22 Ağustos 2023 Salı
Negatif düşünceyi önlemenin 9 yolu
Sosyal anksiyete (sosyal fobi), modern çağda giderek daha sık dile getirilen ruhsal sorunlardan biridir. İnsanların diğerleri tarafından olumsuz değerlendirileceği, eleştirileceği veya küçük düşürüleceği korkusuyla ortaya çıkan bu durum, günlük yaşamı derinden etkileyebilir. Kimi bireyler yalnızca topluluk önünde konuşurken yoğun kaygı hissederken, kimileri için en basit sosyal etkileşimler bile zorlayıcı hale gelir. Zamanla gelişen kaçınma davranışları, kişinin iş yaşamını, akademik başarısını ve sosyal ilişkilerini sınırlayarak yalnızlığa ve depresyona kadar uzanan bir tabloya yol açabilir.
Sosyal anksiyete ya da diğer adıyla sosyal fobi, sosyal ortamlarda veya başkaları tarafından değerlendirileceği durumlarda yoğun kaygı, utanma ve başarısız olma korkusu yaşamasıyla karakterize edilen psikolojik bir rahatsızlıktır. Bu durum yalnızca “utangaçlık” ile karıştırılsa da, sosyal anksiyete bundan çok daha ciddi ve hayatı kısıtlayıcı bir tablodur.
Kişi, toplum içinde konuşma yapmak, başkalarıyla tanışmak, yemek yemek, topluluk önünde performans sergilemek gibi sıradan durumlarda bile aşırı kaygı duyabilir. Sosyal fobi, kişinin günlük yaşamını, iş ve okul hayatını, hatta arkadaşlık ve aile ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Tedavi edilmediğinde sosyal izolasyona, özgüven kaybına ve depresyona yol açabilir.
Sosyal anksiyete bozukluğu belirtileri hem duygusal hem de fiziksel düzeyde ortaya çıkar ve kişinin günlük yaşamını büyük ölçüde kısıtlayabilir. Sosyal ortamlarda sürekli olarak yargılanma, rezil olma veya reddedilme korkusu hissedilir. Bu kaygı, çoğu zaman olaydan önce başlar, durum sırasında artar ve sonrasında da uzun süre devam eder. Fiziksel belirtiler, kişiyi daha da kaygılandırarak bir kısır döngü oluşturabilir.
Başlıca sosyal anksiyete belirtileri şöyle sıralanabilir:
Sosyal anksiyetenin tek bir nedeni yoktur; genetik yatkınlık, biyolojik faktörler, kişilik özellikleri ve yaşam deneyimleri bu bozukluğun gelişiminde birlikte rol oynar. Araştırmalar, ailede kaygı bozukluğu öyküsü olan bireylerde sosyal anksiyetenin daha sık görüldüğünü göstermektedir. Beyindeki serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği, kaygı seviyesini artırabilir. Çocuklukta aşırı eleştiriye maruz kalmak, reddedilmek, zorbalığa uğramak veya travmatik sosyal deneyimler yaşamak da ilerleyen yıllarda sosyal fobiye zemin hazırlayabilir. Ayrıca utangaç ya da içe dönük kişilik yapısı olan bireyler, sosyal anksiyete geliştirmeye daha yatkın olabilir.
Sosyal anksiyete tedavi edilebilir bir bozukluktur, ancak bunun için doğru yöntemlerin uygulanması gerekir. Tedavi sürecinde psikoterapi, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri bir arada kullanılabilir. En etkili yöntemlerden biri bilişsel davranışçı terapidir (BDT). Bu terapi, bireyin olumsuz düşünce kalıplarını fark etmesini ve bunları daha sağlıklı düşüncelerle değiştirmesini sağlar. Ayrıca maruz bırakma terapisi ile kişi, korktuğu sosyal durumlarla kontrollü bir şekilde yüzleştirilerek kaygısının azalması sağlanır. İleri vakalarda, serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI) gibi ilaçlar da tedaviyi desteklemek için kullanılabilir. Düzenli egzersiz, nefes teknikleri, gevşeme egzersizleri ve sağlıklı sosyal destek de iyileşme sürecinde önemlidir.
Sosyal anksiyetenin geçmesine yardımcı olan yöntemler şu şekilde detaylandırılabilir:
Tamamen önlenemese de erken dönemde alınacak önlemlerle şiddeti azaltılabilir ve hayat kalitesi korunabilir. Çocukluk ve ergenlik döneminde sosyal becerilerin desteklenmesi, eleştiri yerine yapıcı geri bildirim verilmesi, özgüvenin güçlendirilmesi önemlidir. Yetişkinlikte ise düzenli stres yönetimi, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve gerektiğinde psikolojik destek almak önleyici bir rol oynar. Ayrıca olumsuz düşünceleri fark edip bunları olumluya çevirmek, kişinin sosyal durumlarda daha rahat hissetmesine katkı sağlar.
Sosyal anksiyete tedavisi en etkili olduğunda çok bileşenli ve kişiye özel yürütülür. Psikoterapi temel taştır. Gerekli durumlarda ilaç tedavisi, sosyal beceri eğitimi ve yaşam tarzı düzenlemeleriyle desteklenir. Amaç; kaygıyı tamamen “yok etmek” değil, kaçınma döngüsünü kırıp kişinin değerleri doğrultusunda hareket edebilmesini sağlamaktır.
Sosyal anksiyetede kaçınma ve güvenlik davranışları, bilişsel-duygusal döngüler olmak üzere davranış örüntülerini iki düzlemde görülür.. Aşağıdaki örnekler “herkeste aynıdır” değil tipik örüntüleri gösterir.
Günlük yaşamdaki tipik davranış örüntüleri
Son güncellenme tarihi: 06 Kasım 2025
Yayınlanma tarihi: 06 Kasım 2025
Psikoloji
Psikolog Dr. Ezgi Dokuzlu Tezel
Psikoloji
Uzm. Psk. Jülide Unutmaz
Öne Çıkan Kanser Yazıları
Kişisel Verilerin İşlenmesi: Kimlik, iletişim, sağlık ve pazarlama bilgilerimin, Özel Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi ve Özel Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi tarafından yürütülecek pazarlama faaliyetlerinin planlanması ve tıbbi ihtiyaçlarıma ve alışkanlıklarıma göre özelleştirilmesi ile bana özel kampanyalar oluşturulması amacıyla işlenmesini kabul ediyorum.
Ticari Elektronik İleti: Özel Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi ve Özel Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi tarafından kimlik ve iletişim bilgilerimin tercih ettiğim iletişim kanalı üzerinden bana reklam, promosyon, kampanya ve benzeri ticari elektronik iletilerin gönderilmesi amacıyla işlenmesi ve bununla sınırlı olarak hizmet alınan tedarikçilerle paylaşılmasını kabul ediyorum.