser türüdür. Pankreas midenin alt kısmının arkasında yer alır. Yiyecekleri sindirmeye yardımcı olan enzimleri ve kan şekerini yönetmeye yardımcı olan hormonları üretir. Pankreas kanserinin en sık görülen türü pankreas duktal adenokarsinomudur. Bu pankreas kanseri türü, sindirim enzimlerini pankreastan dışarı taşıyan kanalları kaplayan hücrelerde başlar. Pankreas kanseri nadiren tedavi şansının en yüksek olduğu erken evrelerinde bulunur. Bunun nedeni genellikle diğer organlara yayılana kadar semptomlara neden olmamasıdır. Sağlık ekibi tedavi planını oluştururken pankreas kanserinin boyutunu göz önünde bulundurur. Tedavi seçenekleri arasında ameliyat, kemoterapi, radyasyon terapisi veya bunların bir karışımı yer alabilir.
Kanser, vücuttaki hücrelerin kontrolden çıkmaya başlamasıyla başlar. Vücudun hemen hemen her yerindeki hücreler kansere dönüşebilir ve daha sonra vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Kolanjiyokarsinom olarak da bilinen safra yolu kanseri safra kanalında başlar. Safra yolu kanseri nadir görülen, agresif bir kanser türüdür. Genellikle 70'li yaşlarındaki yetişkinleri etkiler ve sağlık hizmeti sağlayıcıları teşhis koyduğunda safra kanallarının ötesine yayılır. Tedavi genellikle cerrahi, kemoterapi veya radyasyon terapisinin bir kombinasyonunu içerir. Kolanjiyokarsinomun sonuçlarını iyileştirmeye yönelik klinik araştırmalar devam etmektedir.
Karaciğer kistleri karaciğerde oluşan iyi huylu (kanserli olmayan) büyümelerdir. Semptomlar olmadığı sürece, bu sıvı dolu keseler genellikle karaciğerin işlevini etkilememesi sebebiyle nadiren tedavi gerektirir. Çoğu durumda, tek bir kisti (basit kist olarak bilinir) olan kişiler semptomlar yaşamaz. Diğerleri polikistik karaciğer hastalığı olarak bilinen bir hastalık geliştirebilir ve karaciğerlerinde çok sayıda kistik büyüme görülebilir. Polikistik karaciğer hastalığında bile karaciğer olması gerektiği gibi çalışmaya devam edebilir. Genel olarak karaciğer kistleri 30 ila 70 yaş arasındaki insanları etkileyebilir, ancak insanların yalnızca %10 ila %15'inde belirgin semptomlar gelişir. Kadınlarda erkeklerden daha fazla karaciğer kistiyle doğar ve erkeklerde kadınlardan daha fazla karaciğer kisti gelişir.Karaciğer kistleri genellikle başka bir şey için tarama yaptığınızda tesadüfen bulunur. Çoğu karaciğer kisti herhangi bir soruna neden olmaz ve tedavi edilmesine gerek yoktur.
Pankreas kanseri yaygın görülen kanser türlerinden biri. Pankreas kanseri nedir, belirtileri neler, tedavide ne yapılır? Genel cerrahi branşının en zor ameliyatlarından olan “whipple tekniği” nasıl uygulanır.
Memeler dokusu süt üreten lobüllerle, sütü meme başına ileten kanallardan (duktuslardan) ve destek dokusu olarak yağ dokusu ile fibröz bağ dokusundan oluşur. Lobüller ve süt kanalları memenin yapısını oluşturur ve süt üretiminden sorumludur. Yağ ve fibröz dokular memeye şeklini verir. Yağ ve fibröz doku birleşimine “grandüler” yapı adı verilir.
Karaciğer içerisinde gelişen kötü huylu tümöral oluşumlar, karaciğer kanseri olarak isimlendirilir. Karaciğer, vücudun en büyük iç organıdır. Başta çeşitli atıkların vücuttan uzaklaştırılması, çeşitli besin maddelerinin emilimi ve yara iyileşmesi olmak üzere birçok yaşam fonksiyonunun gerçekleştirilmesinden sorumludur. Karın bölgesinin sağ üst bölümünde yer alan karaciğer, aynı zamanda safra üretiminden sorumludur.
