20 Eylül 2023 Çarşamba
“Genetik kanser” mi, “kalıtsal kanser” mi?
Mesane kanseri, böbreklerden başlayarak idrar yolları boyunca ortaya çıkan kanserler arasında, ikinci sıklıkta karşılaşılan kanserdir. Mesane kanserlerinin yaklaşık olarak üçte ikisi ölümcül bir seyir izlemeyen ancak tekrar etme eğilimindeki oluşumlar iken üçte biri ise kas dokusuna ve ardından vücudun geri kalanına yayılma (metastaz yapma) potansiyeline sahip kötü seyirli oluşumlardır.
Böbrekler bir gün içerisinde ortalama olarak 200 litre kadar kanın filtrelenmesi ve temizlenmesini sağlar. Bu işlem sonrasında böbrekler, vücut içi sıvı dengesini oluşturmak ve kanın temizlenmesini sağlamak amacıyla günlük olarak ortalama 1,5 litre idrar oluşturur. Vücuttan uzaklaştırılması gereken maddeleri oluşturulan idrar içerisinde idrar yolları vasıtasıyla mesaneye iletir.
Mesanenin temel fonksiyonu idrarın depolanmasıdır. Mesanenin çalışması, santral sinir sisteminin denetimi altında gerçekleşir. Mesanede depolanan idrar belirli bir seviyeye ulaştığında kişide idrar yapma isteği ortaya çıkar.
Mesane kanseri, böbreklerden başlayarak idrar yolları boyunca ortaya çıkan kanserler arasında, ikinci sıklıkta karşılaşılan kanserdir. Mesane kanserlerinin yaklaşık olarak üçte ikisi ölümcül bir seyir izlemeyen ancak tekrar etme eğilimindeki oluşumlar iken üçte biri ise kas dokusuna ve ardından vücudun geri kalanına yayılma (metastaz yapma) potansiyeline sahip kötü seyirli oluşumlardır.
Mesane kanseri, erkeklerde kadınlara göre daha fazla meydana gelir ve hastalık genellikle erişkin yaş grubundaki kişilerde ortaya çıkar. Türkiye genelinde cinsiyetler arasında en sık görülen kanserler sıralaması incelendiğinde, mesane kanseri erkeklerde 3. sıklıkta, kadınlarda ise 13. sıklıkta görülür.
Mesane kanseri oluştuktan sonra hastaları hekime başvurmaya iten en önemli belirti idrarda kırmızı kan hücrelerinin bulunması nedeniyle gözle görülür şekilde kırmızıya yakın renk değişikliği olan ve genellikle ağrısız şekilde idrar yapmaktır. Bu belirti makroskopik hematüri olarak adlandırılır.
İdrardan kan gelmesine ek olarak hastalık seyri esnasında birçok belirti daha ortaya çıkabilir.
Hastalığın başka doku ve organlara yayılması (metastaz) durumunda ise sıçradığı bölgeye göre çeşitli bulgulara neden olabilir. Örneğin; öksürük ya da kanlı balgam çıkarma gibi şikayetler mesane kanserinin akciğerlere yayıldığına işaret edebilir. Mesane kanseri hastalarında kemik ağrılarının ortaya çıkması ise hastalığın iskelet sistemine yayılmasının belirtisi olabilir.
Mesane kanserlerinin evrelendirmesinde TNM sınıflandırması olarak adlandırılan bir sistemden yararlanılır.
TNM sınıflandırılmasından yararlanılarak oluşturulan mesane kanserinin klinik evrelemesi ise 4 evreye ayrılır:
Evre 1 mesane kanseri, lenf nodu tutulumu ve başka bir organa yayılımın olmadığı mesanenin yüzeyel kanseridir.
Evre 2, 1. evrede olduğu gibi başka doku ve organlara yayılımın tespit edilmediği ancak kanserin daha derin kas yapılarına ilerlediği klinik evreyi tanımlar.
Evre 3, mesaneye uzak organlara yayılımın tespit edilmediği genellikle lenf nodu tutulumlarının eşlik ettiği daha ileri bir klinik evredir.
Evre 4 mesane kanseri ise hastalığın artık uzaktaki diğer doku ve organlara da yayıldığını ifade eder.
İnsan vücudunu oluşturan hücrelerin kendilerine has bir yaşam döngüsü vardır. Hücreler yaşam döngüleri içerisinde büyür, gelişir ve aynı zamanda bu süreç içerisinde yaşlanırlar. Yaşlanan hücreler yerlerini hassas bir denge içerisinde yeni hücrelere bırakarak zamanı geldiğinde kendilerini feda ederler.
