3 Kasım 2023 Cuma
Diyabet hastaları ne kadar meyve tüketmeli?
2016 yılından bu yana Anadolu Sağlık Merkezi’nde Beslenme ve Diyet Uzmanı olarak görevini sürdürüyor.
Videolar
Mide botoksu ve mide balonu nedir? Doğru beslenme önerileri nelerdir? - #canliyayin
Mide botoksu ve mide balonu nedir? Doğru beslenme önerileri nelerdir? - #canliyayin
Kanser Tedavisinde Bitkisel Karışımların Sakıncaları Nelerdir?
Kanser Hastaları Tedavi Sürecinde Beslenme İle İlgili Ne Gibi Sorunlar Yaşar?
Kanser Hastalarının Uzak Durması Gereke Gıdalar Nelerdir?
Kanser Hastaları Sıvı Kaybını Nasıl Engeller?
Kanser Tedavisinde Beslenme Programı Nasıl Olmalıdır?
Kanser Hastalarına Bitki Çayı Tavsiye Eder Misiniz?
Kanser Hastalarının Beslenme Programlarında Mutlaka Olması Gereken Gıdalar
Coronavirüs'ten Korunmak İçin Neler Tüketmeliyiz?
Kanser Hastaları Tedavi Sürecinde Vitamin Takviyesi Almalı Mı?
Kanser Hastalarının Tedavi Sürecinde Beslenme İle İlgili Yaşadıkları Sorunlar
Basın & Haberler
İlgi Alanları
Yüzyıllardır geleneksel tıpta kullanılan dut yaprağı, faydalarıyla ünlü bitkisel bir kaynaktır. İçeriğindeki vitaminler, mineraller ve antioksidanlar sayesinde bağışıklık sistemini güçlenmesine destek verir. Aynı zamanda kan şekerini dengelemeye kadar pek çok faydası bulunur. Özellikle Asya ülkelerinde doğal bir şifa kaynağı olarak tüketilen dut yaprağı; çay, ekstrakt ve toz formlarında kullanılabilir. Antibakteriyel ve anti-inflamatuar özellikleri ile öne çıkan yaprak, modern araştırmalarda da kendine yer bulur.
Lif ile birlikte sağlık açısından faydalı olabilecek vitamin ve mineral içeren muz, besin değeri açısından en önemli meyvelerden biridir. Potasyum, B6 vitamini, C vitamini ve çeşitli antioksidanlar ile fitonutrientlerin sağlıklı bir kaynağıdır. Bu besinler, muzdaki diğer bileşenlerle birlikte kalp sağlığını desteklemekten enerji sağlamaya kadar çeşitli sağlık yararları sunabilir.
Magnezyum vücudun üretmediği temel bir mineraldir. Vücut üretmediği için onu beslenme yoluyla elde etmeniz gerekir. Bu mineral; kan şekerinizi düzenlemek, kaslarınızı kasmak, sinirlerinizi çalışır durumda tutmak ve kan basıncınızı korumak gibi önemli vücut fonksiyonları için gereklidir. Bu nedenle, her gün yiyecekler veya takviyeler yoluyla bu besinin optimum miktarlarını tüketmeniz gerekir. Magnezyum fasulye, sebze ve tohum gibi çeşitli besinlerde bulunmasına rağmen çoğu insanın beslenmesinde magnezyum oranı çok düşüktür ve bu durum sağlığınızı olumsuz etkileyebilir.
Yüzyıllardır geleneksel tıbbın vazgeçilmez bitkilerinden biri olarak bilinen Kuşburnu, zengin besin içeriğiyle sağlığa pek çok fayda sunar. Yüksek C vitamini içeriği sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirmekle kalmaz aynı zamanda antioksidan özellikleriyle de vücudu serbest radikallerin zararlı etkilerinden korur. Kuşburnu, sindirim sisteminden cilt sağlığına, eklem rahatsızlıklarından kalp sağlığına kadar geniş bir yelpazede olumlu etkiler sağlar.
Dut kurusu, doğanın sunduğu en değerli gıdalardan biridir. Taze dutların özenle kurutulmasıyla elde edilen bu lezzetli atıştırmalık, sağlığı destekleyen birçok besin maddesiyle doludur. Geleneksel Türk mutfağında ve alternatif tıpta sıklıkla yer bulan dut kurusu, vitamin ve mineral açısından zengin içeriğiyle bağışıklık sistemini güçlendirmeye, enerji seviyesini artırmaya ve genel sağlık durumunu iyileştirmeye yardımcı olur. Özellikle kış aylarında vücut direncini artırmak ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı koruma sağlamak amacıyla tüketilen meybe hem lezzeti hem de sağlık açısından sunduğu faydalarla sofraların vazgeçilmezi haline gelmiştir.
