Ersin Özen
2017 yılından bu yana Anadolu Sağlık Merkezi’nde kardiyoloji uzmanı olarak görevini sürdürüyor.
Uzmanlık
- Girişimsel kardiyoloji
- Kardiyak görüntüleme
- Koroner yoğun bakım
- Koroner arter hastalıkları
- Periferik arter hastalıkları
- Hipertansiyon
- Kalp yetersizliği
Eğitim
Üniversite
- İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İstanbul 1998
Uzmanlık eğitimi
- Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahi Merkezi, Kardiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul 2003
Çalıştığı Kurumlar
- Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahi Merkezi
- GATA Haydarpaşa Eğitim Araştırma Hastanesi
- Universal Hospital Kadıköy Hastanesi
- Şişli Florence Nightingale Hastanesi
- Anadolu Sağlık Merkezi
- Türk Tabipler Birliği
- Türk Kardiyoloji Derneği
- İstanbul Girişimsel Kardiyoloji Akademisi
1.Assessment of right atrial pressure using echocardiography and correlation with catheterization.
Yıldırımtürk O, Tayyareci Y, Erdim R, Özen E, Yurdakul S, Aytekin V, Demiroğlu IC, Aytekin S.
J Clin Ultrasound. 2011 Jul;39(6):337-43. doi: 10.1002/jcu.20837. Epub 2011
2. Determinants of coronary flow abnormalities in obstructive type hypertrophic cardiomyopathy: noninvasive assessment by transthoracic Doppler echocardiography.
Çelik S, Dağdeviren B, Yıldırım A, Görgülü S, Uslu N, Eren M, Gürol T, Özen E, Tezel T.
J Am Soc Echocardiogr. 2004 Jul;17(7):744-9.
3. Effects of enoxaparin and nadroparin on major cardiac events in high-risk unstable angina treated with a glycoprotein IIb/IIIa inhibitor.
Ökmen E, Özen E, Uyarel H, Sanli A, Tartan Z, Cam N.
Jpn Heart J. 2003 Nov;44(6):899-906.
4. A stent thrombosis 1465 days after implantation.
Öcal Karabay K, Erdim R, Özen E. Mater Sociomed. 2011;23(3):184-5. doi: 10.5455/msm.2011.23.184-185.
Basın & Haberler
İlgi Alanları
Anjiyo, kan damarlarını kontrol etmek için kullanılan bir röntgen türüdür. Normal röntgende damarlar net olarak görülmez. Bu nedenle öncelikle kanınıza kontrast madde adı verilen özel bir boya enjekte edilmesi gerekir. Bu, kan damarlarınızı vurgulayarak doktorunuzun herhangi bir sorun olup olmadığını görmesini sağlar. Anjiyografi sırasında oluşturulan röntgen görüntülerine anjiyogram adı verilir.
En çok terlediğimiz mevsim yaz. Terlemek ise, bilindiği gibi derinin sıcaklığının vücuda eşit olarak dağıtılma çabası asında. Ancak bu çaba kalp hızını artırarak, tansiyonun düşmesine neden olan ve kalbin üzerine ek yük bindiren bir durum. Üstelik bilinen kalp hastalığı olan kişilerde daha tehlikeli, çünkü kalbe dair belirtilerin kötüleşmesi söz konusu olabiliyor; koroner kalp hastalığı yaşayan bir insanda göğüs ağrısı başlaması ya da kalp yetersizliği olan birinde tablonun ağırlaşması gibi. Sözü gelmişken; sıcakların hangi kalp hastalığını nasıl etkilediğine, önlem için nasıl davranmak gerektiğine kısaca bir göz atalım.
Kan basıncı, kalp tarafından vücuda pompalanan kanın damarlarda oluşturduğu direnci ölçen bir göstergedir. Bu basıncın sistolik ve diyastolik olmak üzere iki farklı değeri bulunur. Büyük tansiyon olarak da bilinen sistolik basınç, kalbin kasılması sırasındaki kan basıncını ölçer. Küçük tansiyon olarak bilinen diyastolik basınç ise kalbin dinlenme sırasındaki kan basıncını ölçümünü ifade eder. Düşük tansiyon, kan basıncının olması gereken değer aralığından daha düşük olması ile karakterize olan bir sağlık sorunudur. Sağlıklı bireyler için kan basıncının ideal değeri 120/80 olarak ifade edilir. Burada bulunan 120 değeri sistolik basıncı gösterirken, 80 değeri de diyastolik kan basıncını ifade eden değerdir. Düşük tansiyon, kan basıncı değerinin 90/60’dan daha düşük olması ile karakterizedir. Düşük tansiyon, bazı durumlarda ciddi bir sağlık sorununu işaret ediyor olabilir. Özellikle yaşlı bireylerde oluşan düşük tansiyon kalp, beyin ve diğer hayati organlara yeterli kan akışını engelleyebilir. Bu da baş dönmesi, bayılma ve şok gibi belirtilere neden olabilir. Düşük tansiyonun nedenleri arasında dehidrasyon, hamilelik, kalp rahatsızlıkları, sinir sistemi hastalıkları ve bazı ilaçlar yer alabilir. Düşük tansiyonu önlemek ve tedavi etmek için yeterli miktarda su içmek, tuz alımını artırmak, daha yavaş ayağa kalkmak, ve kafeinden kaçınmak, düşük karbonhidratlı öğünler yemek, bacak kaslarını çalıştırmak ve kompresyon çorapları giymek gibi bazı yaşam tarzı değişiklikleri uygulanabilir. Bazı durumlarda doktor tarafından ilaç tedavisi de önerilebilir.