Bu döngü çeşitli faktörlere bağlı olarak kırılır ve bir hücre kontrolsüz olarak çoğalma ve yayılma eğilimine girdiyse kanser olarak tanımlanır. Kanserler isimlerini genellikle kaynaklandıkları doku ve organa göre alırlar.
Mesane kanserinin oluşumuna neden olabilecek birçok risk faktörü vardır. En sık tespit edilenler kimyasal maddeler olup çeşitli enfeksiyon ve ilaçlar da risk faktörleri içerisinde değerlendirilir.
Üroloji hekimleri, mesane kanserinin tanısında çeşitli görüntüleme yöntemleri, laboratuvar incelemeleri, idrarla atılan hücrelerin değerlendirilmesi ve biyopsi ile alınan materyalin mikroskopik incelemesinden faydalanabilir.
İdrar testleri, kan değerleri, böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri gibi tetkikler, mesane kanseri hastalarında değerlendirilebilir.
İdrar ile atılan mesaneye ait normal ya da kanserleşmiş hücrelerin varlığının mikroskop ile araştırılmasını ifade eder.
Mesane kanseri tanısında kullanılabilecek görüntüleme yöntemlerine, ultrasonografi, intravenöz ürografi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme ve sistoskopi örnek olarak verilebilir.
Bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntülemeden, mesane dışında hastalığın yayılıp yayılmadığının tespitinde yararlanılır.
Kemik ağrılarından şikayet eden mesane kanserli hastalarda, iskelet sistemine yayılımın değerlendirilmesinde kemik sintigrafisi kullanılabilir.
Sistoskopi, mesanenin endoskopik olarak değerlendirilmesine olanak sağlar. Tranüretral rezeksiyon (TUR) adı verilen yöntem, sistoskopi incelemesi esnasında uygulanarak parça alımı yapılabilir. TUR işlemi, hem tanı hem de tedavi amacıyla kullanılabilir.
Mesane kanserinde tedavi planlamasında kas dokusuna hastalığın yayılıp yayılmadığına göre farklı yöntemler kullanılır. Eğer kas dokusunda yayılım yoksa lezyonun endoskopik olarak çıkarılmasını takiben hastanın risk durumuna göre mesane içi BCG uygulaması yapılabilir.
BCG işlemi ile birlikte hastalığın yeniden ortaya çıkma ve ilerleme göstermesi hususunda %40’a yakın oranında kazanım elde edilebilir. Bu işlem sonrasında kas yorgunluğu, halsizlik, bulantı-kusma, ishal, ateş, idrar yaparken ağrı hissi oluşması gibi yan etkiler ortaya çıkabilir.
Mesane kanserlerinde uygulanan cerrahi işlemler tümörün evresi ve lokalizasyonuna bağlı olarak mesanenin tamamen çıkarılması ya da bir kısmının çıkarılması şeklinde gerçekleştirilebilir. Kas dokusuna yayılmış mesane kanserlerinde genellikle radikal sistektomi adı verilen bir cerrahi yaklaşım uygulanır. Mesaneye ek olarak çevre dokuların ve lenf nodlarının çıkarıldığı bu yöntemde cerrahiye ek tedavi yaklaşımı olarak kemoterapi kullanlabilir.
Yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanser hücrelerinin yok edilmesini hedefleyen tedavi yöntemi radyasyon (ışın) tedavisi adını alır. Radyoterapi uygulamaları özellikle cerrahi girişimlere uygun olmayan ya da cerrahi girişimlerin tercih edilmediği hasta gruplarında ön plana çıkar.
Mesane koruyucu tedavi yaklaşımları, transüretral rezeksiyon (TUR) ile kanser yapısından olabildiğince parça alınarak küçültülmesini takiben, kemoterapi ve radyoterapi uygulamalarının birlikte kullanımı ile mesanenin tamamen çıkarılması yerine korunması işlemidir. Bu tarz organ koruyucu yaklaşımlar, hekimin değerlendirmesini takiben uygun hasta gruplarında gündeme gelebilirler.
Eğer mesane kanseri vücutta başka bölgelerde de yayılım gösterdiyse bu duruma karşılık olarak uygulanabilecek tedavide sistemik kemoterapi ve/veya hedefe yönelik tedavi (targeted immünoterapi) ön plana çıkar.
Son güncellenme tarihi: 20 Temmuz 2020
Yayınlanma tarihi: 11 Ağustos 2016
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Üroloji
Üroloji
Üroloji
Öne Çıkan Kanser Yazıları