Latince adı Urtica dioica olan ısırgan otu, yüzyıllardır geleneksel tıpta kullanılan, şifalı bitkiler arasında önemli bir yere sahip olan bir bitkidir. Bu bitki, içeriğinde bulunan vitaminler, mineraller ve biyolojik olarak aktif bileşenler sayesinde sağlık üzerindeki olumlu etkileriyle dikkat çeker. Otun faydaları, cilt sağlığından bağışıklık sistemine kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Antioksidan özellikleriyle serbest radikallerle savaşan ısırgan otu, iltihap önleyici etkisiyle de kronik rahatsızlıkların tedavisine destek olur. Doğal bir destek arayanlar için hem çay formunda hem de harici uygulamalarda yerini alır. Bu mucizevi bitkinin, sağlık alanında sunduğu katkılar, modern fitoterapide de önemli bir yer tutar.
Son yıllarda sağlık ve beslenme alanında popülerlik kazanan karadut özü, doğal bir takviye olarak öne çıkar. Özellikle antioksidan içeriğiyle bilinen bu besin, hem lezzeti hem de sağlık açısından sunduğu faydalarla dikkat çeker. Karadut özünün vücuda sağladığı çeşitli yararlar, bu özel meyvenin zengin vitamin ve mineral yapısından kaynaklanır. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirme, sindirim sağlığını destekleme ve cilt problemlerine karşı koruma gibi çok sayıda olumlu etkisi vardır. Karadut özü, doğru ve düzenli kullanıldığında, sağlıklı yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelebilir.
Hibiskus, canlı kırmızı çiçekleri ve kendine has ekşi tadıyla bilinen tropikal bir bitkidir. Antik çağlardan beri geleneksel tıpta kullanılan bu bitki, günümüzde de sağlığa olan faydalarıyla öne çıkar. Hibiskus bitkisinden elde edilen çay, özellikle antioksidan özellikleri ve zengin besin içeriğiyle dikkat çeker. Hibiskus bitkisinin ve çayının sağlığa olan etkileri hakkında bilgi sahibi olmak, bu değerli bitkinin nasıl kullanılabileceğini ve günlük hayatta nasıl bir yere sahip olabileceğini anlamak açısından büyük önem taşır.
Sağlık üzerinde sayısız faydası bulunan brokoli, besin değeri yüksek ve oldukça popüler bir sebzedir. Yeşil rengini klorofil pigmentinden alan bu mucizevi sebze, sadece görsel olarak değil aynı zamanda içerdiği zengin besin bileşenleriyle de dikkat çeker. Zengin içeriği sayesinde günlük beslenme rutininde mutlaka yer alması gereken bir gıda olarak öne çıkar. Antioksidanlar, vitaminler, mineraller ve lif açısından son derece zengin olan sebze, özellikle bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde, hücrelerin yenilenmesinde ve yaşlanma karşıtı etkilerin desteklenmesinde büyük rol oynar. Ayrıca, düşük kalorili yapısı ve yüksek besin değeri, brokoliyi kilo kontrolü sağlayan diyetlerin vazgeçilmez bir parçası haline getirir.
Hayvansal ürünlerin tüketiminden ve kullanımından tamamen kaçınmayı ilke edinen bir yaşam tarzıdır. Bu yaklaşım, yalnızca beslenme alışkanlıklarıyla sınırlı kalmaz aynı zamanda giyim, kozmetik, temizlik ürünleri ve diğer günlük ihtiyaçlarda da hayvansal ürünlerin, yan ürünlerin ve hayvanlar üzerinde test edilen ürünlerin kullanılmamasını içerir. Vegan beslenme, tamamen bitkisel kaynaklı gıdalarla yapılan bir diyet türüdür. Bu beslenme tarzı, meyve, sebze, tahıl, baklagiller, kuruyemişler ve tohumlar gibi besinlerden zengin bir diyet sunar. Hayvansal gıda ve yan ürünlerinin tüketilmediği bu diyet, özellikle son yıllarda sağlık bilincinin artmasıyla birlikte yaygınlaşmıştır. Vegan diyet; sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek, kalp hastalıkları, obezite ve diyabet gibi kronik hastalıklardan korunmak amacıyla tercih edilen bir beslenme şekli haline de gelmiştir. Ancak, bu diyetin sürdürülebilir olması için bilinçli bir yaklaşım gereklidir. Özellikle B12, demir, kalsiyum bazı vitamin ve minerallerin eksikliği riskine karşı dikkatli olunmalıdır.