Marfan sendromu, çoğunlukla genetik nedenlerle meydana gelen ve bağ dokusunu etkileyen nadir bir hastalıktır. Bağ dokusu, vücuttaki destek dokusunu oluşturan ve organları bir arada tutan önemli bir yapıdır. Marfan sendromu, fibrillin-1 adlı proteini kodlayan FBN1 genindeki bir mutasyon sonucu ortaya çıkar. Bu mutasyon, bağ dokusunun esnekliğini ve dayanıklılığını etkileyerek bir dizi sistemik soruna neden olabilir. Marfan sendromu olan bireyler genellikle uzun boylu, ince yapılı ve uzun uzuvlara sahiptirler. En yaygın etkilenen bölgelerden biri kalp ve damar sistemidir; anevrizma ve kalp kapaklarındaki sorunlar sık görülür. Ayrıca, göz, iskelet ve ciltte de belirgin özellikler gösterebilir. Marfan sendromu tedavisi, birçok branşın görüşü alınarak hazırlanır ve tedavide amaç hastanın yaşam kalitesini artırmak ve semptomları kontrol altına almaktır.
Heparin kanın pıhtılaşmasını engelleyerek damar tıkanıklıkları, kalp krizi, inme gibi pek çok sağlık sorununun tedavisinde ve önlenmesinde kullanılır. Heparin kullanımı pıhtı oluşumunu engelleyerek kan akışını düzenleyerek tıkanmaları önler. Fakat heparin tedavisinin etkili ve güvenli bir şekilde yürütülmesi için dikkate alınması gereken faktörler bulunmaktadır. Doğru dozaj, ilaç etkileşimleri ve beslenme gibi unsurlar, heparin tedavisinin başarılı olmasını sağlamak için dikkat edilmesi gereken temel noktalardır. Aynı zamanda hastanın tıbbi geçmişi, yaş, cinsiyet gibi faktörler de tedavinin kişiselleştirilmesinde büyük rol oynar.
Kalbin steteskop denilen dinleme aleti ile muayenesi sırasında normal kalp seslerine ek olarak duyulan ve üfleme sesine benzeyen seslerin genel adıdır.
Kalp sürekli olarak vücuda aort damarı aracılığıyla kan pompalar. Bu pompalama işlemi sırasında kan, basınçla damarla gönderilir. Damarların iç duvarlarında oluşan basınç, tansiyon olarak tanımlanır. Kan basıncı olarak da tanımlanabilen tansiyon, doku ve organların yeterince kanlanabilmesi ve yaşamsal fonksiyonlarını devam ettirebilmesi için son derece önemlidir. Kalp her kasıldığında kanı, atardamarlara belirli bir basınç ile pompalar, kalp kası gevşediğinde de damarlar içinde bir miktar basınç kalır. Bu iki basınç türü, büyük ve küçük tansiyon olarak adlandırılır. Tansiyon, kişiden kişiye farklılık gösterse de ortalama olarak büyük tansiyonun 90 ila 120 mm Hg, küçük tansiyonun ise 60 ila 80 mm Hg aralığında olması beklenir. Hipotansiyon olarak tanımlanan tansiyon düşüklüğü çoğunlukla sakınca yaratmaz ve nadiren semptomatik bulguların ortaya çıkmasına neden olur. Ancak tansiyonun birden düşmesi, baş ağrısı ve hâlsizlik gibi belirtilere yol açabilir. Tansiyon yüksekliği ise hipertansiyon olarak tanımlanır ve tansiyon düşüklüğüne göre çok daha ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Tansiyon çeşitlerine geçmeden önce, tansiyonun ne demek olduğu iyi anlaşılmalıdır.
Nabız ölçmek kişiye kalbinin ne kadar hızlı attığını gösteren bir değerdir. Normal bir nabız düzenli bir ritimde atar ve bazı faktörlere göre normal değerleri değişiklik gösterebilir. Kalp olması gerekenden çok yavaş veya çok hızlı atıyorsa bu bir kalp rahatsızlığının işareti olabilir. Bu gibi sorunların tespiti için nabız ölçümü önemli sonuçlar verir. Nabız özellikle el bileğinden ölçülebilir.
Akut romatizmal ateş ya da halk dilindeki adıyla kalp romatizması grup A streptokok adı verilen bakterilerin neden olduğu farenjit (boğaz enfeksiyonu) sonrası gelişen bir romatizmal hastalıktır. Tipik olarak farenjitten 2 ila 3 hafta sonra ortaya çıkar. Hastalık vücudun verdiği anormal iltihabi cevap sonucu bağ dokusu içeren organlarda iltihaplı hasara neden olur.