Rektum kalın bağırsak denilen kaslı kanalın son 15 cm‘lik önemli bir sindirim sistemi parçasıdır. Bu 15 cm’lik alanda oluşum gösteren tümör hücreleri belli bir sayıya ulaştıktan sonra rektum kanserini oluşturabilir. Ölüm oranı yüksek bir kanser türüdür, bu nedenle erken teşhis ve tedavi kritik bir öneme sahiptir. Rektum kanseri bazı durumlarda semptom göstermeden gelişebilir. Hastaların bir kısmında rektal kanama, ishal, kabızlık ve açıklanamayan kilo kaybı gibi belirtiler gözlenebilir. Ailede bulunan rektum kanseri öyküsü ve kalıtsal bazı bozukluklar rektum kanseri riskini artırabilir. Tedavi prosedürleri kanserin seviyesine göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak uygulanan tedaviler ise ameliyat, kemoterapi, radyasyon tedavisi ve hedefe yönelik tedavi şeklindedir.
Pankreas kanseri, karın bölgesinde bulunan ve sindirime yardımcı bir organ olan pankreası etkileyen bir rahatsızlıktır. Belirtiler arasında bulantı, şişkinlik, yorgunluk, sarılık ve iştahsız bulunabilir. Tedavi ameliyat, kemoterapi ve radyasyon gibi yöntemleri içerir. Hastalığın erken evrelerde tespit edilmesi zor olduğundan ciddi komplikasyonlar içerebilir.
Duktal ektazi süt kanalının genişlemesi ve sertleşmesidir. Süt kanallarında genişleme daha çok 40 ve 50 yaş grubundaki kadınlarda görülür.
Memeler dokusu süt üreten lobüllerle, sütü meme başına ileten kanallardan (duktuslardan) ve destek dokusu olarak yağ dokusu ile fibröz bağ dokusundan oluşur. Lobüller ve süt kanalları memenin yapısını oluşturur ve süt üretiminden sorumludur. Yağ ve fibröz dokular memeye şeklini verir. Yağ ve fibröz doku birleşimine “grandüler” yapı adı verilir.
Meme hücrelerinin kontrolden çıkarak tümör oluşturduğu bir hastalıktır. Kontrol altına alınmadığında, tümörler tüm vücuda yayılabilir ve ölümcül olabilir. Meme kanseri hücreleri, memenin süt kanallarının veya süt üreten lobüllerinin içinde başlar. En erken form yaşamı tehdit edici değildir. Erken evrelerde tespit edilebilmesi de tedavi edilebilirliği yükseltir. Invazyon aşamasında ise kanser hücreleri meme dokusuna yayılabilir. Bu, yumrulara veya kalınlaşmaya neden olan tümörler oluşturur. İnvaziv kanserler yakındaki lenf düğümlerine veya diğer organlara yayılabilir. Metastaz yaşamı tehdit edici ve ölümcül olabilir. Tedavi kişiye, kanser türüne ve yayılımına göre belirlenir. Tedavi cerrahi, radyasyon terapisi ve ilaçları birleştirir.
Meme kanserinin sık görülmesi, sıklığın giderek artması, erken evrede tedavi edilebilir olması ve erken evrede tanı koymanın günümüz koşullarında olanaklı olması meme kanserinde tarama yöntemlerinin önemini arttırmaktadır.
Yemek borusu kanseri, kişilerin beslenme sırasında aldıkları yiyecekleri boğazdan mideye taşıyan, uzun, kaslı tüp olan yemek borusunda görülen bir rahatsızlıktır. Genellikle kanser yayılıncaya kadar belirgin semptomlar görülmez ve kişiler rahatsızlığı fark etmez. En yaygın türleri skuamöz hücreli karsinom ve adenokarsinomdur. Skuamöz hücreli karsinom, özofagusun üst kısmında gelişirken, adenokarsinom genellikle alt kısımda oluşur. Belirtiler arasında yutma güçlüğü, ağrı, kilo kaybı, hazımsızlık ve özofagus tıkanıklığı yer alabilir. Risk faktörleri arasında kronik reflü hastalığı, obezite ve beslenme alışkanlıkları bulunmaktadır. Erken teşhis ile uzman doktorlar tarafından, ameliyat ve diğer tedavilerle başarılı bir şekilde müdahale edilebilir.
Öne Çıkan Kanser Yazıları
- Yeni Salgın Hastalık: Mide Bulantısı, Ateş ve Kusma Belirtileri
- Oruç Tutanlara 6 Beslenme Önerisi
- X Hastalığı (X Virüsü) Nedir?
- Kanser Nasıl Oluşur?
- Yumurtalık Kisti Nedir?
- Rahim Ağzı Kanseri
- Testis Kanseri Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
- Mesane Kanseri Nedir? Mesane Kanseri Belirtileri Nelerdir?
- Karaciğer Kanseri
- Mide Kanseri Belirtileri Nelerdir? Mide Kanseri Tedavisi