Yüzyıllardır halk hekimliğinde kullanılan Karabaş otu, doğanın sunduğu en etkili şifalı bitkilerden biridir. Genellikle Akdeniz iklimine özgü bölgelerde yetişen bu bitki, lavanta ailesinin bir üyesi olup mor renkli çiçekleri ve hoş kokusuyla dikkat çeker. Latince adı "Lavandula stoechas" olan karabaş otu hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı destekleyici özellikleriyle öne çıkar. Eski çağlardan beri tedavi amacıyla kullanılan bu bitki; özellikle sinir sistemini yatıştırıcı, ağrı kesici, antiseptik ve antidepresan etkileri ile tanınır. Çay olarak tüketildiğinde rahatlatıcı etkiler sunarken, yağ formunda kullanıldığında da cilt bakımında ve masaj terapilerinde tercih edilir. Ayrıca, bu bitkinin güçlü aroması, evlerde hoş bir koku yaratmak ve aynı zamanda böcekleri uzak tutmak için de kullanılır.
Doğal şifa kaynaklarından biri olan alıç sirkesi, son yıllarda sağlıklı yaşam ve doğal beslenme trendlerinin yükselişiyle birlikte hak ettiği ilgiyi görmeye başlamıştır. Alıç meyvesinden elde edilen bu özel sirke, geleneksel yöntemlerle üretilir. Özellikle sağlığa olan faydalarıyla dikkat çeken sirke, zengin vitamin ve mineral içeriği sayesinde vücudu güçlendirir. Bağışıklık sistemini destekler ve çeşitli hastalıklara karşı koruyucu bir kalkan görevi görür. Bu nedenle, alıç sirkesi sadece bir lezzet unsuru olmanın ötesine geçerek, sağlıklı bir yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Hem mutfakta hem de sağlık alanında geniş kullanım alanı bulan alıç sirkesi, doğanın mucizevi gücünü günlük hayatınıza dahil etmenin en etkili yollarından biridir.
Tarih boyunca geleneksel tıbbın vazgeçilmez bitkilerinden biri olarak kabul edilen Udi Hindi, eski medeniyetlerden günümüze kadar uzanan etkileyici bir geçmişe sahiptir. Özellikle Orta Doğu, Asya ve Hindistan gibi kültürel ve coğrafi çeşitliliğin zengin olduğu bölgelerde büyük bir öneme sahiptir. Bu bölgelerdeki yerel halklar, Udi Hindi'yi yalnızca bir bitki olarak değil, aynı zamanda sağlığın ve yaşam kalitesinin artırılmasında kullanılan bir şifa kaynağı olarak değerlendirmiştir. Bitkinin kendisi ve yağı, geleneksel tıpta hastalıkların tedavisinden, modern kozmetolojide cilt bakımı ve saç sağlığına kadar geniş bir kullanım alanı sunar. Özellikle sağlıklı bir yaşam sürdürmek isteyenler için, Udi Hindi'nin sahip olduğu doğal şifa gücü, modern tıp yöntemlerine değerli bir alternatif olarak kabul edilir.
Yer elması, özellikle kış aylarında sofralarımızı zenginleştiren ve sağlığımıza birçok fayda sunan özel bir sebzedir. İçerdiği zengin vitamin ve minerallerle dikkat çeken sebze hem lezzetiyle hem de besin değeriyle öne çıkar. Bu kök sebze, sindirim sisteminden kalp sağlığına kadar pek çok alanda olumlu etkiler sunar. Lif bakımından oldukça zengin olduğu için sindirim sistemine dost bir sebzedir. Bu özelliği ile mide ve bağırsak sağlığını destekler. Ayrıca, düşük kalorili yapısı ve tok tutucu özelliği sayesinde diyet programlarında da sıkça tercih edilir. Kan şekerini dengeleyici özellikleri ve yüksek antioksidan içeriği ile yer elması, sağlıklı bir yaşam için mutfaklarımızda mutlaka yer verilmesi gereken bir besin olarak ön plana çıkar. Hem pişmiş hem de çiğ olarak tüketilebilen bu sebze, çeşitli yemeklerde ve salatalarda kullanılabilir.
Tatlı bir tada sahip olan cennet hurması, birçok tatlıda ve fırınlanmış üründe kullanılır. Kabuğuyla birlikte çiğ olarak yenebilir. Hurmanın bazı sağlık yararları arasında kalp, cilt ve görme sağlığını iyileştirmek yer alır. A ve C vitaminleri, diyet lifi ve antioksidanlarla doludur. Bu da hurmayı, dengeli bir diyete değerli bir katkı yapar. Sindirim sağlığını destekleme, bağışıklık sistemini güçlendirme ve kilo yönetimine yardımcı olma potansiyelleriyle hurmalar hem lezzet hem de sağlık arayan sağlık bilincine sahip kişiler için popüler bir seçim haline gelmiştir.
Güneş ışığından biraz D vitamini alabilirsiniz. Ancak; süt ürünleri, yağlı balıklar ve yumurta gibi D vitamini açısından zengin yiyecekler yemeniz de önemlidir. D vitamini sağlık için olmazsa olmaz bir besindir. A, E ve K vitaminlerinin yanı sıra D vitamini de yağda çözünür. Yani sindirim sistemi, vitamini besin yağlarıyla emerek kan dolaşımına gönderir. Ardından da karaciğerde ve yağlı dokularda daha sonra kullanılmak üzere depolanır. Bu önemli besin, sinir, kas ve bağışıklık sisteminizi destekler. Aynı zamanda kemiklerin temel yapı taşlarından biri olan kalsiyumun emilmesine yardımcı olur.