Halk arasında pek bilinmemekle birlikte, çok ciddi ve bir o kadar da önem taşıyan bir sorundur. Kalp kası kitlesinin artması veya kalp kası içine başka doku ve maddelerin birikimine bağlı olarak kalınlığının artması olarak tanımlanır.
Kalp kası kalınlaşması, kalp kası kitlesinin artması veya kalp kası içine başka doku ve maddelerin birikimine bağlı olarak kalınlığının artması olarak tanımlanıyor. Kalp yetmezliğine kadar giden bu hastalığın en büyük nedeninin hipertansiyon olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanları, kalp kası kalınlaşması ile ilgili merak edilenleri anlatıyor.
Kalp çarpıntısı acil servislere ve kardiyoloji polikliniklerine başvuru nedenlerinin başında gelen bir şikayettir. Kalp çarpıntısı kelime anlamı olarak kalp atımlarının hızlanmasını, atımların anormal bir hal almasını ya da düzensizleşmesini ifade eder. Kalbin çalışması ile ilgili bu değişiklikler sonucunda kişi boyun ya da göğüs bölgesinde bir şey kuvvetlice atıyormuş gibi hissedebilir. Kalp çarpıntısının altında yatan rahatsızlıklar genellikle iyi seyirlidir ancak bazı kişilerde kalp çarpıntısının nedeni yaşamı tehdit edici hastalıklar olabileceği için dikkatli olunmalıdır.
Kaçış sendromu olarak bilinen, uzun adıyla sistemik kapiller kaçış sendromu ilk olarak 1960 yılında Bayard Clarkson isimli bir hekim tarafından tanımlanmış bir rahatsızlıktır. Bu nedenle bu rahatsızlığın isimlerinden biri de Clarkson hastalığıdır. Hastalığın seyri sırasında gelişen şok durumu nedeniyle oldukça kötü bir seyir izleyebilir. Bu nedenle bu rahatsızlığa karşı bilinçli olmak önemlidir.
Bir kişinin tansiyonu, kan dolaşımının atar damar içerisinde meydana getirdiği basıncın ifade şeklidir. Tansiyon, ilk okunan ve halk arasında büyük tansiyon olarak bilinen sistolik kan basıncı ile halk arasında küçük tansiyon olarak bilinen diyastolik kan basıncı olmak üzere 2 kısımda değerlendirilir. Tansiyonun birimi milimetre civadır. Sistolik kan basıncı, kalbin kasılarak içinde bulunan kanı pompalaması sonrasında büyük atar damarlarda oluşan maksimum basıncı tanımlar. Diyastolik kan basıncı ise kalbin 2 atım arası sürede gerçekleştirdiği dinlenme esnasında bu damarlarda meydana gelen minimum basıncı tanımlamak için kullanılır
40/90 mmHg’nın üzerindeki kan basıncı değerleri hipertansiyon olarak değerlendirilir. Hipertansiyon; kalp krizi, felç, kalp yetmezliği, böbrek yetersizliği gibi komplikasyonların gelişimine neden olan, kadınlarda ve erkeklerde yaşam sürelerini kısaltan bir hastalıktır.
Göğüs ağrısının kalbinizdeki, akciğerlerinizdeki veya sindirim sisteminizdeki sorunlar gibi birçok nedeni vardır. Bunlar arasında yer alan bazı nedenler, yaşamı tehdit edebilir. Doktorunuz, göğüs ağrınızın nedenini bulabilir. Göğüs ağrısı görmezden gelinecek bir şey değildir. Çoğu durumda, kalple ilgilidir. Ancak akciğerlerinizde, yemek borunuzda, kaslarınızda, kaburgalarınızda veya sinirlerinizde sorunlar da göğüs ağrısına neden olabilir. Açıklanamayan göğüs ağrınız varsa, nedenini doğrulamanın tek yolu bir doktorun sizi kontrol etmesidir.
Kalp damarlarının görüntülenmesinde halen altın standart olarak kabul edilen anjiyo, kalp damar hastalıklarının tanı ve tedavisinde çok önemli bir yer tutuyor. Koroner damarlardaki daralma ya da tıkanıklığı ortaya çıkararak tedavi şeklini belirlemek amacıyla yapılan anjiyonun bir tedavi değil, tanı yöntemi olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanları, anjiyo ile ilgili bilmek istediğiniz soruları yanıtlıyor…
Öne Çıkan Kanser Yazıları
- Yeni Salgın Hastalık: Mide Bulantısı, Ateş ve Kusma Belirtileri
- Oruç Tutanlara 6 Beslenme Önerisi
- X Hastalığı (X Virüsü) Nedir?
- Kanser Nasıl Oluşur?
- Yumurtalık Kisti Nedir?
- Rahim Ağzı Kanseri
- Testis Kanseri Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
- Mesane Kanseri Nedir? Mesane Kanseri Belirtileri Nelerdir?
- Karaciğer Kanseri
- Mide Kanseri Belirtileri Nelerdir? Mide Kanseri Tedavisi