20 Ağustos 2023 Pazar
0-3 yaş çocuklarda sağlıklı bir uyku düzeni için 11 öneri
Duchenne Musküler Distrofi (DMD), çocukluk çağında ortaya çıkan ve en sık görülen kalıtsal kas hastalıklarından biridir. X kromozomu üzerinden geçen genetik bir mutasyon sonucu gelişir ve neredeyse sadece erkek çocuklarda görülür. Hastalığın temel nedeni, kas hücrelerinin bütünlüğünü sağlayan distrofin proteininin hiç üretilememesi ya da işlevsiz şekilde üretilmesidir. Bu proteinin yokluğunda kas hücreleri her kasılmada hasar görür, zamanla parçalanır ve yerini bağ dokusu ile yağ dokusu alır. Bunun sonucunda kaslarda ilerleyici güçsüzlük meydana gelir. DMD genellikle 2–5 yaş arasında belirti vermeye başlar ve hızla ilerleyerek çocukların yürüme, merdiven çıkma, koşma gibi temel motor becerilerini kaybetmesine yol açar. Zamanla solunum kasları ve kalp kası da etkilenir. Günümüzde kesin tedavisi bulunmamakla birlikte, fizyoterapi, ilaç tedavileri, solunum ve kalp desteğiyle hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir ve yaşam kalitesi artırılabilir.
X kromozomu üzerindeki distrofin geninde meydana gelen mutasyon nedeniyle ortaya çıkan hastalıktır. Bu genin işlevsiz olması, kas hücrelerinin bütünlüğünü sağlayan distrofin proteininin üretilememesine yol açar. Distrofin proteini yokluğunda kas hücreleri her kasılmada kolayca hasar görür, onarılamaz ve zamanla parçalanır. Yerini bağ dokusu ve yağ dokusu alır, bu da kasların giderek işlevini kaybetmesine neden olur.
DMD’nin en belirgin özelliği, çocukluk çağında başlayan ve giderek artan kas güçsüzlüğüdür. Belirtiler genellikle 2–5 yaş arasında ortaya çıkar. İlk yıllarda çocuklar akranlarına göre daha geç yürümeye başlar, sık sık düşer ve koşarken zorlanır. Zaman ilerledikçe bacak ve kalça kaslarında belirgin güçsüzlük görülür. Çocuklar oturur pozisyondan kalkarken ellerini dizlerine dayayarak doğrulmaya çalışır; bu tipik davranış Gowers belirtisi olarak adlandırılır. Hastalık ilerledikçe merdiven çıkmak zorlaşır, sık düşmeler artar ve genellikle 10–12 yaş civarında tekerlekli sandalye ihtiyacı doğar. Kasların yerine bağ dokusu ve yağ dokusu geçtiği için özellikle baldır kaslarında yalancı büyüme (psödohipertrofi) oluşur. Daha ileri evrede solunum kasları ve kalp kası da etkilenir; nefes darlığı, kalp yetmezliği ve ritim bozuklukları gelişebilir.
DMD hastalığının başlıca belirtileri şu şekildedir:
Duchenne Musküler Distrofi (DMD), genetik geçişli bir kas hastalığıdır. Temel sebebi, X kromozomu üzerinde bulunan distrofin geninde (DMD geni) meydana gelen mutasyonlardır. Distrofin proteini, kas hücrelerinin zar bütünlüğünü sağlayan ve kasılma sırasında oluşan mekanik stresi absorbe eden hayati bir proteindir. Bu proteinin olmaması ya da işlevsiz olması, kas hücrelerinin her kasılmada zarar görmesine, zamanla parçalanmasına ve yerini bağ dokusu ile yağ dokusuna bırakmasına neden olur.
DMD’nin kalıtım şekli X’e bağlı resesif tiptedir. Bu nedenle hastalık çoğunlukla erkek çocuklarda görülür. Taşıyıcı olan anneler bozuk geni oğullarına aktarabilir. Kız çocukları ise genellikle taşıyıcı olur ve nadiren iki X kromozomunun da etkilenmesi durumunda hastalık ortaya çıkar. Vakaların küçük bir kısmında, ailede öykü olmaksızın yeni (spontan) mutasyonlar da görülebilir.
DMD hastalarında doğru beslenme, kas sağlığını desteklemek, obeziteyi önlemek ve tedavi sürecinde vücudu güçlü tutmak açısından çok önemlidir. Çünkü hastalar ilerleyen yaşlarda fiziksel aktivitelerini kısıtladıklarından kilo alma eğilimindedir ve obezite hem solunumu hem de hareket kabiliyetini olumsuz etkiler. Bununla birlikte bazı hastalarda yutma güçlüğü de gelişebilir ve bu durum beslenme düzenini daha da zorlaştırır.