Günümüzde sağlıklı yaşam ve doğal besinler üzerine yapılan araştırmalar, geleneksel olarak tüketilen birçok bitkinin sağlık açısından ne kadar değerli olduğunu gözler önüne serer. Bu bitkilerden biri de iğdedir. Sağlıklı bir yaşamın anahtarlarından biri olan iğde hem besin değeri hem de sağlık üzerinde sunduğu faydalar ile dikkat çeker. Özellikle son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, iğdenin çeşitli hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde kullanılabileceğini ortaya koymuştur.
İnsan vücudu ihtiyaç duyduğu yağ türlerinin çoğunu üretebilir. Ancak, Omega-3 çoklu doymamış yağ asitleri için durum böyle değildir. Bunlar temel yağlardır; vücut bunları sıfırdan üretemez sadece yiyeceklerden alabilir. Omega-3 açısından zengin yiyecekler arasında belirli balıklar ve deniz ürünleri, bazı bitkisel yağlar, kuruyemişler (özellikle ceviz), keten tohumları ve yapraklı sebzeler bulunur. Bu yağlar, vücuttaki hücre zarlarını oluşturmak ve bu zarlardaki hücre reseptörlerinin işlevini etkilemek için gereklidirler. Ayrıca kan pıhtılaşması, atardamar duvarlarının kasılması, gevşemesi ve iltihabı düzenleyen hormonların yapımı için başlangıç noktası sağlarlar. Bunların yanı sıra genetik işlevi düzenleyen hücrelerdeki reseptörlere bağlanabilirler. Bu etkiler nedeniyle omega-3 yağları kalp hastalığı ve felci önlemeye yardımcı olabilir. Lupus, egzama ve romatoid artrit gibi hastalıkları kontrol etmeye destek verebilir.
Karanfiller, Endonezya ve Hindistan'a özgü, herdem yeşil bir ağacın çivi benzeri, kurutulmuş, açılmamış çiçek tomurcuklarıdır. "Karanfil" kelimesi, "tırnak" anlamına gelen Latince "clavus" kelimesinden gelir. Güçlü kokuları ve yoğun tatları nedeniyle karanfiller genellikle çeşitli yemeklerde ve içeceklerde baharat olarak kullanılır. İnsanlar ilaç yapmak için yağlarını, kurutulmuş çiçek tomurcuklarını, yapraklarını ve saplarını kullanırlar. Karanfil, diyet lifi, manganez ve potasyum gibi mineraller ve K vitamini gibi temel besin maddelerinin mükemmel bir kaynağıdır. Karanfil özü, flavonoidler, beta karoten, timol, öjenol, benzen ve diğer organik bileşikleri içerir. Karanfildeki vitaminler ve mineraller önemli tıbbi özelliklere sahiptir ve geleneksel Çin tıbbının sindirim fonksiyonu ilaçlarının bir bileşeni olmuştur. Modern batı tıbbındaki çalışmalar ayrıca karanfildeki organik bileşiklerin sağlığa fayda sağlayan analjezik, anti-inflamatuar ve antimikrobiyal elementlere (diğerlerinin yanı sıra) sahip olduğunu göstermiştir.
Doğal ve sağlıklı yaşamı benimseyenler arasında popülerliği giderek artan hünnap, eski çağlardan beri özellikle Asya ve Orta Doğu kültürlerinde değerli bir gıda ve ilaç olarak kullanılır. Küçük görüntüsüne rağmen sağlığa faydalarıyla dikkat çeken bu meyve, yüksek besin değerlerine sahiptir. Vitamin, antioksidan ve mineraller bakımından zengindir. Bu yönüyle bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve enerji seviyelerini artırmaya yardımcı olabilir. Aynı zamanda, sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasını desteklerken sağlık uyku döngüsünün oluşmasına da katkıda bulunur.
Sarımsak yüzyıllardır mutfakların bir parçasıdır. Bu bitki antibakteriyel ve antiseptik yapısı nedeniyle iyileştirici ve tıbbi özelliklere sahiptir. Sarımsağın faydalı özellikleri bir bileşik olan allisinden kaynaklanır. Allisin ayrıca sarımsağın kokmasını sağlar. Sarımsak bitkisinin en çok kullanılan kısmı soğanıdır ve genellikle beyaz, parşömen benzeri bir kabukla çevrelenmiş sekiz ila 20 damla şeklindeki dişten oluşur. Fosfor, çinko, potasyum ve magnezyum gibi mineraller açısından zengindir. C, K, Folat, niasin ve tiamin vitaminleri de sarımsakta bol miktarda bulunur. Sarımsak birçok diyetin temel maddesidir. Taze sarımsak ve sarımsak tozu, makarna ve et yemekleri gibi tarifleri baharatlamak için yaygın olarak kullanılır ve sarımsak ayrıca bağışıklık sistemi ve kalp sağlığını desteklemek için tıbbi olarak da kullanılır.
