21 Ağustos 2023 Pazartesi
Mikrobiyota Nedir?
Anadolu Sağlık Merkezi Kabızlık Polikliniği’nde, kabızlıktan yakınan hastalar Gastroenteroloji Kliniği koordinatörlüğünde, Radyoloji, Biyokimya, Mikrobiyoloji bölümlerinin desteği ve ilgili diğer klinikler ile bir arada multidisipliner bir şekilde değerlendirilmektedir. Kabızlık Polikliniği’nde, mevcut olanak ve kapasitemizin etkin bir şekilde kullanılarak, hastalarımızın güncel bilgiler ışığında doğru bir şekilde yönlendirilmesine ve tedavilerine olanak sağlanıyor.
Polikliniğimizde yaşınız, belirti, bulgu ve bireysel özellikleriniz değerlendirilerek yapılması gereken testler konusunda bir karar verilir. Bu amaçla kullanılabilecek muayene ve test yöntemleri her hastaya gerekmeyebilir.
Kabızlığın değerlendirilmesi, tanısı ve tedavisi için gerekli ekipman, kullanılan yöntemler şunlardır:
Kabızlık Polikliniği’nde koordinatörlüğü Gastroenteroloji Kliniği yapmaktadır. Hastalarımızın özel durumları dikkate alınarak, daha detaylı inceleme ve tedaviler gerekli olduğunda Diyet ve Beslenme, Psikiyatri, İç Hastalıkları, Endokrinoloji, Nefroloji, Genel Cerrahi, Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Üroloji bölümlerimizin de devreye girmesi ile oluşan geniş bir ekiple hastalara hizmet veriliyor.
Bağırsak fonksiyon bozuklukları arasında en yaygın görülenler arasında yer alan kabızlık (konstipasyon); gerek tanımı ile ilgili belirsizlikler, gerek teşhisi, tedavisi ve önlenmesi ile ilgili zorluklar ve gerekse uygulama ile yaklaşım farklılıkları nedeniyle çok önemli bir klinik sorundur.
Kabızlık, dışkılama zorluğu olarak tanımlanabilir. Bu tanım içerisinde dört ana kavram bir arada ya da ayrı ayrı yer alır: Dışkının çok sert olması, çok az olması, zorlanarak çıkarılması ve sıklığının azalması. Genel olarak, eğer haftalık dışkılama sayısı üçten az ise kabızlıktan söz edilebilir.
Kabızlık genel olarak sindirim sistemi hastalıklarının bir sonucu olarak oluşabileceği gibi, diyet alışkanlıklarındaki anormallikler ve bazı ilaçların yan etkisi olarak da gelişebilmektedir.
Kabızlığın nedenleri ana başlıklar halinde şöyle sıralanabilir:
Kabızlığın risk faktörleri nelerdir?
İleri yaş, cinsiyet (kadın), yetersiz sıvı tüketimi, lif bakımından fakir diyet ile beslenme, fiziksel aktivite azlığı ve belirli bazı ilaçların kullanımı (sedatifler, narkotikler, hipertansiyon ilaçları vb.) kronik kabızlıkta başlıca risk faktörleridir.
Kabızlık, çözümü olan bir sorundur ve çoğu zaman işlevsel bir durumdur. Haftada 3 defadan daha az sayıda, az miktarda, çok sert ve zorlanarak dışkılıyorsanız kabızlığınız ile ilgili yardım almayı düşünmelisiniz.
Doktorunuz; yaş, belirti, bulgu ve bireysel özelliklerinizi değerlendirerek yapılması gereken testleri sizinle paylaşacaktır. Bu amaçla kullanılabilecek pek çok muayene yöntemi ve test mevcut ancak her hastaya bunların tamamı gerekmeyebilir.
Rektal muayene: Anüs bölgesinin ve kalın bağırsağın son bölümünün gözle ve parmakla muayenesidir. Tanı ile ilgili çok yararlı bilgi ve ipuçları verir.
Sigmoidoskopi ya da kolonoskopi: Ucunda kamera olan bükülebilir esnek, fiberoptik bir cihaz ile kalın bağırsağın iç yüzeyini kaplayan tabakanın incelenmesine verilen addır. Bu cihaz ile makattan girilerek kalın bağırsağın ilgili kısımları (ince bağırsakla birleştiği bölüme kadar) incelenir. Bu dokularda beklenmedik bir büyüme veya hastalık olup olmadığı araştırılır.
Radyolojik incelemeler: Direkt grafiler, tomografi ya da manyetik rezonans yöntemleri ile sindirim sisteminizin indirekt olarak incelenmesine olanak sağlar.
Kolonik geçiş zamanı: Kalın bağırsağın, içeriğini ilerletme ve boşaltma hızının ölçülmesidir. Kabızlığın nedeninin anlaşılması için önemli bilgiler verir.
Manometri incelemeleri: Manometri; kalın bağırsağın son kısmının ve anüsün kas faaliyetlerini, işlevlerini, kapasitelerini incelemek için kullanılan bir yöntemdir. Bu sayede kalın bağırsağın bu bölümünde kasların düzgün çalışıp çalışmadığını anlamak mümkündür. Bu test ile aynı zamanda rektum mukozası ve kaslarının algılama işlevleri de incelenmektedir.
Diyet önlemleri (sebze ve meyve bakımından zengin beslenme, lif bakımından zengin beslenme) ve çok miktarda sıvı tüketilmesi, kabızlığı önlemek için yararlı olabilir. Tuvalet ihtiyacının ertelenmemesi çok önemlidir. Günün belli saatlerinde belirli bir sürenin tuvalet ihtiyacı için ayrılması önemlidir.
Kabızlığın tedavisi ile ilgili seçenekler, kabızlığın sebebine göre belirlenmektedir. Genel olarak ilk önerilecek önlem, tüketilen lif ve su miktarının artırılmasıdır. Lif bakımından zengin beslenme ve bol sıvı alınması, günün belirli zamanlarında tuvalete gidilmesi, yeterli fiziksel aktivite yapılması kabızlığın önlenmesi açısından önem taşır. Bu önlemlerin yeterli olmaması durumunda ya da tetkiklerin sonunda elde edilecek verilere ve bilgilere göre, çeşitli diyet ve ilaçlar ile egzersizlerden oluşan tedavi yaklaşımları üzerinde durulmaktadır.
Bağırsakların işleyişini ve çevredeki iskelet kaslarının işlevlerini etkileyerek düzelten “biofeedback” adı verilen yöntemlerden de yararlanılmaktadır.
Doktorunuzla görüşmeye gelmeden önce, görüşme sırasında gündeme gelebilecek bazı soruların cevaplarını hazırlayarak gelmeniz, hem durumunuzun daha iyi anlaşılması hem de planlanacak testler ve tedavi yaklaşımı açısından doktorunuza yol gösterici olacaktır.
Gastroenteroloji
Gastroenteroloji
Gastroenteroloji
Öne Çıkan Kanser Yazıları