Beslenme önerileri şu şekilde özetlenebilir:
Duchenne Musküler Distrofi (DMD) tanısında, hem klinik bulgular hem de laboratuvar ve genetik testler bir arada değerlendirilir. Çocuğun sık düşmesi, merdiven çıkmada zorlanması, parmak ucu yürüyüşü veya Gowers belirtisi göstermesi, hekimi DMD’den şüphelendirir. Bu şüpheyi kesinleştirmek için bir dizi test uygulanır:
SMA (Spinal Müsküler Atrofi) ve DMD (Duchenne Musküler Distrofi), ikisi de kas güçsüzlüğü ile seyreden genetik hastalıklardır, ancak kökenleri ve seyirleri farklıdır:
DMD’nin bugün için kesin bir tedavisi yoktur. Ancak hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak, komplikasyonları önlemek ve yaşam kalitesini artırmak için çok yönlü bir tedavi yaklaşımı uygulanır.
Hastalığın doğal seyri, kasların giderek işlevini yitirmesi ve bunun sonucunda hem hareket kabiliyetinin hem de hayati kasların (solunum kasları, kalp kası) etkilenmesiyle şekillenir. Tedavisiz dönemde DMD hastalarının yaşam süresi genellikle 20’li yaşların başına kadar sınırlıydı. Ancak son yıllarda tıbbi gelişmeler, özellikle kortikosteroid tedavileri, solunum desteği, kalp tedavileri ve gen tedavisi araştırmaları, yaşam süresini anlamlı şekilde uzatmıştır.
Günümüzde düzenli takip, multidisipliner bakım ve modern tedavi yaklaşımlarıyla DMD hastalarının yaşam süresi 30’lu yaşlara hatta bazı vakalarda 40’lı yaşlara kadar çıkabilmektedir. En önemli belirleyicilerden biri, solunum ve kalp sağlığının düzenli kontrol altında tutulmasıdır. Çünkü DMD’de en sık ölüm nedenleri solunum yetmezliği ve kalp yetmezliğidir. Bu nedenle non-invaziv solunum cihazları (örneğin BiPAP), mekanik ventilatör desteği ve kalp ilaçlarının zamanında başlanması, yaşam süresini doğrudan etkiler.
Ayrıca beslenme desteği, fizyoterapi, psikososyal destek ve enfeksiyonların erken tedavisi de hastaların hem yaşam kalitesini hem de yaşam süresini artıran önemli unsurlardır. Her hastanın genetik yapısı, tedaviye yanıtı ve bakım koşulları farklı olduğundan, yaşam süresi bireysel değişiklikler gösterebilir. DMD hastaları geçmişte genellikle 20 yaş civarında hayatını kaybederken, günümüzde modern tıp sayesinde 30 yaş ve üzerine kadar yaşayabilmektedir. Araştırmalar ilerledikçe, özellikle gen tedavilerinin rutinleşmesiyle yaşam beklentisinin daha da artması beklenmektedir.
Son güncellenme tarihi: 16 Ekim 2025
Yayınlanma tarihi: 16 Ekim 2025
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Prof. Dr. Nermin Tansuğ
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Uzm. Dr. Ayşe Sokullu
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Uzm. Dr. Ebru Gözer
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Uzm. Dr. Güner Esra Kutlu
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Uzm. Dr. Hikmet Baydilli
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Uzm. Dr. İsmail Akkar
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Uzm. Dr. Mehmet Kılıç
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Uzm. Dr. Namık Kemal Akpınar
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Uzm. Dr. Sevim Gülbaş
Öne Çıkan Kanser Yazıları
Kişisel Verilerin İşlenmesi: Kimlik, iletişim, sağlık ve pazarlama bilgilerimin, Özel Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi ve Özel Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi tarafından yürütülecek pazarlama faaliyetlerinin planlanması ve tıbbi ihtiyaçlarıma ve alışkanlıklarıma göre özelleştirilmesi ile bana özel kampanyalar oluşturulması amacıyla işlenmesini kabul ediyorum.
Ticari Elektronik İleti: Özel Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi ve Özel Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi tarafından kimlik ve iletişim bilgilerimin tercih ettiğim iletişim kanalı üzerinden bana reklam, promosyon, kampanya ve benzeri ticari elektronik iletilerin gönderilmesi amacıyla işlenmesi ve bununla sınırlı olarak hizmet alınan tedarikçilerle paylaşılmasını kabul ediyorum.