Son yıllarda hem lezzeti hem de sağlık yararları ile popülerlik kazanmış Kapadokya soğanı, Kapadokya'nın kendine has ikliminde ve volkanik topraklarında yetişir. Özellikle antioksidan, vitamin ve mineraller açısından zengindir. İçerdiği flavonoidler ve kükürt bileşikleri sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Aynı zamanda kalp sağlığını destekler. Anti-inflamatuar özellikleri sayesinde eklem ağrılarını hafifletebilirken sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasına katkıda bulunabilir. Besin değeri yüksek olan bu soğan türü çiğ olarak salatalarda, yemeklerde veya turşu olarak tüketilebilir. Ancak pişirildiğinde de yemeklere eşsiz bir lezzet katar. Bu sayede hem günlük beslenme düzeninizde sağlıklı bir katkı sağlar hem de yemeklerinizin tadını zenginleştirir.
Çörek otu, Nigella sativa bitkisinin tohumlarının ortak adıdır. Bu bitki yeşil yaprakları, beyaz ve morumsu çiçekleri olan küçük bir çalıdır. Dünya çapında yetişir, ancak en yaygın olarak güney ve doğu Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve güneybatı Asya'da yetişir. Çörek otu, çörek otu, rezene çiçeği, siyah kimyon, Roma kişnişi, Habbatul Barakah (Arapça) ve Tikur azmud (Amharca) isimleriyle de bilinir. Bu tohumlardan çörek otu yağı elde edilir. Çörek otu çeşitli formlarda (bütün olarak, yağ olarak, kapsül içinde ve toz olarak) kullanılabilir. Çörek otu yağının sağlık üzerindeki etkilerine ilişkin araştırmalar nispeten sınırlı olmasına rağmen, potansiyel faydalar sağlayabileceğine dair bazı kanıtlar bulunmaktadır.
Chia tohumları lif, protein, omega-3 yağ asitleri ve antioksidanlarla yüklü, besin açısından yoğun, küçük tohumlardır. Etkileyici beslenme profilleri, çeşitli sağlık yararlarıyla birlikte gelir ve bu da onları dengeli bir diyete mükemmel bir katkı haline getirir. Günümüzde chia, Meksika, Guatemala, Peru, Arjantin, Avustralya ve Amerika Birleşik Devletleri dahil olmak üzere birçok ülkede ticari olarak yetiştirilmektedir.
Adaçayı ailesinin bir üyesi olan biberiye, oldukça aromatik iğne benzeri yaprakları ve mavi, beyaz veya pembe çiçekleri olan, her zaman yeşil, gür bir bitkidir. Geleneksel olarak kuzu, tavuk veya av eti ile servis edilir. Akdeniz mutfağında yaygın olarak kullanılır. Ekmek, muffin ve bisküvi gibi tatlı ve tuzlu unlu mamullerde kullanılabilir. Taze biberiye ayrıca çay yapmak, kokteylleri tatlandırmak veya soslar ve marinatlar yapmak için yağ veya sirke ile karıştırılarak da kullanılabilir. Biberiye, mutfakta pek çok kullanımının yanı sıra binlerce yıldır sindirim sorunları, baş ağrıları, uykusuzluk, romatizmal ağrılar gibi bir dizi hastalığın tedavisinde ve fiziksel, duygusal ve zihinsel sağlığı iyileştirmek için bir tonik olarak kullanılmıştır.
Ejder meyvesi, dünyanın tropik bölgelerinde bulabileceğiniz, hylocereus adı verilen tırmanıcı bir kaktüsün üzerinde yetişen bir besindir. Meyvenin dış kısmı sıcak pembe veya sarı bir ampul görünümündedir ve etrafında alevler gibi yükselen sivri uçlu yeşil yapraklar vardır. Ejder meyvesi, sulu ve bazılarının kivi, armut ve karpuz karışımı olarak tanımladığı hafif tatlı bir tada sahiptir. Tohumların fındıksı bir tadı vardır. Görünümü, adını ateş püskürten bir ejderhadan alır. Zengin antioksidan kaynağı, kanser ve diyabet riskini azaltmada hayati bir rol oynar. Bu süper meyveyi günlük beslenmeye rahatlıkla ekleyebilirsiniz.
Avokado, büyük bir çekirdeği ve koyu kösele kabuğu olan parlak yeşil bir meyvedir. Defnegiller familyasına ait bu meyve, lif kaynağı açısından oldukça zengindir. Son zamanların popüler ürünleri arasında yerini alan avokado, sofralarda pek çok yemeğe konuk olur. Salatalardan dürümlere, sandviçlerden soslara kadar pek çok ürüne tat ve sağlık katmayı başarır.
Ihlamur ağaçları 30'a yakın tür ve çeşidi bulunan büyük bir ağaçtır. Oldukça uzun boylu olmalarına rağmen ömürleri de oldukça uzundur. Çoğunun birkaç yüz yıllık bir ömrü vardır ancak binlerce yıl yaşamış bazı ıhlamur ağaçları da vardır. Köklü geçmişiyle ıhlamur ağaçlarından mevsiminde toplanan ıhlamurlar, sevilerek tüketilir. Ihlamur çiçekleri, yaprakları, odunu ve odun kömürü (odundan elde edilen) tıbbi amaçlarla kullanılan kısımlarıdır. Ihlamur çiçeklerindeki aktif maddeler arasında flavonoidler (antioksidan görevi gören), uçucu yağ ve müsilaj bileşenleri (yatıştırıcı ve iltihabı azaltan) bulunur. Doğanın en şifalı bitkilerinden biri olan ıhlamur doğru bir demleme ile binbir derde deva olur.
E vitamini yüksek antioksidan etkilere sahip, vücudu oksidatif stresten korumaya ve bağışıklık direncini yükseltmeye yardımcı olan iyi bir kaynaktır. Başta saç ve cilt bakımı olmak üzere görme sağlığının desteklenmesine ve kalbi çeşitli hastalık risklerine karşı korumaya karşı yardımcı olabilir. Bu vitamin belirli besinlerden alınabileceği gibi çeşitli formlarda bulunan ilaçlarla da takviye edilebilir.
Bitkisel kaynaklı ürünler geçmişten günümüze çok çeşitli amaçlar için kullanılmışlardır. Bitkisel ürünlerden biri olan zerdeçal, zencefilgiller familyasına ait olan Curcuma Longa adlı bitkiden elde edilir. Zencefilin içerdiği kimyasal bileşiklerin miktarı ve kalitesi bitkinin yetiştiği ortamın koşullarına bağlı olarak değişse de zencefil biyoaktif bileşikler bakımından oldukça zengindir. Tüm bileşenler içerisinde ana aktif bileşik olarak adlandırılan ve sağlıkla ile ilgili faydalardan asıl sorumlu olan kimyasal kurkumindir. Kurkumin antioksidan, anti-inflamatuar, anti-bakteriyel özellikler göstermektedir.
Günümüzde endüstriyel gelişmelere ve teknolojinin hızla ilerlemesine bağlı olarak, insanlar sağlıklı bir yaşam biçimi sürmeye ve sağlığı destekleyici gıdalar tüketmeye yönelmiştir. Buna bağlı olarak meyve çeşitlerinin önemi giderek artmıştır. Meyve türleri içerisinde yer alan hem lezzetiyle hem de sağlığa etkileriyle çok önemli bir besin kaynağı olan nar, dünya genelinde popülerliği en çok artan meyvelerden biridir. Punicacae familyasına mensup olan ve latince adı Punica granatum L. olan nar, antik çağlardan beri varlığını koruyan, tıbbi faydalarından dolayı halk sağlığında yaygın olarak kullanılan bir meyvedir. Nar; folik asit, potasyum, fosfor, demir, C vitamini ve lif bakımından oldukça yüksek içeriklere sahiptir. Bu özelliklerine bağlı olarak Japon patentli ilaçlarda yer alan 9 bitkisel gıdadan biridir. Narın sadece etli kısmı değil; köklerinden, çiçeğinden, kabuğundan ve çekirdeğinden de aktif olarak sağlık sektöründe yararlanılır.
Ceviz besin değerleri, besleyici özelliği ve lezzetli tadı sayesinde popüler bir kuruyemiştir. İçerisindeki zengin yağ asitleri, antioksidanlar, vitaminler ve mineraller kalp rahatsızlıklarından beyin hastalıklarına, hafıza sorunlarından diyabete, kanser riskinden korunmaya ve cilt sağlığının korunmasına kadar birçok sağlık koşuluna fayda sağlayabilir. Cevizi beslenme rutinine dahil ederek sağlıklı bir yaşam desteklenebilir.
Ayva (Cydonia oblonga), armuta benzeyen meyveleri olan, kuraklığa dayanıklı, küçük, yaprak döken bir ağaçtır. Meyvesi çiğ olarak tüketilebileceği gibi beslenme düzeninde reçel veya unlu mamullere eklenerek de yenilebilir. Asya ve Akdeniz'in çeşitli bölgelerine özgü bir meyvedir. Havaya maruz kaldığında, beyaz-sarı dokusu sertleşir, tadı ekşi, acı ve asidik hale gelir. Ancak olgunlaştığında ayva hoş, ekşi tatlı arası güzel bir tada sahip olur. Yapısında kişilerin sağlığına katkı verebilecek birçok fayda bulunur. İçerdiği lif, vitamin ve antioksidanlar sayesinde vücut sağlığını destekler.
Tıbbi ve aromatik bitkiler geçmişten günümüze hastalıklardan korunma ve hastalıkların tedavisi amacıyla oldukça sık kullanılmaktadır. Bu bitkilerin kullanımı tıbbi amaçlarla da sınırlandırılmamış çok çeşitli sektörlerde bitkilerden yararlanılmıştır. Adaçayı da Lamiaceae familyasına ait olan değerli bir tıbbi bitkidir. Bilimsel adı Salvia Officinalis L. olan adaçayının dünyada 900 tane türü bulunmaktadır. Ülkemiz de bu bitki açısından zengin bir coğrafyada bulunduğundan 87 adet türü bulundurmaktadır. Adaçayının ismi latince “Salveo” kelimesinden gelmektedir. Salveo kurtarmak iyileştirmek gibi anlamları karşılayan bir sözcüktür. Adaçayı içerdiği kimyasal bileşenlerden ötürü tedavide terapötik amaçla oldukça sık kullanılmaktadır. Adaçayı bakteri enfeksiyonlarına, mantar enfeksiyonlarına karşı etkili olmanın yanında kanser hastalıklarında tümörlerin küçültülmesinde dahi faydalı olan oldukça etkili bir bitkidir. Son yapılan çalışmalarda bitkinin antioksidan aktivite gösterdiği de ortaya konmuştur. Adaçayının halk arasında oldukça çeşitli uygulanış biçimleri bulunmaktadır. En yaygın kullanım şekli ise demleme usulü yapılan çaydır. Adaçayının kullanılış şekli mevcut hastalığa göre değişiklik göstermektedir.
Tahıllar geçmişten bugüne kadar toplumların beslenmesinde oldukça önemli bir yer edinmiştir. Gluten, glutenin ve gliadin fraksiyonundan oluşan, tahılların bir kısmının içeriğinde bulunan bitkisel bir proteindir. Gliadin proteini glutenin çoğu olumsuz etkisinden sorumludur. Gluten içeren tahıl ve bileşenler başta buğday, arpa, çavdar olmak üzere, bira mayası, glutensiz olarak etiketlenmeyen yulaf şeklinde sıralanabilir. En yaygın gluten kaynakları ise ekmek, makarna, kek ve kurabiye gibi unlu mamuller şeklindedir. Bazı bireylerin tıbbi durumlar nedeniyle gluten tüketmemesi gerekir. Ancak gluten tüketiminden kaçınmak biraz zordur. Bu nedenle gluten içeren ve içermeyen besinler iyi bilinmeli, gluten diyetinin prensipleri iyi benimsenmelidir.
Kabak çekirdeği içerisindeki yağ asitleri, vitamin ve mineraller sayesinde kronik hastalıkların tedavisine yardımcı olmaktan cilt sorunlarına kadar pek çok alanda kullanılmaktadır. Vücuttaki toksinlerin atılması, kan şekerinin dengelenmesi gibi etkileri vardır. Kabak çekirdekleri, takviye ürün olarak kullanılabileceği gibi yemek ve salataların tatlandırılması için kullanılabilir. Çekirdekten elde edilen yağ da bağırsakların temizlenmesi, cildin nemlendirilmesi için tercih edilebilir. Tüm doğal ürünlerde olduğu gibi kabak çekirdeğinin yanlış ve fazla kullanımı istenmeyen etkilere neden olabilir. Bu nedenle daha fazla kullanıldığında daha etkili olacağı düşünülmemelidir.
Yeşil çay, sağlık üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle birçok sağlık uzmanı tarafından önerilen, günlük beslenmeye eklenebilecek bitki türlerinden biridir. İçerisinde bulunan kateşinler sayesinde güçlü bir antioksidan kaynağı olan yeşil çay, kanser ve tip 2 diyabet gelişimini önlemede bilinen etkileriyle ön plana çıkar. Bu hastalıkların beraberinde yapılan çalışmalar yeşil çay tüketiminin kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltabileceğini gösterir. Yeşil çay tüketiminin farklı faydaları bulunurken tüketilen miktara, demlenme şekline ve kimler tarafından tüketilebileceğine dikkat edilmesi gerekir. Doğru tüketim ile yeşil çayın olumlu etkilerinden yararlanılabilir.
Lavanta yağı, aromaterapi alanında kullanılan oldukça popüler ve çok yönlü bir esansiyel yağdır. Lavanta bitkisinden distilasyon yoluyla elde edilen lavanta yağı, gevşemeyi destekler ve stres, kaygı ve depresyon gibi durumlarda katkı sağlayabilir. Lavanta yağı birçok farklı amaçla daha kullanılabilen bir üründür. Anti-inflamatuar, antifungal, antiseptik ve antimikrobiyal özelliklerine ek olarak antispazmodik, analjezik ve sedatif etkileri de mevcuttur. Lavanta yağı faydaları ile pek çok sağlık sorunu için tedavi alternatifi olabileceği gibi, bitkisel ürünlerde doz ve hasta öyküsünün önemi unutulmamalıdır. Her vücut için tolerans düzeyi, alerjik öykü ve etkin doz miktarı değişebilir.
Son yıllarda adından sıklıkla bahsedilen detoks kısaca vücudu temizlemek ve toksinlerden arındırmak için başvurulan bir diyet sürecidir. Hava kirliliği, stres, yanlış beslenme alışkanlıkları, çeşitli kimyasallara maruz kalınması gibi pek çok sebeple vücutta toksin adı verilen zararlı maddeler birikebilir. Uzman kontrolünde yapılan çeşitli detokslar vücutta biriken toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olabilir. “Detoks nedir?”, “Detoks çeşitleri nelerdir?”, “Kimler detoks yapabilir?” gibi soruların cevapları ve detoks hakkında merak edilenler yazının ilerleyen kısımlarında detaylı olarak yer almaktadır.
Ginseng Uzak Doğu ülkelerinde uzun yıllardır geleneksel tıpta kullanılan bir bitkidir. Bitkisel ürünlerin kullanımında yaygın olarak tercih edilen ginseng, strese karşı direnç arttırıcı etkilere sahiptir.
Vücut imajı hakkında endişeler günümüzde birçok sektörde etkisini gösterir. Oyuncu ve modeller, bale, dövüş sanatları ve uzun mesafe koşucuları gibi meslek gruplarına dâhil olan kişiler vücut ağrılıklarını korumak veya azaltmak için yoğun tempo içinde olabilir.
Zencefil (Zingiber officinale), zerdeçal ve kakule kök ailesine ait bir bitkidir.
Yaban mersini, Kuzey Amerika kökenli bir meyve türüdür ve bilimsel adı Vaccinium corymbosum'dur.
Semizotu diğer adıyla pirpirim, sıcak iklimli, otsu, etli ve tek yıllık bir bitkidir.
Rezene, sağlığı iyileştirici özellikleri bulunan bitkilerden biridir.
Papatya, asteraceae bitki familyasına ait olan ve tıbbi, aromatik amaçla yüzyıllardır kullanılan bir bitkidir.
Keten tohumu, keten bitkisinden elde edilen tohumdur.
Özellikle Akdeniz bölgesi gibi ılıman iklimlerde yetiştiriciliği yapılan kekik, mutfakların sevilen baharatlarından bir tanesidir.
Yüzyıllardır çeşitli kültürlerde sağlık kaynağı olarak bilinen kefir, fermente bir süt ürünüdür. İçeriğinde bulunan probiyotik bakteriler, bağırsak sağlığını desteklemenin yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendirme potansiyeline sahiptir. Modern beslenme bilimi, kefirin faydalarını derinlemesine araştırmış ve bu besin maddesinin sadece sindirim sağlığını değil, aynı zamanda genel vücut sağlığını da olumlu yönde etkilediğini ortaya koymuştur. Besin değeri yüksek olan kefir, vitamin, mineral ve protein içeriği ile de dikkat çeker. Sağlıklı bir yaşam tarzını desteklemek isteyen bireyler için kefir, doğal ve etkili bir seçenektir.
Çörek otu, eski zamanlardan bu yana gıda, ilaç gibi çeşitli kullanım alanına sahip bir tohumdur.
Günlük yaşantıyı sürdürebilmek için vücudun ihtiyaç duyduğu pek çok temel besini almak son derece önemlidir. Bu besin maddelerinden biri de B12 vitamini olur. Adı sıklıkla duyulan bu vitaminin ne işe yaradığı ve neden bu kadar önemli olduğu hakkında çoğunlukla az bilgiye sahip olabilirsiniz. B12 vitamini vücudun çeşitli biyolojik süreçlerinde önemli roller üstlenir. Kırmızı kan hücrelerinin üretiminden sinir sistemi sağlığına DNA sentezinden metabolizma hızına kadar pek çok temel fonksiyonda etkilidir.
3 Kasım 2023 Cuma
Diyabet hastaları ne kadar meyve tüketmeli?
0 kez okundu
19 Ağustos 2023 Cumartesi
Ketojenik Diyet Nedir? Ne İşe Yarar? Nasıl Yapılır?
500 kez okundu
19 Ağustos 2023 Cumartesi
Coronavirüs’e Karşı Bağışıklık Sistemini Güçlendirmenin 8 Yolu
500 kez okundu
Öne Çıkan Kanser Yazıları